6- Leave the team

9.1K 760 426
                                    


Yoongi umutsuz adımlarla odadan çıkarken annesinin sözleri tekrar tekrar beynine doluyordu. Hatırlamasını diledi. Biricik annesinin biricik oğlunu hatırlamasını diledi. Bu gerçekleşmiyordu. Annesi bir türlü hatırlamıyordu, zihnindeki anılara rest çekmiş gibiydi. Kapının önünde kendini toparladı. Berbat gözüktüğünü biliyordu, ağladığında gözlerinin etrafı kızarır ve şişerdi.

Bu sebeple hastaneden çıkmadan önce gidip elini yüzünü yıkadı. Aynada kızarmış yüzüne şişmiş gözlerine bakarken bundan sonra buna alışması gerektiğini hatırlattı. Kendine annesinin yanına girmeden hemen önce 'Bugün ağlamayacağım...' diye tembihlerdi kendisini. Ne var ki bu hiç değişmedi. O odadan her çıktığında gözleri kızarıktı.

Annesinin ona sarılırken onu Yoongi olarak görmesi kalbini yaralıyordu. Oğlu olarak değil de masraflarını karşılayan hayırlı çocuk Yoongi.

Acı vericiydi. Ufak bir kazaydı. Sadece banyoda dümüş kafasını çarpmıştı. O günden itibaren annesi bir daha oğlunu hatırlamadı. Saçlarını tekrar şefkatle okşayıp oğlum diye sarılmadı. Yoongi'nin acısı büyüktü.

Bir kez daha annesini arkasında bırakarak hastanenin önüne çıktı. Hava esintiliydi. Ceketini almadığı için lanet getirmeden hemen önce bakışları ellerini cebine koymuş boş hastane bahçesinde banklardan birine oturmuş Jimin'e takıldı. Yüzü çok solgun görünüyordu. Daha önce hiç görmediği kadar solgun.

Yüzündeki kızarıklıkların geçmiş olduğunu umarak Jimin'in olduğu tarafa adımladı. Amacının ne olduğunu kendisi de bilmiyordu. İkisinin de beklemediği bir şekilde poposuyla Jimin'i kaydırarak yanına oturdu. "Selam deli."

-

Taehyung elindeki kitapları sinirle masaya fırlattı. Ders çalışmaktan nefret ediyordu. "Sinirlenme de otur hadi." Seokjin masaya fırlatılan kitapları kendince hizaya soktu ve ayakta dikilmeye devam eden Taehyung'u elinden çekerek yanındaki sandalyeye oturttu.

"İstemiyorum, çalışmak istemiyorum işte! Bana ne, bana ne!" Seokjin Taehyung'un kafasına hafifçe vurdu.

"Çalışma da atıl okuldan. Ne dedi müdür, eğer yılsonu ortalaman 75'i geçmezse kendine başka okul ararsın. Bir senen var daha."

"Ben gidince başka arkadaşın olmayacak tabi, ondan yapıyorsun bilmiyor muyum ben şerefsiz."

"E o da var tabi. Koca bir sene arkadaşsız nasıl geçer? " Taehyung Seokjin'in zorla oturttuğu sandalyede iyice yayıldı ve bacaklarını masaya uzatıp üzerine koydu. "Gideyim ben ya, hem okulun da sınıfımızın da başarısını düşürüyorum."

"Ya aptal, şimdi biraz uğraş da düzelsin işte o başarısızlıklar."

"Mantıklı." Taehung müdür tarafından sert bir tavırla karşılanmıştı. O ve Yoongi'nin okul takımından ayrılması okulun genelinde olay yaratmıştı. Müdür defalarca kez ikiliyi ikna etmeye çalıştı. Taehyung bir an kararından dönecek gibi olsa da Yoongi sayesinde bu mümkün olmamıştı. Resmi bir şekilde takımlardan ayrılmış, müdür bunu yanlarına bırakmamak için okul takımıyla beraber kazandıkları tüm madalyaları ve belgeleri ikisinden de almıştı. Bu büyük bir zalimlikti. Taehyung giden o tüm madalyaları için saatlerce ağlamıştı.

Müdürün hırsına tüm bunlar yetmemiş Taehyung bir senesi daha olduğundan ortalaması 75'in üzerine çıkmazsa okuldan atılmakla tehdit edilmişti. Yoongi ise yıl bitene kadar okulun teknoloji sınıfından yararlanamayacaktı. Bu berbattı. İkisi içinde hayat resmen boka sarmıştı. Yoongi üstün stalker yeteneklerini okulda kullanamayacaktı. Taehyung'nun ise en yüksek ortalaması 48'di bir kere. "İkimizde ortalamamı o kadar yükseltemeyeceğimi biliyoruz."

Still Alive | KookVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin