2.Kurşun 🔫

5.2K 387 432
                                    

Elindeki kalemi sağa sola sallarken aynı zamanda dudaklarını büzüyordun.

Okulun kafeteryasında önündeki matematik sorusunu çözmeye çalışıyordun. Fakat sadece çalışıyordun. Paragraf gibi olan soruda takılıp kalmıştın.

Bir anda önüne konulan kahve bardağı ile kafanı kaldırdın. MinHo karşındaki boş sandalyeyi çekip oturmadan önce kısa bir gülümseme verdi.

"Burada ne işin var?" Garip bir şekilde gelen cesaret ile konuştun.

"Bende bu okulun öğrencisiyim." Genç adam omuz silkip kahvesinden bir yudum aldı.

"Benim masamda ne işin var?"

"Yanına oturması cazip olan tek kişiydin."  Iç çekip önüne döndün ve soruya tekrar şöyle bir baktın. Çözülecek gibi değildi. Gözün kitabının yanındaki kahve bardağına takıldı.

"Hani bir dahaki kahveyi ben ısmarlıyordum?"

"Pek ısmarlayacak gibi durmuyordun." Kaşları ile önündeki kitabı işaret ettiğinde ellerinle yüzünü kapattın. Sinirlerin bozulmuştu. 

"Kaç dakikadır çözemiyorum sinirlerim bozuldu ya!" Kalemi masaya attığında oturduğu yerde biraz geri çekilmişti.

"Şu an benim olabileceğimden daha sinirli gözüküyorsun." Kıkırdayıp kitabı senin önünden çekti ve kalemi de alıp bir şeyler karalamaya başladı.

Sana getirdiği kahveyi alıp bir yudum aldın ve etrafa şöyle bir bakış attın. Herkesin sana bakıyor olması seni şaşırtmamıştı.

"Bitti." Kitabı önüne uzatıp arkasına yaslandığında bardağı bırakıp kitaba baktın. Soruyu çözmüştü. Cidden çözmüştü.

"Nasıl çözdün?" Şaşkın bakışlarınla ona baktığında sırıttı.

"Eğer benimle okul dışında buluşursan anlatırım." Duyduğun cümle ile geri çekilip kaşlarını çattın.

"Anlatma. Gerekirse Profesör'e giderim." Yerinden kalkmaya hazırlanırken seni durdurmak için kolunu tuttu.

"Dur dur. Alt tarafı okuldan sonra ilerideki pizzacıya gitmeyi teklif edecektim. Öyle duyduğun gibi barlarda sabahlayan bir adam değilim."

Etraftaki fısıldaşmalar artarken boğazını temizleyip kolunu geri çektin ve sandalyene oturdun.

"Peki ama bu sefer ben ısmarlıyorum."

Kıkırdayıp kafasını salladı.

"Tamam bu sefer sen ısmarla."

Ve uzun süre çözemediğin o soruyu sana anlatmaya başladı.

***
"Hoş geldin Hyung!" Dolgun dudaklı bir genç siz içeri girer girmez adeta önünüze atlamıştı. MinHo'ya sıkı bir sarılma verdiği sırada T-shirt'ünün kolundaki adına baktın.

'Kim Taemin.'

"Boş masa var değil mi Tae?" MinHo geri çekilip çocuğun saçlarını karıştırırken sordu.

"Evet evet. Arka taraf ki masalardan biri boş. Siz oturun ben siparişinizi almaya gelirim!" Taemin heyecanlı adımlar ile yanınızdan ayrıldığında siz de bir masaya doğru ilerlemiştiniz.

"Burası kardeşlerimin yeri. Tanıdık diye söylemiyorum ama pizzaları baya iyidir."

"Kardeşlerin? Kaç kardeşin var ki?" Oldun olası meraklı bir insandın. Ve bu yönün yine çok güzel bir şekilde kendini belli etmişti.

"Tam olarak sayı veremiyorum."

"Ne?"

"Çetedeki herkes birbiri ile kardeştir."

Kurşun (Choi MinHo OC)Where stories live. Discover now