11. Siyah Beyaz

1.7K 240 121
                                    

Trigger warning: bölüm diğerlerine kıyasla baya küfür içerikli.

Levi gördüğü kabustan terleyerek uyandı.

Nefes nefese kalmıştı.

Ofladı ve karanlık odaya baktı.

Yine aynı kabusu görmüştü.

Gözlerini kapattı ve kabustan kalan sesleri zihninde yine duydu.

Aniki! Bir şey yap aniki! Farlan!

Gözlerini açtı. Boğazı düğümlenmişti.

Bacaklarını yataktan sarkıtarak oturdu. Etrafa bakındı ve gözleri karanlığa tamamen alıştığında ilerleyip ışık düğmesini buldu.

Normalde beyaz ışığın altında kalmayı sevmezdi ama ışık şuanda lazımdı.

Gözleri kamaştı. Birkaç kez gözlerini kırptı ve gözleri bu sefer aydınlığa alışınca masaya ilerledi.

Masada duran iki deftere baktı.

Bunlardan biri orta boy, çizgili, kalın, siyah kapaklı bir defterdi. Levi bunu günlük gibi kullanmayı tercih ediyordu.

Öbürüyse A4 boyunda, kalın, spiralli bir çizim defteriydi.

Levi hangisini kullanacaktı?

Derin bir nefes aldı. Masada duran kurşun kalemlerden birini ve siyah pilot kalemi alıp yatağına oturdu.

İki defteri de karşısına koydu ve ne yapmak istediğini düşünmeye başladı.

*****

Levi psikoloji tarihinde görülmüş en hızlı gelişmeyi gösteriyor olabilir miydi?

Eren karşısında duran formları Levi Ackerman dosyasına koyarken düşündü.

Yazıp çizmek kesinlikle Levi'ı yatıştırıyordu.

Eren tuhaf bir merakla Levi hakkında yazdığı ilk metne baktı. İlk yazısı kısaydı.

Levi Ackerman'ı seanstan önce ziyaret ettim. Geçmişte yaşadığı travmaların şiddetli bir etkisi yüzünden çöküntü yaşadığını tahmin ediyorum. Tedaviye açık, ama çekingen. Halüsinasyonyonları genelde kendine zarar vermeyi teşvik eder nitelikte. Halüsinasyonlarında kaybettiği ailesini (?) görüyor.

Derin bir nefes aldı, arkasına yaslandı. Dosyayı kapattı. Önlüğünü giydi ve Armin'in yerini doldurmak için (Mide bulantısından ölüyordu ve raporu vardı) odadan çıktı.

*****

"Doktor nerede?"

"Doktor Arlert bugün rahatsız. Onun yerine benimle konuşacaksın. Bir sakıncası var mı Hanji?"

Hanji Eren'e bakıp güldü.

"Hiç yok, gebersin civciv piç."

Eren derin bir nefes aldı. Armin onu uyarmıştı; Hanji alet çantası ondan alındığı için birazcık, sadece birazcık (!) agresif davranabiliyordu.

"Pekala, bugün nasıl hissediyorsun?"

Hanji sakin bir şekilde gözlüklerini silmeye başladı. Cevap vermedi.

"Hanji."

"Bok gibiyim. Oldu mu?"

Eren poker suratıyla devam etti.

"Neden?"

Hanji küfredercesine güldü.

"Ya siz tıp fakültesini bir tarafınızı satarak mı kazanıyorsunuz? Neden diye mi sordun? Sarı sana söylemedi mi? BEBEKLERİMİ BENDEN ALDINIZ!"

Hanji ayağa kalktı ve odada gezinmeye başladı. Sakin bir sesle konuştu

"Hay sikeyim ya. Şaka yapıyordun değil mi? Neden diye sorarken?"

Güldü ve az önce oturduğu sandalyeye tekme attı. Sandalye hızla fırlayıp duvara güm diye çarptı.

Eren tepki vermedi.

"Kameranıza sıçayım. Doktor. Oyuncaklarımı geri verin ne olur!"

Eren tam konuşmak için ağzını açacaktı ki...

"Levi'ın neden kaçtığını anlatmamı istiyorsun değil mi? Sonuçta ondan sorumlusun."

Masaya yaklaştı ve yüzünü Eren'in yüzüne yaklaştırdı. Sesi tehditkar ve kısıktı.

"Ah, ona değer veriyorsun. Gözlerindeki endişeyi görmek o kadar kolay ki! Ne bilmek istiyorsun doktor. Oyuncaklarım için sana ne kadar bilgi vermeliyim?"

Hanji güldü.

"Yoksa biricik hastan senin için daha mı öte? Oyuncaklarımı ver, anlatayım."

Eren tepki vermemeye çalışıyordu. Ama Hanji Levi'dan ve önceki hastalarından o kadar farklıydı ki gerilmeye başlıyordu.

Hanji Eren'in tepkisini görüp geri çekildi. Fırlattığı sandalyeyi düzeltip tekrardan oturdu.

Hafifçe güldü.

"Levi sizin için kaçtı."

*****

Eren elleri hafifçe titreyerek Levi'ın odasına girdi. Levi şaşkın bir şekilde ona baktı, gelmesini beklemiyordu.

"Levi Ackerman. Ciddi bir şekilde konuşacağız."

HASTALIK {Ereri/Riren Fanfic}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin