~~Kopmaz Bağlar~~

En başından başla
                                    

Feray,gözlerini kapatsa yaşlar sicim gibi süzülecekti ama,gözlerini inadına kapatmıyordu.Fırat ise yüzüne acı bir gülümseme yerleştirdi ve Feray'ın kızarmış olan mavi gözlerine bakarak cevap verdi.

''Bence sen yeteri kadar realist olamıyorsun müsvedde ikizim.Bu dolu dolu olan mavi gözlerinden anlaşılıyor.Yeteri kadar gerçekçi değilsin demek ki.Duygularını öldürememişsin,dokunsam ağlayacaksın.Biliyor musun?Sen ne kadar nefret edersen et,tıpkı anneme benziyorsun.Sağ yanağındaki o hafif gamzen bile annem...Hani o yobaz dediğin kadın.Sana acıyorum,bize değil.Çünkü biz senin yokluğuna alışkınız zaten...''

''Sen kendine acı yobaz Fırat...Ve o çok sevdiğin Allah'ına söyle,sakın babamla sizi karşılaştırmasın.Yoksa çok kötü şeyler olur.''

''Seni de,o realist babanı da bir daha görmek istemiyorum.''

Fırat,acıyan gözlerini Feray'a dikti ve uzun uzun baktı...O ise Fırat'ı umursamayarak Murat'a döndü ve kahkahayı bastı.Feray'ın öyle acınası bir hali vardı ki...Tıpkı Fırat'ın dediği gibi.Ben bu konumda Fırat'a değil Feray'a acıyordum.Ve bu olayda en çok üzülen kişi Bedia Teyze olacaktı...

Fırat,ağır adımlarla yanıma doğru gelerek kulağıma doğru eğildi ve fısıldadı.

''Allah aşkına gidelim şuradan.''

Çatık kaşlarımla önce Feray'a,ardından Murat'a bakarak tekrar Fırat'a döndüm ve koluna girdim.Birlikte kantinden uzaklaşırken,Aslı olayın şokuyla hâlâ bir onlara bir bize bakıyordu.Tabi,kızcağızın hiçbir şeyden haberi yoktu ki...

Fırat ve ben hızla kantinden çıktığımızda kendimizi güçlükle bahçeye attık ve hızla bahçede turlamaya başladık.Boş bir bank bulduğumuzda Fırat kendini güçlükle banka attı ve elleriyle yüzünü kapatarak belini kırdı.Ağlayacağını sanmıyordum,çünkü o benim kadar güçsüz bir insan değildi.

Aslı,Fırat'a gözlerini dikerek tepesinde dikilmeye başladı.Ben ise Fırat'ın yanına oturarak elimi omzuna attım ve birkaç kez sıvazladım.

''Onun için değmez beh,belediye çukuru.Seni gerçekten sevseydi,o zevzek çocuğun anlattığı gibi senin için gözyaşı dökseydi boynuna sarılırdı zaten.O ruhsuzun teki,kendi ağzıyla söylüyor...''

Fırat,ellerini usul usul yüzünden ayırdı ve yüzüme bakarak kızarık gözlerini birkaç kez kırpıştırdı.

''O benim umrumda bile değil.Ama annem buraya geliyor Sıraç.Keşke haber vermeseydik.Annem ne yapacak yıllardır hasretiyle yanıp tutuştuğu kızını görünce?Bu muydu yani annemin yıllardır gözyaşı döktüğü kızı?''

Aslı,kaşlarını merakla çatarak bana doğru baktı.

''Ne kızı,ne ikizi Fırat?Biri bana ne olduğunu Allah aşkına anlatabilir mi?''

Fırat'ın cevap vermeye hâli yok gibiydi.Onun yerine ben cevap vermiştim.

''Aslı,şimdi ne yeri ne de zamanı.Ben sana uygun bir zamanda anlatacağım olur mu?''

Aslı olumlu anlamda kafasını salladı ve üzgün,bir o kadar da şaşkın gözlerle Fırat'a bakmaya devam etti.Fırat,gözlerini bahçede gezdirdi ve ardından bana bakarak derin bir nefes bıraktı.

''Dersin bitti mi senin?''

Omuzlarımı silkerek başımı olumlu anlamda salladım.

''O zaman eşyalarımızı alıp gidelim şuradan.''

''Tamam.''

İkimiz birlikte okulun girişine doğru ilerlerken,Aslı peşimizden gelerek bizimle birlikte okula girdi.Önce kantine giderek Fırat'ın eşyalarını toparladık.Hareketleri öyle çaresizdi ki...Onu en son birlikte kafeye gittiğimiz zaman böyle görmüştüm.Bana babasını anlatırken...Birde şimdi bu kadar çaresiz görüyordum.

Kolejdeki Feraceli (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin