Bölüm 8

946 76 26
                                    

Marcel ve Louis'nin giydiği takım elbiseleri fotoğraf kısmında, Louis'nin çaldığı şarkıyı da video kısmında bulabilirsiniz.

Louis’nin Anlatımından

Zayn onunla Aşıklar Parkı’nda buluşmamı söylemişti. Bu park sadece çiftlere adanmış bir parktı. Yani Marcel’e erkek arkadaşım olmasını teklif edebileceğim en iyi yerdi. Yol çok uzun sürmüştü ama buna değerdi. Yolda gaz almak için durmuş sonra devam etmiştik. Marcel yol boyunca hayvanları keserek inceleyen laboratuvarın aslında kulağa geldiği kadar iğrenç olmadığını anlatmaya çalışmıştı ama benim bakış açıma göre hala oldukça iğrenç olduğu gerçeğini değiştirememişti.

“Hey, Lou?” diye sormuştu Marcel, konuşmaya ara verdikten iki dakika kadar sonra.

“Evet, bebeğim?” Ona böyle seslendiğimde gülümsediğini görebiliyordum ve bu beni de gülümsetiyordu.

“İnsanları seninle çıkmaları için nasıl ikna ediyorsun?”

Cevap vermeden önce kısa süreliğine düşünmem gerekmişti. “Ee, flört cümleleriyle onları güldürüyorum, sonrasında ise sorduğumda genelde evet diyorlar.”

Böbürleniyormuş gibi görünmek istemiyordum ama doğruydu, bu kadar çekiciydim işte.

“Ah.” Marcel gözlüklerini düzeltti.

Gözlüklerini düzeltmesi ve kıyafetlerinin tam tipine göre olması çok tatlıydı.

“Neden sordun, bebeğim?”

“Ah, hiçbir şey için. Sadece,” Bana bakabilmek için koltuğunda yan döndü. “B-ben her zaman havalı flört cümleleri bulduğumu düşünürüm ama şimdiye kadar onları kimsenin üzerinde kullanmadım.”

Ona dönüp tekrar yola odaklanmadan önce gülümsedim.

“Birkaçını duyabilir miyim?” diye sordum.

“B-bilmem, yani biraz gerzek olduklarını düşünebilirsin.” Gergin olduğunu belirtircesine alnını kaşıdı.

“Bebeğim, bunlar flört cümleleri, gerzek olmaları gerekiyor zaten!”

Bir süre karar verir gibi kafasını sağa ve sola salladıktan sonra sonunda evet demişti.

“Tamam, tamam. Hazır mısın?”

Kahkaha attıktan sonra cevap verdim. “Hazırım.”

“Hey, su sever misin?” diye sordu, kıkırdarken.

“Im, evet?”

Kendi flört cümlesine uzun bir süre güldükten sonra kendini tutarak devamını getirdi. “Bu demektir ki benim yüzde seksenimi seviyorsun!” Göz kırptı.

Kendime engel olamadan kahkaha attım ve kafamı güzel anlamında salladım. Kendi flört cümlesine gülmesini-ki bu devam etmesini bayağı zorlamıştı-sevmiştim.

“Çok aptatlısın, bu cümleyi sevdim.” Sırıttım.

“Aptatlı mı? Lou, böyle bir cümle yok.”

“Nolmuş? İnsanlar normal kelimeleri gözlerinde büyütüyorlar sadece.”

Marcel kahkaha attı ve kafasını salladı. Kahkahasını seviyordum, tıpkı saf müzik gibiydi.

“Tamam, başka bir tane, başka bir tane.”

“Tamam. Düşünmeme izin ver.” Alnını kaşıdı. “Keşke adenin olsaydım.” Duraksadıktan sonra bana döndü.

Opposites Attract (Türkçe)Where stories live. Discover now