HASTALIK {Ereri/Riren Fanfic}

9. Merhaba, Doktor

Flashback/

Levi korkuyla arkasına döndü.

Boş kapıya baktı.

Doktorunun sesi zihninde yankılandı.

"Korkuttum mu seni?"

Ses değişti. Bu sefer Farlan'ın sesini duydu.

"Aptallık ediyorsun Levi."

"Kes sesini Farlan."

"Pekala."

Levi yakalanmadığı için rahatladı ve derin bir nefes aldı.

Kupaya bir süre daha baktı. Ardından gözü raflardan birinde duran koyu renkli parfüm şişesine takıldı.

Şişeyi eline alıp inceledi bir süre. Sonra tereddütle kapağını açıp kokladı.

Mükemmel.

Bir süre düşüncelere daldı. Ardından kendine geldi ve şişeyi aldığı yere bıraktı.

Anahtarın kapıda dönme sesini duyduğunda panik yaptı. Kapının kapanma sesini duyana kadar olduğu yerde donup kaldı.

Sonra, bir şekilde saklanmayı akıl etti.

Nereye? NEREYE!?!

Doktorun ıslıkla çaldığı tatlı melodinin (killing stalkingcilere sa) odaya yaklaştığını anladı ve kendini son çare yatağın altına attı.

Doktor içeri girdi, kapıyı kapattı. Levi yatağın altından gizlice onu izlemeye başladı.

Doktor montunu yatağın üstüne attı ve üstünü değiştirmeye başladı.

Levi yatağın altında boğazının düğümlendiğini, nabzının tekrar hızlandığını hissetti.

Siktir... Ya duyarsa? Ya anlarsa? Ya... Ya...

Doktor giyinip odadan çıktı.

Levi tuttuğu nefesini verdi.

*****
(normal zamana geçiyoruz)

Eren uyandırılmaktan nefret ederdi.

Hele güneş daha doğmamışsa...

Telefonunu eline aldı ve arayan numaraya baktı.

Armin Arlert

Eren Armin'in 'Seni gecenin bilmemkaçında arayacağım' derken ciddi olduğunu bilmiyordu.

Telefonu açtı.

"Armin cidden komi-"

"Eren! Levi yok!!!"

Eren'in cümleyi idrak etmesi birkaç saniye aldı. İlk şaka sanmıştı ama Armin'in iş konusunda asla şaka yapmadığını bilirdi.

Sonrasına sadece bir tepki verebildi.

"Siktir."

Armin paniğin etkisiyle ses yüksekliğini kontrol edemiyordu.

"Bence de siktir! En son kadınlar koğuşunda görülmüş kameralara, Hanji Zoe ile konuşmuş. Kısık sesle konuşmuşlar, mikrofon bir şey yakalayamamış ve sonrasına Levi gidince Hanji de çıkmış. Sonra kameraların hepsinde sıkıntı var."

"Oha, kameraları mı bozmuşlar!"

Armin ofladı.

"Ne bileyim ya zaten kafayı yemek üzereyim."

Derin bir nefes aldı.

"Hastaneye gelebilir misin?"

Eren gözlerini ovuşturdu.