Unutulanlar

1.5K 68 3
                                    

BAŞTAN UYARAYIM DA BU BÖLÜM +18 :D BÜŞRA BU BÖLÜM İÇİN ÇOK BEKLEDİ, O YÜZDEN BU BÖLÜMÜ ONA İTHAF EDİYORUM. TÜM DESTEKLERİN İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM, SEN OLMASAN BÖYLE BİR HİKAYE YAZMIŞ OLMAZDIM. :*

2014

Histerik kahkahası bütün evi doldurdu. Doğruyu söylemiştim. Bunu o da biliyordu. Sonuçta bizim aramızda hiçbir şey geçmemişti ama o beni ısrarla burada tutuyor ve daha önce başıma bir şey geldiğini iddia ediyordu. Tek eli saçlarının arasından geçti. Gerilen kaslarıyla seksiydi. Belki de aramızda 'bir şey' geçmiş gibi davranabilirdim?
Saçmalama Caroline! Neden bahsediyorsun sen öyle?
"Bak bana inanmayabilirsin ama..." Bana yaklaştı ve elimi tuttu. "Sana bunları göstermek zorundayım. Tüm bunlar yaşandı."
Zihnime, belki de bilinçaltıma, girdiğini hissedebiliyordum. Oradaydı. Bir kaç silik görüntüyü bana göstermeye çalışıyordu. Daha iyi görebilmek için gözlerimi kapadım ve odaklandım.
Sarışın bir kız. On yaşında. Kavga etmiş. Gözlerinden bir kaç damla yaş dökülüyor. Birinin eksikliği onu üzüyor. Babasının. Koşmaya başlıyor. Kaçıyor. Bir ormanda kayboluyor. Acıkıyor. Ağaca tırmanıp elma yemeye çalışıyor. Duyduğu sesle aşağı sarkıyor. Onunla tanışıyor. Niklaus Mikaelson'la.
Sarışın bir kız. On dört yaşında. Bahçede ders çalışıyor. Duyduğu sesle irkiliyor. Bir at. Atın üzerinde bir adam. Niklaus Mikaelson.
Sarışın bir kız. On altı yaşında. Bir resme bakıyor. Kendi resmine. Arkasında bir adam ona sarılmış. Kız sevinçle dönüyor ve adamı öpüyor. Niklaus Mikaelson.
Gözlerimi açtım. Avuç içlerim terlemişti ve rahat nefes alamıyordum. Ellerini bıraktım ve bir adım geri çekildim. Derin derin nefesler almaya çalışırken avuçlarımı üstümdeki kalın pijama üstüne sildim. Bu bendim! O sarışın kız bendim. Bunlar nasıl gerçek olabilirdi? Sonuçta onu daha önce görsem hatırlarım.
Ama hissetmiştim. Klaus bana bunları gösterirken ben hissetmiştim, sanki şu anda oluyormuş gibi. Dudaklarını bile hissetmiştim yahu!
Ona gergin bir bakış attım. Vereceğim tepkiyi bekliyordu. Ona inanmamı istiyordu. Ona inanmama ihtiyacı vardı. Gözlerinden bile anlayabiliyordum bunu. Derin bir nefes daha aldım ve yanına gittim. Elimi ensesine koyup beklemediği bir anda onu kendime çektim ve dudaklarına öpücükler kondurdum. "Daha fazlasını göster bana." Belimi kavradı. Büyük bir öpücük bırakırken dudaklarıma göstermeye başladı.
Klaus'la ben bir atın üzerinde hızla gidiyorduk... Dizlerine yatmıştım ve o bana kitap okuyordu... Beraber dans ediyorduk... Güneş batarken çimenlerde yatıyor ve gülüyorduk...
Huzur vericiydi. Mutlu olduğumuz belliydi. Avucumu göğüsüne dayadım ve destek aldım. Tüm bunları sindirirken sabırla beni bekliyordu. Gözlerimi üstümden ayırmıyor, kendime gelmemi bekliyordu. "İyi misin?"
Onu başımla onayladım ve cevabımdan tatmin olması için dudağına bir öpücük kondurdum. "Biz... Mutluymuşuz." Ne diyeceğimi bilmiyordum. Gördüklerimi söylemek en iyisiydi.
Saçlarımla oynadı beni başıyla onaylarken. "Eğleniyor, canımız ne isterse onu yapıyorduk." Dudaklarımı dudaklarıyla esir aldı. Elleri vücudumda dolaştı.
"Ah, Klaus." Saçlarını kavrayıp parmak ucunda yükseldim ve onu öptüm bir süre. Onu istiyordum. Sırtında yol alan ellerim poposunda durdu. Pantolunun arka cebine elimi sokup poposunu sıktım ve onu kendime yasladım. Dudaklarım, her ne kadar istemeseler de, dudaklarından ayrıldı ve çenesine indi. Sakalları tekrar çıkmıştı. Çok sert değildi. Dudaklarımı bastırdım çenesine ve boynuna indim. Mis gibi kokuyordu. Çok çıkık olmayan bir Adem elması vardı. Ona dudaklarımı bastırdım. Onu hissetmeye ihtiyacım vardı. Dudaklarımla üstündekinin yakasını aşağı indirdim ve köprücük kemiğini bulduğumda gülümsedim. Köprücük kemiğine önce küçük ve kesik öpücükler kondurdum. Sonra büyümeye başladılar. En son dilimle küçük darbeler atmaya başlayınca hırladığını duydum. Kıkırdamama engel olamadım. Elleri belimi sertçe kavradı. Bir rüzgar hissedince etrafımda beni vampir hızıyla bir başka yere götürdüğünü anladım. Beni ittirdi. Sırtım yumşacık yatağa deyene kadar bir sevinç çığlığı attım. Yatağa düşmüştüm. Yatak odasındaydık. Ona baktığımda beni izliyordu. Hafifçe doğrulup üstündekini çekiştirdim. Beceriksizce onu çıkarmaya çalıştım ama olmadı. Bir kaç adım geriye gitti ve kendi çıkardı. Daha sonra bir panter edasıyla bana geri geldi ve beni öpmeye devam etti. Ellerini tuttum ve giyinmiş olduğum pijama altının bel kısmına yerleştirdim. "Lütfen." Kesik kesik nefeslerim yüzünden doğru düzgün çıkmamıştı sesim ama o ne demek istediğimi anlamıştı.
"Emin misin, aşkım?" Ah, şu inanılmaz sesiyle bile üstümde bıraktığı etkiyi de göz önünde bulundurursak kahretsin ki emindim. Onsuz yapamayacağımı düşünmeye başlıyordum.
"Evet, lütfen." Kısık sesim ona ulaştığında küçük bir inleme duydum. Pijamanın üstünü çıkardı. Tıpkı az önce benim ona yaptığım gibi boynumdan yol alarak dudaklarını aşağıya indirdi. Köprücük kemiğimden aşağıya inen dudakları giyindiğim sütyen tarafından engellenince acele ile tek elini kopçaya götürdü. Göğüslerimi serbest bırakınca sütyeni herhangi bir yere fırlattı. Bir süre beni izledi. Sanki baktığı her yerim alev alıyordu. Eğildi ve sağ göğüsüme bir öpücük kondurdu. Bir kaç öpücüğün ardından dilini hissedince titredim. Belimdeki eli yukarı tırmanarak sol göğüsümü bulduğunda, o sağ göğüsümü yalıyor ve hatta emiyordu. Aynı işlemleri diğerine de yaptı. Fakat bu sefer dişlerini de hissedince inlememe hakim olamadım.
Altımdaki çarşafı sıkıca kavradım.
Kasıklarım sızlayınca dudağımı dişledim. Bir nefes bıraktı sol göğüsüme. "Sakin ol, aşkım." Dudakları karnıma indi. Dilini göbek deliğime daldırdı.
Elleri pijamayı kavrayınca başını kaldırıp onay için bana baktı. "Devam et." diye teşvik ettim onu. Hızla önce pijama altını, sonra külotumu çıkardı.
"Caroline," Adımın güzel sesiyle birlikte dudaklarından kaçmasına izin verince bacaklarımı istemsizce birbirine bastırdım. Bir dil darbesiyle dudağını ıslattı ve bacaklarımı kavrayarak geri açtı. Eğildi ve bacaklarıma öpücükler kondurarak yukarı çıktı. Önce kasıklarıma sonra gittikçe altlara öpücükler kondurdu. Dudakları kızlığımın duvarlarını bulunca diliyle baştan aşağı duvarlarımı yaladı. Beklemediğim bir anda parmağını içime itince zevk çığlıklarını attım. Ritmik bir şekilde dolaşarak klitorisimi buldu. İkinci parmağı kullanarak sıvazladı. Bedenim sarsılmaya başlayınca anladım gelmek üzere olduğumu.
Parmaklarını çıkardı ve gözlerini gözlerimden ayırmadan ikisini tek tek yaladı. Bir an önce boşalmak istiyordum. Beni böyle yatakta kıvranırken bekletmesine daha fazla dayanamayacaktım. "Lütfen..." Dişleri arasında hapsolmuş dudaklarını serbest bıraktı ve usulca içime üfledi. Ben hala titremeye devam ederken dilini içime ittirdi. Sağ elimin istemsizce saçlarına gittiğini sonradan fark ettim. Daha fazlası için onu kendime bastırdım. Bu cidden zevk vericiydi. Bacağımın üst kısmını sıkıca tutup zıt yönlere çekmişti. O da daha fazlasını istiyordu. Dilini sağımda, solumda, her yerimde hissediyordum. Yavaşça geriye çekildi. Saçını çektim. Geri içeri girince dilini bir noktaya bastırdı. Bir süre bacaklarım kasıldı. Ardından neye uğradığımı şaşırdım. "K-Klaus..."
Dudaklarını ve dilini hafif geri çekti. "Gel, aşkım, benim için gel." Tekrar o noktaya bastırınca kendimi ona bıraktım. Ben sarsılarak gelmeye devam ederken o beni emiyordu. İnlediğini duydum. Sarsılmam kesildiğinde geri çekildi ve bana yaklaştı. "Yemek yerken neden inlediğini şimdi anladım." derken çarpık bir gülümseme vardı yüzünde.
Nefeslerimi düzenlemeye çalıştım. Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattım. Onun yanağını kavrayıp kendime çektim ve dudaklarına yapıştım. Bir eliyle yataktan destek alarak üzerimde duruyordu. Diğer eli boynumu kavramıştı. Yumuşacık dudaklarında kendi tadım vardı. Ağzımın içine inleyince onun durumu geldi aklıma. Mahvolmuş olmalıydı. Nasıl dayanabiliyordu bu kadar? Yoksa onun için yeterli gelmemiş miydim? Bunu öğrenmenin tek bir yolu vardı. Kemerini ve pantolonunun düğmesini açtım ve fermuarını indirip pantolonunu ve çamaşırını çıkardım. Erkekliği kocaman ve dimdikti. Heyecanlandım. Onu avuçlayacaktım ki beni durdurdu. "Yapma." Sesi tutkudan boğuklaşmıştı.
"Seni istiyorum." dedim alt dudağımı sarkıtarak. Eğildi ve küçük bir öpücük kondurdu alt dudağıma. Utanmadan bacaklarımı beline doladım ve kalçamı ona yaklaştırarak onu teşvik ettim. Yavaşça, beni incitmekten korkarcasına içime girdi. İnlememe hakim olamadım. Ellerimi geniş, kaslı kollarına koydum. İçimde gelip gittikçe hızlanıyordu. Nefesim kesilmek üzereydi sanki. Bir çığlık koptu dudaklarımdan. Durdu ve beni kontrol etti. Ona içten bir şekilde gülümsedim. "Sorun yok. İyiyim ben."
Alnıma bir öpücük kondurdu. Hala içimdeyken döndü ve beni de beraberinde döndürdü. Üstündeydim. "Kontrolü sen al." dedi. Ne yapacağımı bilmiyordum. Daha önce hiç üstte olmamıştım. Kollarındaki ellerim göğüsünde yer aldı. Beni hala öyle otururken görünce derdimi anlamış olmalıydı. Belimi kavradı ve beni kaldırıp indirdi. "İşte böyle." diye fısıldadı. Ellerimi kavradı ve kendi ellerine kenetledi. Sevgiyle dokunuyordu bana. Yavaşça kalkıp tekrar oturdum organına. Bir süre sonra ritmi tutturmuştum. İkimizin inlemeleri birbirine karışıyor ve aralık kapıdan tüm evi dolduruyordu. Onun da nefesleri düzensizleşmişti.
Tekrar o hisse kapıldım. Az kalmıştı. Geliyordum. "Ben galiba..." Kelimeleri doğru düzgün söyleyemiyordum.
Beni başıyla onayladı. "Biliyorum, aşkım. Ben de."
Tek bir hamle daha yaptı. Daha fazla kendime hakim olamayınca ona haber verecektim ki adı zevk çığlıklarıma karıştı. Hemen benimle onun da geldiğini hissettim. İçimdeki sıcak sıvı her yerimi doldurmuştu. Adımı fısıldadı.
Bir süre böyle durduk. Nefeslerimiz düzene girdi, bedenlerimiz kaybettiği enerjiyi geri kazandı. Ama o içimden çıkmadı. Birbirimize bakarak yatakta yatıyorduk. Tenlerimizin ısıları dengelenmiş, kokularımız birbirine karışmıştı. Eğilip arzuyla öptü dudaklarımı. İkimiz de diyecek bir şey bulamıyorduk. Yapabileceğimiz en iyi şey buydu.
"Peki," Nefes almam için beni bıraktığında ona sordum. "Ben neden bunları, geçmişimizi hatırlayamıyorum?"
"Çünkü," Bana sıkıca sarılınca vücutlarımız bir oldu. "Tüm bunları unutmanı sağladım. Başına çok kötü bir şey geldi, benim yüzümden. Eğer bunu hatırlasaydın, bununla yaşasaydın senin psikolojini olumsuz yönde etkileyecekti. Henüz gelişme çağındaydın! Utangaç, korkak ya da paranoyak biri olabilirdin ya da daha beteri, nefret ile dolu. Yaşadıklarını unutman lazımdı. Beni unutman lazımdı. Seni kendimden uzak tutmam lazımdı. Ama işte buradayız."
Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım. "Çok kötü bir şey mi?"
Beni başıyla onayladıktan sonra alnıma bir öpücük kondurdu. "En kötüsü."
"Ne oldu?" diye sordum merakla.
"Seni ısırdım."

Hiding My Heart (Klaroline)Where stories live. Discover now