<2>

1.8K 166 220
                                    

Gerizekalı,aldıkları rozetler bir boka yaramayan mahlukatlar!

Her kurbanımdan sonra aldığım zevki yaşadığım yere hep aynı yazıyı yazmama rağmen beni bulamıyorlardı,bu işime geliyor olsada kendime yeni eğlenceler arıyordum,hazırladığım listenin yarısından fazlasını temizleyip Tanrı'nın onlara bahşettiği canları Tanrı'dan önce almıştım.

Hayır Tanrı ile bir yarış içerisinde değilim,sadece yapmam gerekeni yapıp kan dolu hikayeler bırakıyorum ardımda.Eski benliğim tekrar gün yüzüne çıkmıştı annem dediğim o dünyalar tatlısı kadını gömdüğümde.Yüzüme dokunup suratı kanla kaplı olmasına rağmen en sıcak gülümseyişini hala hatırlıyorum,kimse bana dışarıda pislikler kol gezerken masumların toprağın altında yatmasını adalet olarak anlatmasın.Eğer zaten adalet denilen o şey olsaydı bende parmaklıkların arkasında olurdum öyle değil mi?

Damien Atkins....

Şeytanın en büyük dostu,meleklerin en büyük düşmanı,en büyük hobisi masum insanları kandırıp paralarını kurutana kadar almak ve işi bittikten sonra gözünü bile kırpmadan onların bütün soylarını çürütmek.Benim aileme yaptığı gibi....

O adam yaşayıp,nefes almaya devam ettiği sürece ben dünya üzerindeki ikinci kalpsiz kişiydim,onu öldürmeden bütün ailesini yer yüzünden silmeden birinci olamazdım.Aldığı her nefesi,attığı her adımı saniyesi saniyesine takip ediyordum,eğer bunları yapacak vaktim olmuyorsa her şeyimi paylaştığım dostum bana yardım ediyordu.

Liam Payne

En büyük ironi ise onun polis akademisinden mezun olması,anlattığına göre ailesi çok zorlamış ama onun görüşü onu daha çok sevmeme neden olmuştu."Devlet istiyor diye masum insanlara kelepçe takamam"

Annemin,babamın,kardeşimin ölümünü yemek masasının altından izlediğimde beş yaşıma yeni girmiştim,doğum günümü kutlayıp şarkılar söylemiş ve annemin yaptığı güzel yemeklerden yemiştik ta ki kurşunlar birer birer gözlerimin önüne düşene dek.Ellerimin üstünde annemin kanı varken çıplak ayaklarımla pis suratını beynime kazıdığım adamla beraber nefessiz kalana kadar ayaklarım simsiyah olup kanayana kadar koşmuştum.

Zenginlerin oturduğu onlara göre sıradan olan bizlerin zor girebileceği bir siteye çitlerden atlayıp geçtiğimde benimle aynı yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim top sektiren kahverengi saçlı bir çocukla karşılaşmıştım.O günden beride attığım her adımda yanımda olan dostum haline gelmişti.Ailesi onun ısrarlarına dayanamayıp bana bakmaya başladıklarında o okula giderken ben camın başında oturup sokaktan geçen her yüzü teker teker inceleyip o şeytanı bulmayı ummuştum hep.

Liam'ın ailesine borcumu hiçbir zaman ödeyemem,beni her ne kadar sevmeselerde evlerinde yer verip bütün ihtiyaçlarımı karşılamışlardı,on sekizime geldiğimde uzun bir süre adını bile bilmediğim ve hatta yüzünü bile bilmediğim bir adamın pis işlerine yardım ederek yüklü miktarda paralar kazanmıştım.

Onun adamları gelip bana yapmam gereken şeyleri söylediğinde kusursuz bir şekilde tamamlayıp karşılığını fazlasıyla alıyordum ta ki adam düşmanları tarafından öldürülene kadar.

Shaw Atkins,benim tabirimle şeytanın oğlu,zengin züppe,kendini bir bok sanan orospu çocuğu.Onunla karşılaşmama yirmi dört saatten az kaldı."Bak şimdi Harry beni iyi dinle dostum,bu okul müdürüne vereceğin evraklar,adın Edward Montes ve 18 yaşındasın,dersleri siktir et zaten önemli olan Shaw'a o okulu zehir etmek,merak ettiğin başka bir şey var mı?"

Liam'a hayranlıkla bakıp kafamı salladım."Dostum her şeyi çok iyi halletmişsin daha ne merak edebilirim ki,şu okulu anlatsana sadece,bilirsin hiç hayatımda gitmediğim için ortamı bilmiyorum"

"Boşver bilmesen de olur,sürekli bir gruplaşma saçma salak kız grupları ve kendilerine kötü çocuk imajı vermeye çalışan gerizekalı erkekler vardır,onlardan biri de bizim hedefimiz zaten.Duyduğuma göre okulda ondan korkan çok kişi varmış"

"Desene artık korkma sırası onda"

Acı kahvesinden son bir yudum alıp ayaklandı."Dediklerimi sakın unutma ve ne olursa olsun gerçek kimliğini sakın belli etme"

"Tamam anneeee"

"Siktir oradan"Kapının kapanma sesini duyduğumda sigaramı yakıp bilgisayarı açtım ve Liam'ın dediği okulu araştırmaya başladım,ah dışından bile nasıl tiplerin olacağını az çok tahmin edebiliyordum.


Deri ceketimi işaret parmağıma dolayıp omzumun üstüne atarken kaskı da sağ elime alıp cehennemden içeri girdim,bir kaç bakışın bana döndüğünü hissettiğimde umursamadan merdivenleri çıktım ve koluma çarpan bedenle durmak zorunda kaldım."Önüne baksana lan!"

"Ş-şey ö-özür dilerim ben...Shaw'dan kaçıyordum"Duyduğum isimle benden oldukça kısa olan çocuğu durdurup bana bakmasını sağladım,gerçekten korkmuş görünüyordu."Neden ondan kaçıyorsun,sana bir şey mi yaptı?"Cevap vermesine kalmadan başka bir çocuk telaşla gelip onu hırkasından tutup koşmaya başladı."Kaç geliyorlar!"Onlar koşmaya başlarken şimdiden kimlerle arkadaşlık kurabileceğimi bulmuştum,eğer Shaw bu çocuklara zarar veriyorsa,o çocuklar benim bu sikik yerdeki şansım olabilirdi.

Müdürün odasına gitmekten vazgeçip çocukların arkasından koşmaya başladım ve okulun bahçesindeki bir ağacın arkasına saklandıklarını gördüğümde sırıttım,cidden saklanacak başka yer mi yoktu?"Hey korkmanıza gerek yok,size bir bok yapamaz"

"Sen nereden biliyorsun ki?"

"Ayak üstü anlatılacak bir şey değil ama adım gibi eminim size bir şey yapamaz zaten ben izin vermem,şimdi anlatın bakalım ondan kaçma sebebiniz ne?"

"Bizi gördükleri her yerde ibneler diye bağırıp üstümüze bir şeyler fırlatıyorlar"

"Nasıl yani,siz sevgili misiniz?"Aynı anda kafalarını sallayıp telaşla 'Hayır'diye bağırdılar.Kahkaha atıp onları sakinleştirdim ve artık kendimi tanıtma zamanının geldiğini düşünerek korkudan titreyen mavi gözlü oğlana elimi uzattım."Ben Edward ve sende?"Üstündeki pembe kazağının uçlarını parmaklarına kadar çektikten sonra aynı şekilde elini uzattı.

"Louis"

Not A Revenge Story  (Larry Stylinson)Where stories live. Discover now