"Ceren, nasıl olmuşum?" diye sordu naif sesiyle. Gülümsedim. Zaten bir ikizlerin yanında gülümserdim sık sık.

"Çok güzel olmuşsun meleğim," diyerek saçlarını sevdim. Bi ikizler, birde bizim kızlardı be. Başkası için pek endişelenmezdim çoğunlukla. En çok onları severdim.

Rüzgar'da Deniz'in yanında yerini aldığında o'na baktım.

"Ben nasıl olmuşum esas Ceren? Deniz'i boşver," diyerek sırıttı Rüzgar. Bu çocuk bunları nereden öğreniyordu Yarabbi'm?

"Çok yakışıklı olmuşsunuz Rüzgar Bey, ama Deniz Hanım'ı neden boşveriyoruz?"

"Çünküü.." dedikten sonra bir süre düşündü. Sonra omuz silkti ve, "Canım istedi," dedi. Gülümsedim yeniden. Deniz saçlarını bozduğunda kaşlarını çattı.

"Ben onları yapmak için ne kadar uğraştım biliyor musun sen kız su yığını?" Kahkaha attım. Kesinlikle birisinden öğreniyordu bu lafları!

İkizlerle birlikte gülerken kapı çaldı ama umursamadım. Beni yere atıp üstüme çıktıklarında kahkaha atarak gülüyordum.

İkizler bana her zaman iyi gelmişti ve gelmeye devam ediyordu. Onlarla birlikte gülmek, enerji dolmak çok güzeldi. Çocuklar güzeldi. Benim ikizlerim her şeyden güzeldi.

İçeriye gördüğüm kadarıyla önce Mert girdiğinde gözlerimi kapattım ve tekrar açtım. Bu defa Poyraz'da yanındaydı. Dorukta eklendiğinde gülüşüm dondu. Onlar mı gelmişti?!

Arkalarından birkaç çift ve küçük bir çocuk geldiğinde kaşlarımı kaldırdım. Aileleri olmalıydı. Hemen ikizleri üzerimden kaldırdım ve ayağa kalktım. Boğazımı temizlerken Mert'in ve Doruğun beni tebessümle izlediğini gördüm. Güldüm.

Annem gülümseyerek odamı işaret ettiğinde anlamıştım. Herkesi peşimde ilerleterek odama girdim. Herkes bir tarafa giderken bende köşeye oturdum. İkizler ve Aras'ta gelmişti.

Demiz ve Rüzgar bacaklarıma oturduğunda gülümsedim onlara. İkisinin de saçlarını öptüm şefkatle. Onlar benim zaafımdı. Kafamı kaldırdığımda beni izliyorlardı. Gözlerimi devirdim.

"İlk defa mı kardeşlerini seven bir abla görüyorsunuz?" dediğimde önlerine dönmeye çalıştılar. Aras yanıma geldiğinde ona baktım hafifçe öne eğilerek.

"Ne oldu tatlım?" diye mırıldandım. Küçük çocuğa elbette lan'lı şeyler söyleyecek değildim.

"Selam Cerenciğim."

"Selam Aras?" Ne olmuştu da yanıma gelmişti bu çocuk? Rüzgar huysuzluk yapmaya başlıyordu çünkü beni başka çocuklarla paylaşmaktan nefret ederdi.

"Nasılsın?" Arasın hayran bakışlarını üzerimde hissetmek beni rahatsız etmiyordu elbette, aksine komik geliyordu. Küçük çocuk bana hayranlıkla bakıyordu, saçmaydı. Aslında değildi, sadece bakışlarından rahatsız olmamak için bahane arıyordum.

Cevap vermediğimi gördüğünde gülümsemesini yüzünden silmedi.

"Çok güzel bir kızsın, biliyorsun değil mi?" diyerek gülümsedi.

"Biliyorum Aras, teşekkür ederim."

"Aras, abicim gel buraya. Rahatsız etme Ceren ablanı!" Poyraz'a baktım kaşlarımı kaldırarak. Ona neydi?

"Sus sen Poyraz abi, Cerenciğim rahatsız olmuyorsa seni ilgilendirmez." Poyraz Kaş'larını kaldırdığında güldüm. Gözleriyle rahatsız oluyorum dememi istiyormuş gibi bakıyordu. O'na inat bir şekilde Aras'a gülümsedim.

"Olmuyorum," diyerek Poyraz'a baktım. Gözlerini kısarak bana bakıyordu. Rüzgar yerinde kıpırdanmaya başladığında saçlarını öptüm. Aras kıskançlıkla bakmaya başladığında kaşlarımı kaldırdım. Hayır, Aras'a ablalık mı yapacaktım? İkizler bana yetiyordu, ve kızlar.

Mert kulağıma eğildiğinde, "Poyraz seni kıskandı, çaktırma," diyerek güldü. Gözlerimi açtım şaşkınlıkla.

"Ciddi misin sen? Bu çok komik," dedim ve güldüm. İkimiz gülerken bir boğaz temizleme sesi duydum. Poyraz'a baktım gülerek. Önüne döndü hızla. Aras'ta Mert'in kucağına çıktığında Mert'ten uzaklaştım.

"Abi?" dediğinde Mert eğildi. "Efendim abicim?"

"Cerenciğimle evlensene," diyerek gülümsediğinde kaşlarımı kaldırdım. Poyraz bu defa gerçekten öksürmeye başlamıştı. Mert bana baktı muzip bakışlarla. Güldüm.

"Hangi takımlısınız?" Irmağın sesiyle konu dağıldığında direkt dikkat kesildim. "Önce bayanlar," diyerek gülen Doruğa baktım. Irmağa bakıyordu.

"Beşiktaş," dedi Irmak.

"Fenerbahçe," diye devam ettirdi Pelin. Gülümsedim onlara bakarken.

"Beşiktaş," dediğimde gülümsememi yüzümden sildim ve diğerlerine baktım.

Mert direkt, "Fenerbahçe," dediğinde gözlerimi devirdim.

Doruk, "Fenerbahçe," diye devam ettirdiğinde yine gözlerimi devirdim.

Poyraz sırıtarak, "Fenerbahçe," dediğinde yeniden gözlerimi devirdim.

Hepsi mi Fenerbahçeliydi? Pelinle iyi anlaşma ihtimalleri yüksekti. Poyraz boğazını temizledi ve bana baktı.

"Sen hep siyah mı giyinirsin?" dediğinde kafamı salladım. Pelin hemen konuşmaya başladı.

"Evet Poyraz o hep siyah giyinir. Bazen renkli şeylerde giyiyor elbette ama siyah onun rengi. Biz küçükken hayal kurardık, gelinliklerimiz ne renk olsun diye, Ceren siyah, Irmak lacivert, bende kırmızı derdim." Kafamı sallamakla yetindim.

-

Yine geldim, ve gidiyorum.

Karanlığın YalnızlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin