Kovucu ✮ 3 (ASKIDA)

Karışım ✮ -11-

''Ya...Ne düşünüyorsun?'' diyerek sırıttım ve hafifçe önünden  çekildim.Odayı iyice incelerken gözlerinin yavaşça irileşmesi çok komiğime gitmişti.Kitaplar genellikle bana hitap ettiği için okurken yerleştirmek hiç zor olmamıştı.On dakikada yapamamış olsam da yarım saatte bitirmiş ayrıca programını hazırlamıştım.Mahiro şaşkınlıktan açılan ağzını ufak bir gülümsemeye çevirerek ''Tebrik ederim,gerçekten büyüleyici bir hız.'' diyerek elini omzuma koydu.Çok sürmeden elini geri çekerek ''Öyleyse dolu günümüze başlayalım,takip et.'' diyerek hızla odadan çıktı.Beni övmesine sevinerek peşine takılırken neden sevindiğime anlam verememiştim.Ben ultra çok fena zeki olan bir kızdım,bu tarz işler çok kolaydı.Koridor boyunca ilerlerken sağa açılan yolda bir bağırma sesi duydum.Aynı sesi Mahiro'da duymuş olacak ki o tarafa yöneldi.Ancak bu sesin sahibini çok iyi tanıyordum.Endişeyle ilerlerken Azura'yı köşede kendi kendine bağırırken bulduk.Henüz bizi fark etmemişti ki bağırmaya devam ediyordu.

''Benim beynim yapma falan mı? Söylesene su iblisi?...Dalga geçmesene! Yahu ben nereden bileyim etkiyi hissetmediğini...Hata bende mi? Ya ben senin sahibin değil miyim haddini bilsene! Bak söylerim seni Şe-'' 

''Aaa...! Neden kendi kendine konuşuyorsun Azura.'' diyerek hızla araya girdim.Yoksa bu salak bizi fark etmeyerek cümlesini tamamlayıp 'Şeytan' diyecekti.Mahiro'nun yanında büyük bir pot kırmadan bu işi bitirmeliydim.Azura bizi fark ettiğinde hafifçe yanakları kızardı.''A-Alice ne haber ya? Bende iyiyim ne olsun...Ahaha ahah...ha...''

Mahiro az önce ki aptal konuşmayı görmezden gelerek ''Nereden geliyorsun böyle?'' diye sordu.Şu adamın sinir bozucu bir kibarlığı vardı.Azura'nın kaşları çatılırken ''Rachael denen bir kadın var ya o işte tanırsın sen.'' diye geçiştirmişti.

''Rachael mı? Direk seni onun yanına vermiş olmaları şaşırtıcı.Kendisi oldukça güçlü bir askerdir.''

Azura elini havaya doğru sallayarak ''Hı...Öyleymiş...'' dediğinde anladım ki kaybetmişti.Yine de bedeninde gözle görülür bir hasar yoktu.Mahiro ''Öyleyse sen bir süre dinlenebilirsin.Biz işimize devam edelim.'' diyerek Azura'yı geçtiğinde Azura bana dilini çıkarmıştı.Geçerken onu duvara ittirdiğim de kafasını çarpıp arkamdan küfür etmişti.Sesi Mahiro'nun yanımda olduğunu hatırlayarak yarıda kesilince sessizce kıkırdamıştım.

Mahiro ''Evet Alice...Şimdi ilk nereden başlıyoruz?'' dediğinde hızla elimde ki listeyi açtım.''Öncelikle kışlaların kontrolünü yaparak kale dışında ki tek işinizi hallederek iç kısıma geçiyoruz.''

''Güzel,devam et?''

''Ardından kale görevlileri ile yapılan bir toplantıdan sonra Kral ile bilgi alışverişi yapılacak.''

''Hımm...''

''Sonlara doğru ise muhasebe hesapları yapılacak ve odalıklar ile gece sonlanacak.'' dediğimde o kısımı okurken bile rahatsız olmuştum.Kralın verdiği izinler arasında kale içinde yaşayan herhangi bir kadın ile geceyi bitirebiliyordu.Ancak bana söylediğine göre kadınlarla arası değildi ama bu son kısımı nasıl hallettiğine dair hiçbir fikrim yoktu.Mahiro benim sessizliğime takılmayarak ''Öyleyse kışlalara gidip işimize başlayalım.''

***

Mahiro ile birlikte toplantı odasından çıkarken derin bir iç çektim.Bu işler hiç kolay değildi.Ben takip edip ufak notlar alırken bile zorlanıyordum yine de Mahiro hala enerjik görünüyordu.Gün boyunca ter kokulu iğrenç kışlaların içerisinde ölüm ile boğuşmuştum.Şimdi ise on kişilik bir toplantıdan çıkmıştık.O kadar hızlı konuşmuşlardı ki onlara yetişmeye çalışırken parmaklarım kopmuştu.Sırada ise Krala bu konuşmalar hakkında bilgi verme kısmı vardı.Kralın odasına doğru ilerlerken ''Bu konuşma biraz uzun sürebilir Alice,bu katta şifacıların olduğu bir oda var.İstersen orada biraz dinlenebilirsin.'' dediğinde sesinden onunda yavaştan yorulmaya başladığını fark etmiştim.''Nasıl isterseniz.'' diyerek toplantı boyunca tuttuğum notları eline tutuşturarak yanından ayrılmıştım.Çevremizde gezinen kişiler olduğu için sizli bizli konuşmam gerekiyormuş! Bu da ayrı sinir bozucuydu ya...