5.Bölüm*

221 25 0
                                    

-Heir To The Throne-

''Sanırım artık daha fazla gülümseyeceğinden emin olmam gerekecek''

Yixing başını salladı ve büyük olana karşılık verdi.

''Sen bir yardımcısın değil mi?, işin bu''

Jongin gülümsedi ve karşısında ona sevimli bir surat ifadesiyle bakan küçüğünü onayladı.

''Bir yardımcının görevlerinden biri de, çalışmalara zamanında gitmesinden emin olmak değil mi? Sanırım hemen çıkmazsak geç kalacağız.''

Yixing iç çekti ve başını sallayarak istemeyerek de olsa ayağa kalktı, Jongin'de onu izledi ve biraz sonra ikisi de tahta kapıya bir kaç adım kala buldular kendilerini. Yixing tam kapıyı açacakken, Jongin onu durdurdu ve kendine çevirdi.

''Yine eskisi gibi mi olacaksın?''

''Olmak zorundayım...''

''Neden?''

''Çünkü benden beklenen bu, lütfen gerçek beni tanımana izin verdiğim için beni pişman etme''

''Bu halini seviyorum''

''Sorun değil, bu maske benliğimde olduğu sürece benden nefret edebilirsin. Sadece...benim gerçekte nasıl biri olduğumu unutma tamam mı? Ne olursa olsun bunu hatırla Jongin.''

''Neden daha başlangıçta bir sonmuş gibi konuşuyorsun?''

''Başlayalı ne kadar olduğunun bir önemi yok, son yaklaşıyor''

''Ne demeye çalışıyorsun Yixing?''

Yixing gülümsedi ve önüne dönüp kapıya doğru birkaç adım daha attı.

''Unut gitsin''

Ama bu cevap Jongin için yeterli değildi. Küçük olanın zayıf bedenini bir kere daha kendine çevirdi ve suratını esir alan sinirli görüntüsünü olabilidiğince saklamaya çalışarak söylendi.

''Ne sonu Yixing? Neden bahsediyorsun?!''

''Her yardımcı gibi sende zamanın gelince gideceksin''

''Bu sana bağlı''

''Seni göndermek zorundayım''

''Neden?!''

''Çünkü ben kötü biriyim Jongin, unuttun mu?! Kimsenin katlanamadığı şımarık bir prensim! Doğru zaman geldiğinde de olması gerektiği gibi karar vereceğim''

''Bana buradan gitmek istediğini söylemiştin, bunu beraber yapabiliriz seni kendi insanlarının yanına götürebilirim''

''Peki ya sonra ne olacak? Benim yanımda olan herkesin hayatları tehlikeye girecek, buna sende dahilsin. Değer verdiğim herkes gözlerimin önünde katledilecek. Buna dayanamam Jongin, bunun olmasına izin veremem. Healing insanları arasında kötü olan tek çocuk. Ben buyum işte. Böyle olmak zorunda ''

''Yani kendini feda mı edeceksin?''

''Yapmam gereken bu, ben bu kaderle doğdum eminim Tanrı bana bir nedenden dolayı verdi bu lanet gücü, kahretsin ki nedenini bilmiyorum ama verdi işte. Kendimden yüksek olanların kararlarını sorgulamayı uzun zaman önce bıraktım.''

Jongin iç çekti ve küçük olanın ellerini serbest bırakıp dolan gözlerine bakarak yanağını okşadı.

''Sadece ne olursa olsun, senin yanında olduğumu bil. Yardımcın Jongin hep seninle tamam mı?''

Yixing gözlerini yere dikti ve dudaklarını kanatana kadar ısırıp başını salladı. Jongin'i bu kadar erken göndermek istemiyordu, yapmayacaktı da. Ama yanında olduğu her bir saniyede ona daha da çok bağlanacağını biliyordu. 

MendoveniaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin