46. Bölüm

17.5K 1.1K 51
                                    

****

Merhaba sevgili okurlarım,

İki yeni bölümle sizlerleyim.

Bu hafta Har, Gölge ve Sis'te yeni bölümleriyle gelecek.

Yorumlarınızı ve oylarınızı heyecanla bekliyorum.

****

O gece yaşadığımız özel anlara tek şahit gece ve denizdi. Ondan saatler önce uyanıp güneş doğana dek onu izledim. Gözlerini aralayıp, "Günaydın," dediğinde ellerimi boynunda gezdirdim.

"Boynunda bir yer vardır, ben bilirim."

Güzel kokusunun kaynağına, gerdanına sokuldum. Kokusunu içime çekerek öptüm.

"Ne zaman oradan öpsem."

Geri çekilip kara gözlerine baktım.

"Değişir gözlerinin rengi."

Parmaklarımı dudaklarında gezdirdim.

"Yanar dudakların, terler avuçların."

Ardından parmak uçlarımı yakan saçlarına dokundum.

"Dökülür kapkara aydınlık gibi

Omuzlarına saçların."

Göğsüne yasladım avucumu. Gözlerimi gözlerine kenetledim.

"Gitgide artar kalbinin vuruşları

Bir musiki hâlinde dünyamı doldurur

Ansızın bütün sesler kesilir

Zaman durur

Bir baş dönmesi başlar o en yükseklerde.

Her gün seninle yeniden var oluruz

Eriyip kaybolduğumuz yerde."

(Ümit Yaşar Oğuzcan- Her Gün Seninle)

Gözleri yaşlarla dolup dudakları titredi. Elleri yüzümü sararken avuçlarını öptüm. Başını usulca yasladım.

"Teşekkür ederim."

Kaşlarımı çattım. "Ne için?"

"Babamın öldüğü o gün, Genco benimle evlenmeni istediğinde yapmak zorunda olmamana rağmen kabul ettin. O gün çıkıp gitseydin, beni istemeseydin kimse sana hesap soramazdı."

"Senin bana yasak olduğunu kabul etmeye çalışırken kader seni bana getirdi. Hayal dahi edemezken karım olma şansını sundu. Nasıl kabul etmezdim? Benim olma ihtimalini yok sayamazdım." Yüzümdeki ellerini kavradım. "Benden başkasının kadını olsaydın dayanamazdım."

Bana sıkıca sarılıp, boynuma yaslarken başını sıkıca sardım.

"Seni bana getiren kadere şükürler olsun!"

O gün sadece bize ait bir dünyadaydık sanki. Yüzme bilmese de kollarıma alıp onunla denize atladım. Ellerimi teninden ayırmadan ona ufak da olsa yüzmeyi öğretmeye çabaladım. Denize her batışında ben gülerken o kızdı. Omuzlarıma bastırıp beni suya batırmaya çalıştı avare bir çabayla. Ona yardım etmek için kendimi suya bıraktığımda, korkarak geri çekmeye çalıştı.

Dümeni o tutarken, ben ellerini sarıp yardım ettim. Çocuksu kahkahalarla yatı hareket ettirmenin mutluluğunu yaşarken onu izledim. Kollarımın arasında küçük bedeni hapsolmuştu. Savrulan saçları yüzüme vururken kokusunu deniz kokusuyla içime çektim. O anı zihnimde sonsuza dek hapsettim. Ölürken dahi gözlerimin önünde olacaktı.

GÜNAHKAR (Yedi Aşiret Serisi - I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin