BÖLÜM 10

13.7K 391 118
                                    

Multimedia = Meyra Aksoy

Sonunda evimdeyim. Ama bir eksik var.

Babam.

Evet, evet babam yok. Nerede kim bilir? Aman bana bulaşmasın da, nerede olursa olsun. Umarım Aras'da bırakır peşimi.

Ay cidden bitti mi bu kabus? İnanamıyorum. Ceylan ve Cemre nasıl acaba? Onlara ulaşmam gerekiyor. Fakat telefonum yok şuan. En iyisi yarın gidip bizzat göreyim.

Ağzımın kuruluğundan susadığımı anladım. Yataktan kalkıp odadan çıktım. Mutfağa girip dolaptan soğuk su çıkardım ve direk ağzımla içtim. Hiç öyle bardakla falan uğraşamam. Tekrar yukarı çıkıp odama girdim ve yatağa yattım.

***

Acaba beni görünce ne yapacak? Elimi zile götürüp bastım. Kapıyı yorgun suratıyla Cemre açtı. Beni görünce kulağımı sağır edecek şekilde çığlık atıp, kemiklerimi kıracak şekilde ise sarıldı. Sarılmasına bende karşılık verdim.

"Cemre tamam yeter kemiklerim kırılacak." Cemre kocaman gülümseyerek geri çekildi. Aynı zamanda gözleri dolu doluydu.

Cemre "sensin dimi?"

"Evet benim. Beni eve davet etmeyecek misin? Yoksa özlemedin mi?" Dedim alınmış gibi yaparak.

Cemre "hayır tabiki. Nasıl böyle düşünürsün? Gir." Gülümseyerek içeri girip ayakkabılarımı çıkardım. Mutfaktan Cemre'nin annesi çıktığında hemen yanına gidip sarıldım.

"Nasılsın Türkan Teyzeciğim?" Arkadan Cemre'nin 'yalaka' dediğini duyuyordum. Omuz silkip Türkan Teyzeden ayrıldım.

Türkan Teyze "iyiyim kızım. Asıl sen nasılsın? İki aya yakın bir süre yoktun. Üzülme kızım. Zaten işe yaramazın tekiydi." Dediğinde kaşlarımı çattım. Kimden bahsediyordu. Tam konuşacaktım ki Cemre araya girdi.

Cemre "anne sen bize meyve suyu doldurur musun? Biz odama gidelim." Deyip kolumdan çekiştirmeye çalıştı. Fakat kolumu çekerek ondan kurtuldum.

"Sen kimden bahsediyorsun Türkan Teyze?"

Türkan Teyze "ben biliyorsun sandım. İki ay o yüzden yoktun sandım." Dedi üzgün sesiyle.

"Kimden bahsettiğini söyler misin?" Sabrım taşmaya başlamıştı. Ne oluyordu?

Türkan Teyze "babandan bahsediyorum. Yol kenarında ölü bulunmuş." Dediğinde dondum kaldım.

Cemre "aferin anne." Diyerek sitem etti.

Babam yok muydu şimdi? Ölmüş müydü? Kimsem kalmadı mı artık? Gözümden bir damla yaş düştü.

"Babam öldü mü?" Dedim titrek sesimle.

Cemre "Meyra hadi gel bir odama çıkalım." Deyip kolumdan tutup yürütmeye başladı. Bu sefer engel olmadım.

Cemre'nin odasına girdiğimizde direk ona sarılıp ağlamaya başladım. Ailemden kalan tek kişi babamdı. Her ne kadar birbirimizden nefret etsek de, o beni sevmese de, ben onu yine seviyordum. Sonuçta babamdı.

Cemre "şşt... Tamam geçti. Sakin ol. Hem ne için ağlıyorsun ki? O seni önemsemiyordu." Ondan ayrılıp gözyaşlarımı sildim.

"Neden ölmüş? Nasıl olmuş bu? Hepsini teker teker anlat Cemre?"

Cemre "tamam otur önce bir şuraya." Deyip beni yatağa oturttu.

"Dinliyorum."

Cemre "babanın kafasında kurşun yarası varmış. Vücudunun bazı yerlerinde de akıl almaz yaralar bulmuşlar." Ben nefesini tutmuş Cemre'nin dediklerini sindirmeye çalışıyordum. Yani babam öldürülmüş müydü?

ESARETUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum