8. Bölüm

779 55 9
                                    

Eve geldiğimde evde çok yanlız olduğumu düşündüm.
İtachi'yi özlemiştim. O maskeli adam onu benden almasaydı.
Tıhhh!
Eğer o maskeli adamı bir kez daha görürsem, o kafasını ilk önce ben bedeninden ayıracağım.

Sinirli bir şekilde volta atıyordum ki biraz kafa dağıtmam gerektiğini anladım.

Sinirli bir şekilde volta atıyordum ki biraz kafa dağıtmam gerektiğini anladım

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Üzerinde fiyonk olan siyah tişörtümü giydim. Altına mavi ama biraz açık mavi bir etek giydim. Eteğin bir karış altına gelen de kilotlu çorap giydim.
Ayakkabı olarak da siyah ayakkabılarımı giydim. (Medya)

Hazırdım! Şimdi sıra bara gidip, biraz kafa dağıtmaktı.

~~~~~~~~~~

Barın kapısına geldiğimde içki ve sigara kokusu buraya kadar geliyordu. Ne içki severdim ne de sigara ama bu akşam bir iki bardak içerdim herhalde...

Bara girdiğimde gözlerimi kıstım ve sigara dumanından kaçmaya başladım. En son barmenin olduğu yerde boş bir yer olduğunu görünce oraya oturdum.
İyi tarafı ise hiç sigara dumanı gelmiyordu.
Barmen:
"Sen buralarda yenisin galiba..."
Ben:
"Evet, zaten biraz eğlenmek için geldim."
Barmen:
"İyi al bakalım sana bir mojhito... Seversin değil mi? Bunda diğerlerine göre daha az içki var. Kaptırma kendini..."
Ben:
"Bayılırım. Tamam kesinlikle kendimi kaptırmam!"

1 saat sonra

Kesinlikle kendimi kaptırmıştım. Ah lanet olsun! O mojhitonun içinde az içki olmasına rağmen çarptı mı? İnanamıyorum.
Barmen:
"Sende amma dayanılmaz çıktın ama... 5 bardak mojhito ile bu hale geliyorsan bir şişe içkiyi nasıl bitirebiliyorsun sen?"
Ben:
"Bitiremiyorum."
Barmen:
"Tamam hadi başına bir iş gelmeden evine git."
Ben:
"Hai hai!"

Yürürken gözüm dans pistine takıldı. Pistin ortasına bir masa ve iki sandalye koymuşlardı.
İki kaslı çocuk bilek güreşi yapıyorlardı ve anlaşılan maça para yatıranlar vardı.
Neden biraz kişi yenip, para kazanmayayım ki?
Evet, evet güzel fikir!

Dans pistinin ortasına doğru yürümeye başladım. Mavi saçlı çocuk, kahverengi saçlı çocuğu yenmişti.
Ben:
"Hey! Mavi saçlı çocuk! Bende seninle maç yapacağım."
Mavi saçlı:
"Sen mi? Seni hemen yenerim ama güzel olduğun için kabul ediyorum. Herkes bahisleri oynasın maç başlıyor."
Ben:
"Adın ne?"
Mavi saçlı:
"Kuroku peki ya senin?"
Ben:
"Sakura..."

Birisi gelip, ellerimizi tuttu ve üçten geriye doğru saymaya başladı.

3

2

1

Başla!

İlk olarak karşılık vermiyodum çünkü uykum gelmeye başlamıştı. Biraz Sasuke biraz Gaara hakkında düşündüm. Tırnaklarıma baktım.

En son Kuroku'ya baktığımda ise yüzü kıpkırmızı olmuştu ve hala beni devirmek için uğraşıyordu ama ben daha karşılık vermiyordum ki!
Ben:
"Kuroku zorlamıyorum bile hatta karşılık vermiyorum."
Kuroku:
"Karşılık ver!"

Kendi etti kendi buldu. Ben ne güzel oturuyordum o kaşındı...
Ben:
"Tamam."

Hemen Kuroku'nun elini bir saniye bile geçmeden masaya koydum. Hatta yanlışlıkla masayı da kırmıştım. Herkesden şaşırma nidaları yükseliyordu.
Kuroku'nun gözleri büyümüştü. Şaşkınlığını attıktan sonra elim diye bağırmaya başladı.

Biraz fazla güç kullanmış olabilirdim ama benim suçum değil ki! Karşılık ver dedi verdim.
Ben:
"Elini bana ver."
Kıroku:
"Tekrar kırasın diye mi? Asla!"
Ben:
"Uzatmada ver."

En son elini kendine çekince ona yaklaşıp, elini kendime çektim. Herhalde gine biraz hızlı çektim ki gine acı ile inlemeye başladı.
Ben:
"Özür dilerim. Sen de elini verseydin..."

Sonra konuşmasına fırsat vedmeden eline medacal jutsu yapmaya başladım.
Herkes hayretler içeresinde bana bakıyordu.
Kuroku'nun eli bittiğinde bana şaşırmış gözler ile bakıyordu.
Kuroku:
"T-teşekkür ederim."

Sonra herkes bana bir yerini gösterip, iyileştirmemi söyledi.
Lanet olsun ki çok iyi biriyim!
Tabiki de hayır diyemedim ve tüm bardaki insanların yaralarını iyileştirdim.
Kuroku bana değişik gözler ile bakıyordu ama anlam veremiyordum.

Çakramın son demlerini de bir çocuğu iyileştirdim.

Şu anda kesinlikle berbat görünüyordum. Kuroku'nun yanına zar zor gittiğimde durdum.
Ben:
"Birazdan bayılacağım."

dediğim gibi oldu ve her yer karadı.

Kötü AşkDonde viven las historias. Descúbrelo ahora