Bastırılamayan ✮ -33-

594 66 1
                                    

Mahiro kızlara çaktırmadan oradan ayrılırken hala şaşkındı.Michelle'nin güçlerini kullanamaması gerekiyordu.Ayrıca kızlar onların bu davranışını hiç garipsememişti.Mahiro'nun en büyük düşmanlarından birine 'Abi' diye seslenmişlerdi.Onunla bir geçmişi olduğunu söylemişlerdi.Ayrıca Azura geçmişini hatırlıyordu.Ne zamandan beri? Diye düşündü.''Belki de başından beri...''

Kaleye girerken artık güneş doğuyordu.Askerler yıkılan duvarı tamir ederken Mahiro kayıtları incelemeye başladı.Ancak kim yaptıysa bütün büyülü kamera kayıtları silinmişti.Dün akşam gördüklerinden fazlasını öğrenememişti.Kızları ve Raisar'ı bir an evvel sorgulaması gerekiyordu.Tam Raisar'ın yanına gidecekti ki Bayan Pell onu durdurarak ''Mahiro,şuan meşgul müsün?''

Zoraki gülümsemesini takınarak ''Gece olanları araştırıyordum.Pek sayılmam,bir sorun mu var?''

Bayan Pell sıkıntılıca iç çekti.''Hem de büyük bir sorun.'' Mahiro gülümsemesini bozmamaya çalışarak 'Daha fazla ne olabilir?' diye düşündü.''Kralımız birkaç saat sonra yola çıkacakmış.''

''Neden erken geldiğine dair bir bilgi edindiniz mi?''

Bayan Pell başını iki yana sallayarak ''Maalesef.''

''Teşekkür ederim,geri kalanını bana bırakın.'' diyerek hızla oradan ayrıldı.Raisar'ın odasının önüne geldiğinde kapıyı çalmadan içeriye girdi.Beklediği şekilde,elinde kitabıyla deri koltuğuna yayılmış vaziyette bulmuştu onu.Kitabın kapağını sertçe kapatıp ''Yıllardır aynı kalede yaşıyoruz.Bu ilk ziyaretin sanırım? Neye borçlu olduğumu sormama bile gerek yoktur umarım.''

Mahiro hiç beklemeden konuya girdi.''Onlarla aranda nasıl bir bağ var?'' diye sordu.

Raisar başını iki yana sallayarak bacak bacak üstüne attı.''Bundan yaklaşık yüz bilemedin yüz elli yıl önce bir göreve gönderildim.Hatta daha çok bile olabilir bu süre.Kral tarafından,oldukça gizli bir görev.Bu yüzden sana hiçbir bilgi veremem.''

''Aranızda ki bağ bile görevden ibaret ancak kızların tepkisi hiçte öyle değil.''

''Onlar birer aptaldan ibaret.Göreve dahil bile değillerdi.''

''Buna rağmen sana abi diye seslenecek kadar yakınsınız.''

Raisar sinirlenerek ''Buraya sadece vicdanını rahatlatmaya geldin Mahiro.Tam bir aptalın tekisin.Acaba o kızlar suçlu mu? Benim düşmanım mı? Onlarla savaşacak mıyım? Hayır o kızlar suçlu değil.Düşmanının kim olacağına kendin verirsin.Ve onlarla evet,savaşacaksın.Bunu sadece gözlerine bakarak söyleyebilirim.''

Mahiro bir süre ifadesizce susmasını bekledi.Sustuğu an da gülümseyerek ''Daha önce hiç bu kadar gözüme acınası gözükmemiştin.'' diyerek odadan çıktı.Raisar arkasından masayı fırlattığında ise seslice gülmüştü.Bu gizli görev Raisar için görevden daha fazlasıydı anlaşılan.Yine de aradığı bilgiye ulaşamamıştı.Tek çare kızlarla konuşmaktı.

***

Azura ve Alice birbirlerine sarılmalarının ardından uzun süre öyle kalmışlardı.Gecenin yorgunluğu üzerine çökerken o şekilde uykuya dalmışlardı.Güneş en tepede yerini alırken öğlen saatleri gelmişti.Kapılarının gürültüyle açılması onları aniden uyandırırken odaları askerlerle dolmuştu.Alice şaşkınlıkla çevresine bakarken Azura yırtık olan kıyafetlerini kapatmaya çalışıyordu.Askerlerin arasından sıyrılarak öne çıkan Mahiro Alice ile karşılaşınca dün gecenin etkisiyle kötü hissetse de hemen kendini toparlamıştı.''Sizler...Şüphelisiniz.'' diyerek askerlere ufak bir bakış attığında askerler iki kızın kollarına girerek ayağa kaldırdılar.Azura onlara bağırıp engel olmaya çalışsa da bedeni şuan en güçsüz durumdaydı.Alice ise olacakları dün geceden az çok tahmin etmişti,bu nedenle sakinliğini koruyordu.

Sorgu için ikisi de Mahiro'nun odasına getirilmiştilerdi.Askerler Mahiro'nun işaretiyle dışarı çıkarken gayet rahat bir tavırla koltuğuna oturdu.Alice ve Azura karşısında dikilirken ellerini masada kenetleyerek ''Evet bayanlar...Geldiğinizden beri hakkınızda ki olaylar son bulmuyor doğrusu.'' diyerek kibarca gülümsedi.Ancak kızların ikisi de bu gülümseme ve konuşmasında ki saygının sahte olduğunu bilecek kadar onu tanımışlardı.

''Azura hafızasını kaybetmiş birine göre çok sakin...Alice ise onu daha yeni tanıyor olmasına rağmen çok korumacı değil mi?'' dedi.

Alice ''Demek konuya direk giriş yapıyorsun ha?'' dediğinde Mahiro onu başıyla onayladı.Kaşlarını çatarak ''Lafı dolandırma öyleyse...Kısaca dün gece olanları soracaksın değil mi?'' diyerek kollarını göğsünde birleştirdi.O sırada kanlar içerisinde kalan kolu Mahiro'nun gözünden kaçmamıştı.Kesinlikle ciddi bir yaraydı ve Mahiro o yarayı bir an evvel iyileştirmek istemişti.Yine de duygularını susturarak ''Kolunda ki yara yeni olmuş gibi görünüyor.'' dedi şüpheyle.

Alice sakinliğini koruyarak ''Dün gece kaleye geldiğimde Azura odasında yoktu.Tilki ruhum sayesinde onun olduğu yeri tespit ettim,bodrum katıydı.Oraya gittiğimde ise Raisar ve Janna Azura'nın içinde ki yılan ruhunu çekmeye çalışıyorlardı ki başarılı da oldular.Onu oradan kurtarmaya çalıştım.Bu sebeple duvarı kırarak kaçtık...Yine de bizi yakaladılar.Kolumu da duvarı kırarken yaraladım.Başta onlarla savaşsak da bunun yanlış olduğunu erkenden kavrayabildik,özürlerimizi sunarak oradan olabildiğince hızlı bir şekilde ayrıldık.Tüm olan biten bu.'' dedi.Her şeyi olabildiğince hızlı ama tane tane anlatmıştı.Kolunun acısını artık hissetmiyordu...Daha kötüye gittiğini biliyordu ama hiç acı yoktu.

Mahiro onu başıyla onaylayarak Azura'ya döndü.''Güçlerinin elinden alındığı doğru mu?''

Azura sinirden deliye dönse de ''Evet.'' dedi.Yine de bununla yetinmeyerek ''Güçlerim elimden haksız yere alındı,zarar gördük ve siz sadece bir duvar ve hasar gören orman için endişeleniyorsunuz.Gerçekten...Yazık!'' diyerek yüzünü buruşturdu.Mahiro dışından ne kadar şüpheci gözükse de bu iki kızın yalan söylemeyeceği gerçeğine inanıyordu.Bu sebeple sadece göstermelik bir ceza vermekle yetinecekti.''Ne kadar özür dilemiş olsanız da...Büyülerini onların elinden aldığını gösteren bir kayıt yok...Onların büyü gücüne de rastlamadık.Yine de burada yeni olduğunuz için cezanızı en minimum seviyede tutacağım.Şanslısınız bayanlar.'' dediğinde iki kızında yüzü ifadesizdi.''Kral birkaç saat içerisinde kalede olacak.Cezalarınız için onunla konuşmam gerekli.Şimdilik odanızda bekleyebilirsiniz.'' diyerek eliyle kapıyı işaret etti.Azura kapıya yönelirken Alice'in yerinde durduğunu fark etti.Onları yalnız bırakmak için odadan hızla çıkmıştı.

Alice bir süre yerinde kıpırdanırken Mahiro onun çıkmaya niyetinin olmadığını fark etti.Gece olanlar hakkında konuşacağı açıktı.Tam konuşmak için ağzını açmıştı ki Mahiro ''Merak etme.Kızgın falan değilim.Düşüncelerini iyi niyetle dile getirdiğin için minnettarım hatta.'' Alice şaşırsa da sözlerini bitirmesini bekledi.''Bu konu hakkında benim de düşünmem gerekti.Düşündüm de.Beraber epey bir süre geçirdik.Senden hoşlandım,seninde benden hoşlandığına inanıyorum.Ama şuan bir kadın ile beraber olamam.''

Alice'in kaşları çatılırken gözlerinde hayal kırıklığı vardı.Gözleri dolmuştu fakat ağlamayacaktı.''Ne bekliyordum ki?'' diyerek iç çekti.Mahiro'ya sırtını dönerek gözlerinde ki yaşların gitmesi için kendine biraz süre verdi.''Doğrusu bu benim için iyi oldu.Veda etmek daha kolay hale geldi.'' gözlerini Mahiro'nun gözlerine diktiğinde işlerin nasıl bu hale geldiğini düşündü.''Hayal ettiklerimin ötesindeydi yine de sonuç aynı.Hayal kırıklığı.'' diyerek odadan çıktı.Çıkar çıkmaz derin bir nefes aldı.''Güçlü dur Alice...Henüz değil.'' diyerek birkaç adım attı.

Bir...

İki...

Üçüncü adımı atamadan gözyaşları sessiz hıçkırıklarla yanaklarına hücum etmeye başladı.Sağ elini dudaklarına bastırarak sesinin fazla çıkmasını engelledi.Kulakları çınlıyordu.Lanet olsun sana Mahiro...Beni nasıl bir hale soktun?! Ardında ki kapının birden açılmasıyla kulak çınlaması söndü.Hayır! Hayır! Hayır! Beni bu halde göremezdi.Mahiro odadan çıkarken Alice'i görmeyi beklemiyordu.Çoktan gittiğini düşünerek çıkmıştı.Sırtı dönüktü.Ona doğru yaklaşırken ''Alice?'' diye seslenmişti.Yüzünü görmeye çalışırken birden sol eli parıldamaya başladı.Alice sol eline şaşkınlıkta bakarken Mahiro ile göz göze geldi.

''Bu da neyin nesi?'' der demez gözleri kapanırken Mahiro onu son an da yakalamıştı.

Kovucu ✮ 3 (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin