4.Bölüm*

249 23 0
                                    

-Going Better-

Jongin'in kolları huzur doluydu. Bir süre için bile olsa Yixing için annesinin kollarında olmak kadar huzurlu olmuştu. Etrafında bulunduğunda onu rahatlatan kişileri kaybedeli çok uzun zaman olmuştu, belki de bu yüzden bu kadar çabuk ısınmıştı Jongin'e. Bunca zaman o kadar yalnızdı ki, ona uzatılan el düşmanın eli bile olsa kayıtsız tutardı. Ama yalnızlık ona bazı iyi yönler de katmıştı. Kendini duyabiliyordu, düşünceleri aklından bir ayna gibi yansırken, onu kontrol edecek gücü buluyordu kendinde. Bu çoğu kişinin yapamadığı bir şeydi, insanlar küstahdı. Ne zaman olaylar kontrol edilemez boyutlara ulaşsa hep suçlayacak başka birilerini arıyorlardı. Bir anlık kararla aslında istemedikleri şeyleri yapıyor ve ardından pişmanlık çekiyorlardı. İnsanın tek gerçek düşmanı, asla yenemediği öfkesiydi ve Yixing'in bu konuda endişelenmesine gerek yoktu.

Duygularını kontrol altına almayı çok uzun zaman önce öğrenmişti, geldiği yerde tüm insanlar böyleydi herkes huzur dolu ve bir o kadar da kendiyle barışıktı. İnsanın kendi içinde huzur dolu olması, etrafına da pozitif olarak yansıyordu. Ama Mendovenia'ya geldiğinde hayatının en büyük değişimini yaşamıştı. Burada farklı karaktere ve güce sahip çok fazla kişi vardı, kimsenin ne düşündüğünü kestiremiyordun. Bu yüzden de Yixing çok uzun zaman önce kendini diğer insanlara kapatmıştı. Onların olmasını istediği kişiye bu kadar yakınken ona uzanan bir yabancının eli eski anılarını gün yüzüne çıkarmış, ve hatıralarını canlandırmıştı. 

Sarayın problemleriyle uğraşırken benliğinde tamamen kaybolmuştu, bir süreden sonra başarmak istediği şey etrafında ki insanların başarmasını istediği şey olmuştu, onu izleyen insanların onun ile ilgili hayallerinin kendini yönetmesine izin vermişti. Başkalarının hayali, onun hayali olmuştu. Ama tüm bunların amacı neydi? Topraklarında nefes aldığı her bir saniyede milyonlarca kez ölmeyi dilediği bir krallığın varisi olabilmek. Hayat gerçekten adil değildi, özellikle de Yixing için. 

Şimdi ise uzun yıllardan sonra ilk kez kendi gibi hissediyordu, onu yöneten biri yoktu, düşüncelerini benimsemesi gerektiği biri yoktu. Sadece gerçek benliğini kabullenen biri vardı, Jongin şimdi onun için bir yardımcıdan çok daha fazlasıydı.

''Sevimlisin''

Yixing buğulamış gözlerini kırptı ve görüşünü netleştirip kendine gülümseyerek bakan Jongin'le göz göze geldi.

''Huh?''

''Yani ağlarken''

Yixing hafifçe gülümsedi ve gözlerini yere dikti. Bu Jongin'in, Yixing'in gülümsemesini ilk görüşüydü. Bir kere daha karşısında ki çocuğun ne kadar sevimli olduğu düşüncesi tüm aklını uyuştururken, küçük olanın gamzesine dokundu. Bu Yixing'in geri çekilmesine ve merakla dolan gözlerini karşısında ki çocuğa çevirmesine neden oldu.

''Ne yapıyorsun?...''

''Teşekkürler''

''Ne için?''

''Bana gerçek seni tanımam için bir şans verdiğin için, sanırım bu gülümseme sadece bana özel değil mi? O kadar saf ve temiz ki...Maskenin nasıl hala düşmediğine inanamıyorum''

''Ben iyiyim...''

''Hangi konuda?''

''Oyunculuk''

Jongin gülümsedi ve Yixing kendisine hayranlık dolu gözlerle bakan çocuğu hızla yere yatırdı. Bir anda içinde bulunduğu bu durumla Jongin'in şaşkınlığı tavan yapacak boyuta ulaşmıştı. Onun bu surat ifadesinin ardından Yixing istediğini almış gibi bir sürtük gülümsemesini takınırken elleriyle Jongin'in vucüdunda gezinmeye başladı. Jongin yutkundu ve ağzından zorla da olsa birkaç kelime döküldü.

MendoveniaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin