27. Bölüm

439 30 0
                                    

Mavi Saray'ın önüne geldiğimizde bizi bir kaç asker karşıladı. Çok resmi olması gerekmiyordu ama bizi resmen kendi ayaklarına götürüyorlardı.
Sasuke ile bakıştığımızda aynı şeyleri düşündüğümüzü anladım.

Saray'dan içeriye girdik. Kocaman bir yemek masası bizi bekliyordu. Kral ve kraliçe yan yana oturmuşlardı. Kraliçe aynı benim gibi pembe saçlıydı ama onun saçları daha koyu bir pembeydi. Boyunu kestiremiyordum çünkü saçını topuz yapmıştı. Kraliçenin gözleri mavi idi. Masmavi...

Krala baktığımda ise saçları sarı idi. Altın rengini anımsatıyordu bana... Kralın gözleri ise yeşil idi.
Kraliçe güzel, kral ise yakışıklıydı.

Masanın karşı tarafına oturduk. Askerler sandalyelerimizi çekip, oturmamıza yardım etmişlerdi.
Kraliçe:
"Hoşgeldiniz. Benim Kraliçe Asia."
Kral:
"Tekrardan hoşgeldiniz. Benim Kral  Eldor."
Sasuke:
"Hoşbulduk. Ben Prens Sasuke. Yanımdaki bayan da benim refaketçim."
Ben:
"Hoşbulduk. Ben buraya refakatçi olarak geldim. Ben Sakura."
Kraliçe:
"Her ikinizle de memnun olduk. Öyleyse yemek yiyelim."

Önümüze 5 farklı boyutta kaşık,çatal ve bıçak konuldu. Sasuke ne yaparsa onu yapıyordum.
Yemek faslı bittiğinde konuşmaya devam ettik.
Kral:
"Duyduğuma göre Bayan Sakura hem büyü yapabiliyor hem de çakra ile jutsu yapabiliyormuş. Doğru mu?"
Ben:
"Evet. Doğru."

Kral ile Kraliçe bir kaç saniye birbirkerine bakıştılar.
Kraliçe:
"Bize yeteneğini gösterir misin?"
Ben:
"Olur."

Yine bir asker sandalyemi çekerek kalkmama yardım etti.
Masanın yanındaki boş alana geldim.
Ben:
"İlk olarak büyü yapacağım."
Kraliçe:
"Nasıl istersen."

Ellerimi bükmeye ve ezberlediğim sözcükleri söylemeye başladım. Sudan bir kırbaç etrafımda dönmeye başladı.
Biraz heyecanlı olsun diye kırbacı elime aldım ve yere sertçe vurdum.

Büyü kaybolduğunda sıra çakraya gelmişti.
Ben:
"Rica etsem bana yaralı birini getirir misiniz?"

Kral tek bir göz hareketi ile askere baktı ve asker koşarak gitti.

İki veya üç dakika sonra geldiğinde, göğüsünde kocaman bir yarık olan çocuk ile geldi.
Kral:
"Gücün yetmeyecekse daha az yarası olan birini getirelim."
Ben:
"Bir orduyu iyileştirecek güce sahibim."

Sonra ise dışardan sevimli göstermeye çalıştığım ama içten ise somurttuğum halde gülümsedim.
Biraz havalı dursun diye tek bir parmağıma çakrayı topladım. Onu medical jutsuya çevirdim ve tek parmağımı orta derecedeki hızla yaranın üzerinden geçirdim. Yara iyileşmişti.

Yerime oturduğumda Kral ile Kraliçe tekrar bakışıyorlardı. Bu çiftin ne düşündüğünü asla anlayamayacaktım.

Kral ile Kraliçe ayağa kalktılar.
Kraliçe Asia:
"Size sarayın bahçesini gezdirmeyi isteriz."
Sasuke:
"Teşekkür ederiz."
Kral Eldor:
"Bu taraftan..."

Kral ve kraliçe önümüzde ilerliyordu, biz de onları takip ediyorduk. Ana yemek binasından çıktık ve bahçeye girdik ama oldukca büyük bir bahçe idi.

Kraliçe:
"Sakura benimle gelir misin?"

Sasuke'ye kısa bir bakış attım ve kafasını onaylar şekilde salladı.

Kraliçenin peşine takıldım. Sasuke ve kral ise bizden zıt bir yöne doğru gittikleri için çoktan gözden kaybolmuşlardı.
Kraliçe güllerin olduğu yere kadar ilerledi ve beyaz güllerin olduğu yerde durdu.

Bir sürü gül çeşidi vardı ve hepsi birbirinden farklı renklerdeydi. Hayranlıkla gül bahçesine baktım.
Kraliçe Asia:
"Burası bahçenin bana ait olan kısmı... İstediğin gibi yap dedi eşim... Ben de gül diktim."
Ben:
"Gerçekten çok güzel olmuş."
Kraliçe Asia:
"Dimi."

Kötü AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin