Serinin üçüncü kitabıdır...
✮✮✮
Açmakta olan vahşi çiçek...
''Yalvarırım söyle bana,insanlar neden birbirlerini incitirler? Gereksiz değil mi bu?''
Cesur ve açmakta olan çiçek...
...
Alice Azura'nın yanından bir saniye olsun ayrılmazken ikili onlara iyice yaklaşmıştı.Sarışın adamı az çok sima olarak tanıyor olsa da yanında ki kadını bir türlü çıkaramamıştı.Upuzun beyaz saçları ve neredeyse saydam denecek kadar açık ten rengine sahip olan bu kadını ilk defa görüyordu.Vücut yapısı ona daha çok Baş Meleği andırmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Alice Azura'ya zaman kazandırmak istedi...Bir an evvel uyanmalıydı.Sol kolunu artık hissedemiyordu.Böylesine önemli bir an da Griffin'in nereye kaybolduğunu merak etti.Alice'e kendinden çok güvendiği barizdi.O sırada Michelle olanları mahzende adımı adımına takip etmişti.Kızların başının dertte olduğunun farkındaydı ama yapabileceği hiçbir şey yoktu.Alice'e güvenmek zorundaydı.Beyazlı kadın öne çıkarak ''Kızı bir an evvel teslim etmek senin adına yararlı olur.'' diyerek gözlerini Alice'in yaralı eline kaydırdı.''Biraz daha ileri gidersen bu koluna mâl olabilir.''
Alice ise kadını umursamadan başından beri sormak istediği soruyu sordu.''Senin bu kişilerle ne işin var?'' sorusu doğruca sarışın adama yönelirken beyazlı kadın görmezden gelinmiş olmasına sinirliydi.Raisar iç çekerek düşündü.Alice'e direk kim olduğunu söyleyip Janna'nın-yanında ki beyazlı kadın- onu şoka sokmasını isteyebilirdi.Başını iki yana salladı.''Bu fazla kolay olurdu.''
Alice anlamaya çalışırken Janna ''Bırak ben halledeyim.'' diyerek araya girdi.Alice sağlam olan eliyle her an büyü yapmaya hazır olurcasına duruşunu değiştirdi.Buradan bir an evvel kurtulması gerekiyordu.Karşısında ki kişilerle savaşması ne kadar doğruydu? Belki de sadece savunma yapmalıydı.Sonuçta durduk yere onlara saldırırlarsa kendi başları yanardı.Sakin kalmalıydı.Fakat durduk yere karşısı saldırırsa onların başı belaya girerdi.Alice bir kere daha çok zeki olduğu için kendini tebrik etti.Janna elini hafifçe hareket ettirdiğinde ortaya devasa bir kasırga çıktı.Alice onun hava büyücüsü olduğu için şükürlerini sunup kasırgayı dondurdu.Janna iç çekerek ''Buz büyücülerinden nefret ediyorum.'' diye tıslamıştı.Ardı ardına çıkardığı kasırgaları Alice anında dondururken sırıttı.''Bakalım bunu daha ne kadar devam ettirebileceksin.''
3...
5...
7...
15...
On yedinci kasırgayı donduracak gücü bulamamıştı.Dizlerinin üzerine çöküp nefesinin dengesini sağlamaya çalışırken gelen kasırgayı son an da dondurmuştu.''Herhalde tükendin.Artık kızı alabiliriz.'' diyerek Azura'ya doğru yöneldi.Alice ise nefes nefese ''Uyan artık...Lanet olası kız.Uyumanın zamanı mı gerizekalı.Kalk hadi...Kalk!'' fısıltıyla karışık isyanı havaya karışırken Janna'nın Azura'ya uzattığı elini havada yakalamıştı.Bunu sol eli ile yaptığı için canı fazlasıyla acımıştı.Janna ise hiç durmadan Alice'in o elini tutarak hafifçe elini üzerinde gezdirmişti.Alice ne yaptığını anlamayarak elini hızla kurtardı.Sağlam olan elini buz ile kaplayarak yüzüne sert bir yumruk geçirmişti.Janna birkaç adım sendelerken Raisar dayanamayarak ''Beş dakikan var Janna,bitir işini.''
