4. Tanrı ve Rahip

1.9K 244 201
                                    

Medya çok güzel. Okurken dinleyin de romantik bi mutluluk yaşayın sjsjsjsjs.

Doktor Jaeger hastaneye geleli birkaç hafta olmuştu.

Levi onun hakkında ne düşüneceğini bilmiyordu.

Doktor Jaeger çok nazik davranıyordu ona.

Eski doktor gibi değildi.

*****
(Flashback)

Doktor deli gömleğiyle bağlı olan Levi'a bir kere daha vurdu.

"Bir daha bana karşı gelecek misin?"

Levi cevap vermedi.

Doktor sinirle ilaç şişesini ona fırlattı.

"Ayağa kalkıp ilaçlarını içeceksin. Anladın seni akıl hastası piç?"

Levi yere baktı.

Doktor ağır ellerini bir kez daha Levi'ın suratına indirdi.

"Anladın ?!"

Levi doktorun gözlerine baktı.

"Siktir oradan."

Doktor bir süre tiksintiyle Levi'a baktı. Ardından ayağa kalkmaya çalışan Levi'a son bir tekme attı, tam karnından.

"Ne bok yersen ye psikopat orospu çocuğu."

*****

Doktor Jaeger kesinlikle onun gibi değildi. Levi ona güveniyordu.

Derin bir nefes aldı ve oturmakta olduğu yataktan kalkıp cama yöneldi. Camı açtı, soğuk sonbahar rüzgarı içeri doldu. Rüzgarı hissetmek için gözlerini kapadı.

Doktorla seansına daha birkaç saat vardı.

Aniki?

"Dinliyorum İsabel."

İsabel güldü; Mutlu gözüküyorsun.

Levi cevap vermedi. Onun yerine gözlerini açıp dışarıyı izlemeye başladı. Yere düşen yapraklara baktı.

"İsabel. Farlan'la vakit geçir. Biraz... Kafayı dinlemek istiyorum."

Boğazım acıyor aniki.

Levi geçiştirmek için rastgele bir cümle kurdu.
"Soğuktandır. Farlan'la vakit geçir, onda boğaz pastili falan vardır."

İsabel sustu.

Levi rahatladı ve alnını pencerenin parmaklıklarına yasladı.

Neden bilmiyordu; gülümsedi kendi kendine. Birkaç gündür pek neşeliyim, diye düşündü kendi kendine.

Birkaç dakika sonra otoparka yaklaşan siyah arabayı gördü.

Doktor gelmişti.

Levi onun arabadan inişini seyretti.

*****
Eren arabadan indiğinde istemsizce binaya baktı ve odalardan birinin camından ona bakan Levi'ı gördü.

Gülümsedi ve el salladı. Levi de onu karşılıksız bırakmadı; soğuk, beyaz elini kaldırıp hafifçe salladı.

Eren hastasında bir ilerleme olduğu için mutluydu. Yakında Levi'ın halk içinde sıkıntı çıkarmadan durabileceği günlerin geleceğine inanıyordu.

***** (timeskip)

Eren fırtına grisi gözlere baktı sakin bir mutlulukla. Bu tür bir mutluluğu günümüzde ancak işini cidden seven insanlarda görebilirsiniz.

"Merhaba Levi."

Levi masaya bakıyordu.

"Günaydın doktor."

Eren göz ucuyla saate baktı; 17.43

"Nasılsın? En son seansımıza kıyasla bir değişiklik hissediyor musun?"

Levi gözlerini masadan ayırmadan başını salladı.

Eren dirseklerini masaya başladı ve ilgiyle biraz öne eğildi.

"Seni dinliyorum."

"Kendimi... Farklı hissediyorum."

Eren heyecanlanmaya başladı. Terapi işe mi yarıyordu? Hadi be Levi...dedi içinden. Lütfen düşündüklerimi söyle. Çıkartayım seni buradan.

"Nasıl farklı?"

"Kendimi mutlu hissediyorum. Ama... Bazen nabzım o kadar hızlı ki kendimi toparlayamıyorum. Yok yere heyecanlanıyorum. Şey gibi..."

Levi bir süre düşündü. Eren ne diyeceğini bilmiyordu ama kesinlikle beklediği şey bu değildi.

"Şey gibi, bir rahibin tanrıya tapışı gibi. Çok tuhaf doktor; ben tanrıya bile inanmam oysa."

Eren bir şekilde düşündü. Ne demeliydi?

"Ne yapmalıyım doktor? Neşeliyim biliyorum. Ama ya böyle... Hızlı atan kalbim beni yiyip bitirirse?"

Eren açıkçası çaresiz kalmıştı. Nasıl teselli etmeliydi onu?

"Farlan ve İsabel ne diyor durumla ilgili?"

"Eskisi kadar sık konuşmuyoruz. Belki de öldüklerini kabul etmişlerdir."

Bir süre konuşmadan birbirlerine baktılar.

"Doktor."

"Efendim Levi."

"Dışarı çıkabilir miyiz? Gökyüzünü bir kere daha görmek istiyorum."

"Tamam."

Eren Levi'ın hislerini anlamıştı.

İkisinin de anlamadığı şey kendilerine ne olduğuydu.

HASTALIK {Ereri/Riren Fanfic}Where stories live. Discover now