15- High School Student

6.1K 487 70
                                    


Seokjin gülümseyerek etrafı incelerken Namjoon bacaklarını ileri geri sallayarak menüye bakıyordu. Aslında amacı Seokjin ile göz göze gelmemekti.

Birden menünün yanında masaya koyduğu elinin üzerinde sıcak bir dokunuş hissetti. Şaşkınca kafasını kaldırdığında Seokjin ona gülümseyerek bakıyordu.

"Teklifimi kabul ettiğin için Teşekkürler Namjoon."

Şu ana kadar Namjoon'un aklında kurduğu plan; Seokjin kendisinden pek hoşlanmadığı için ondan olabildiğince uzak durarak işleri yürütmekti. Kimsenin etrafında dolanarak moralini bozmak istemiyordu, kaldı ki bahsettiği kişi çalıştığı şirketin veliahtı Kim Seokjin'di. Onun kişisel asistanı olduğu için bu ekstra zordu fakat deniyordu işte.

Elini yavaşça kendi teninin üstünde oldukça beyaz duran elin altından çekerken sadece gülümseyerek cevap verdi.

"Ne yiyeceğinize karar verdiniz mi?" Seokjin'in gülümsemesi elinin altından çekilen elle biraz soldu. "Bana böyle seslenmemeni söylemiştim. Benden büyük olduğunu biliyorsun. Bu gerçekten rahatsız edici."

Namjoon dudaklarını büzerken kafasını salladı. Karşısındaki daha lise son sınıf öğrencisi olsa da takım elbise içinde verdiği his hiç öyle değildi. Üstelik lise öğrencisinden hallice epey uzundu. Fakat masum gülümsemesi daha çok küçük olduğunu vurguluyordu.

"Ne yiyeceğine karar verdin mi?" Düzelterek söyledi ve kaba olmamak için gülümsedi. Seokjin bu gülümsemenin kaba görünmemek için kendisine sunulduğunun farkına varınca hafiften öksürdü.

"Yemeği bırak şimdi. Ben senden kaba davranışlarım için gerçekten özür dilerim. Bunu hiç hak etmiyordun fakat bir anlık sinirle sana patladım. Bu olanlar benim için...yeni. Beni anlayacağını umuyorum." Son cümlesinin ardından tekrar melek gibi gülümsedi.

Çok olgun. Bir lise öğrencisinden beklenmeyecek kadar.

"Hayır, sorun değil. Eğer benim sizin etrafınızda dolaşmam sorunsa bunu rahatlıkla söyleyebilirsin. Daha dikkatli davranırım."

Seokjin bakışlarını masaya indirirken iç çekti. "Beni rahatsız etmiyor, emin olabilirsin." Namjoon bunun üzerine başka bir şey söylemedi. Yanlarına gelen garsona siparişlerini verdiler. Garson gittikten sonra yine bir sessizlik esir aldı masayı.

Seokjin ciddi anlamda üzgün hissediyordu. Karşısındaki adamın kalbini kırmış olmalıydı. Namjoon çatalıyla didiklediği tabağından başını kaldırdı ve gözlerini onu izleyen Seokjin'le buluşturdu.

"Neden yemiyorsun? Sana kırılmadım Seokjin, eğer sorun buysa. Sadece benden rahatsız olduğunu düşündüğünü sandım. Sorunu çözmüş olduğumuza göre yemeğini yiyebilirsin. Bugün çok yoruldun, acıktığını biliyorum."

Seokjin gülümsemesine engel olamadı ve yüzünü saklamak için tabağına indirdi bakışlarını.

O sırada aklından geçen düşünce Namjoon'un yemek yerken ne kadar güzel göründüğüydü.

-

Taehyung sırt çantasını yatağın kenarına fırlattıktan sonra üzerindeki formaları çıkartıp günlük kıyafetlerini giydi.

Taehyung sırt çantasını yatağın kenarına fırlattıktan sonra üzerindeki formaları çıkartıp günlük kıyafetlerini giydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Still Alive | KookVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin