28. Bölüm

422 31 7
                                    

Sasuke

Hayır! Ne son 1 ayı! İzin vermezdim ki!

Hiç kimseye bir şey demeden bir hışım ile odadan çıktım. Zaten Sakura'nın son dediği laf beni çileden çıkarıyordu.

Hemen sarayın bahçesine çıktım ve sigaramı yaktım. (Yazar sigara sevmiyo ama Sasuke'ye yakışacağını düşündü.)

Birazını içtiğim sigaraya bakarak düşünmeye başladım. Son 150 yıl önce öldü ne demek ya?!
Sigaramı biraz daha içtikten sonra yere atıp, söndürdüm.

Sarayda bana verilen odaya doğru gitmeye başladım. O sırada kral ile kraliçenin bağırışlarını duydum ve sessizce onların odasının başında durup dinlemeye başladım.
Kraliçe:
"Ama yapmazsam kız ölecek!"
Kral:
"Çok tehlikeli Asia! Neden anlamıyorsun?!"
Kraliçe:
"Artık güçlerimi saklamaktan bıktım! 150 yıl önce ölen benim kanımdan ve soyumdan olan biriydi. Onun yeteneği bana da geçti ki bende o ne yaparsa bende onu yapabiliyorum!"
Kral:
"İzin vermiyorum!"
Kraliçe:
"İzin isteyen yok zaten!"
Kral:
"Eğer o kızı iyileştirirsen savaş açarım!"
Kraliçe:
"Yapamazsın!"
Kral:
"Nasıl bir yaparım gör bakalım!"

Sonrası ise sessizlik. Hemen kendi odama girdim. Bir plan yapmıştım bile...

Gece

Planımı uygulamak için gizlice kral ve kraliçenin odasına doğru gittim. Kapıdaki askerler bana şaşkınca bakarken, hepsini genjutsu ile bayılttım. Kapının gıcırdamamasını umarak kapıyı açtım.

Yerde sürünerek kraliçenin olduğu yere geldim. Kraliçeyi dürtükleyince hemen uyandı.
Genjutsu ile onu kendi alemime soktum.
Ben:
"Burası benim dünyam. Gerçek dünyada zaman durdu. O yüzden rahatlıkla konuşabiliriz."
Kraliçe:
"Ne oldu?"
Ben:
"Sakura'yı lütfen iyileştirin! Sizin yapabileceğinizi biliyorum."
Kraliçe:
"O zaman savaş..."
Ben:
"Onu da düşündüm. Sanki kendi bağlantılarım ile güçlü bir şifacı bulmuş gibi yapacağım ve gece Sakura'yı onun iyileştirdiğini söyleyeceğim."
Kraliçe:
"Peki ya kral uyanırsa..."
Ben:
"Kage Bunshin!"
Kraliçe:
"Hadi yapalım o zaman..."

Kraliçeyi genjutsudan çıkardım. Kraliçe usulca yataktan çıktı. Bende o sırada kraliçenin aynısı olan kage bunshini yaptım. Kage bunshin aynı sessizlik ile yatağa girdi.

Kraliçe ile Sakura'nın odasına gittik. Kapıyı kapattım ve Sakura'nın uyanma ihtimaline karşın ona eter koklattım. (Klasik kız kaçırmada kullanılan bayıltıcı şey işte.)

Sakura'yı sırt üstü çevirdim ve bir hareket ile geceliği çıkardım.
Kraliçe iki elini birden yaradan yaklaşık olarak 5 santim yukarısına koymuştu gözlerini kapamıştı ve odaklanmaya çalışıyordu.

Onu rahatsız etmemek adına geriye doğru çekildim. Mavi bir ışık çıktı. Odadaki her şey sallanmaya başladı. Kraliçe ise uçtu uçacak gibi duruyordu.

Ellerini bir hışım ile yaraya bastırdı. Çektiğinde ise mor zehir yuvarlak olmuştu. Hemen kabı getirdim. Kraliçe usuşca zehiri kaba aktardı ve kollarımın arasına bayılıverdi.

Kucağımda kraliçe ile kimseye görünmemeye çalışarak kral ve kraliçenin odasına geldim. Kage bunshini yok ettim. Onun yerine gerçek kraliçeyi koydum.

Yine koridorda görünmemeye çalışarak Sakura'nın odasına gittim. Sakura'yı öyle iyileşmiş görünce içten içe sevindim ama kimse olmadığı halde ciddi surat  ifademi korudum.

Sakura'nın baş ucuna gittim ve kanlı geceliği bir kenara fırlattım. Dolaptan yine bembeyaz olan başka bir geceliği kendimden beklenmeyecek kadar nazik bir şekilde ve bakmadan(!) giydirdim.

Tam kapıdan çıkıyordum ki Sakura'ya son bir kez göz attım. İki-üç gün öncesine kadar mosmor olan dudakları şimdi iyileşmenin etkisi ile pespembeydi.

Hızla yaklaşarak Sakura'nın dudaklarına yavaşca bir öpücük kondurdum. Odadan çıktığımda ise ilk girdiğimin aksine mutluydum.

Tanrı Gözünden

Sasuke denen genç prens Sakura'ya geceliğini giydirdi. Tam kapıdan çıkıyordu ki genç kızın pembe olan dudaklarını gördü. Kız uyuyor diye düşünüyordu. Halbuki sadece düşünmekle kalmıştı. Kızın pembe olan dudaklarına bir buse kondurdu ve odadan çıktı. Halbuki kız uyanıktı.

Kötü AşkWhere stories live. Discover now