"Ve olan biz o yatağı ameliyathaneye yetiştirmeyi denerken Yoon Gi orada can verdi Taehyung... Bizim denememize bile izin vermeden öldü."

Esmer gencin dudaklarından birkaç sessiz hıçkırık döküldü. Dinlemeye dayanamıyordu. Ölmüş olamazdı, kurtulmak zorundaydı.

"Düşündüklerini tahmin ediyorum... Üzgünüm Taehyung."

Adam tekrar dudaklarını aradığında Taehyung'un sesi ile kapattı. Taehyung yaşlı gözleri yüzünden anlamamıştı konuşmak üzere olduğunu adamın.

"P-peki nasıl benim sevgilim..olmuş olab-bilir ki?"

Belli etmiyordu zorlandığını. Etmemeye çalışıyordu.

"Anlatacağım Taehyung..."

Adam tekrar hırıltılı derin bir nefes alıp yutkundu. Devam vaktiydi.

"Morga kaldırdık cansız bedenini. Onun ölümünden bir hafta sonra morgdan sesler geldi. Kimse duymadığını söylerken ben duyduğuma emindim. Hastaneye geldiğim ilk aylar morg görevlisi olduğum için morga inmekten çekinmedim ve indim. Tüm morglara teker teker baktım. Sonunda sesin geldiği yeri de buldum. 19 numaralı morg... Ölü bedeninin yatması gerekirken soğuk morgun önünde oturmuş duruyordu. Onu görmem ile tabiiki ölümüne korkmuştum... Kısa süre sonra alıştım ona. Ama sadece ben biliyordum. Hastanede kimsenin bilmemesi gerekiyordu onu."

Taehyung anlatılanları inanılmayacak derecede saçma bulmuştu. Yine de inandı. Konu Yoongi idi.

Bu kadar beyaz bir teninin olmasının sebebi, bu kadar ifadesiz olmasının sebebi... Her şey açıklığa kavuşmuştu teker teker.

O morga gitmek istedi. Belki oradadır diye. Onu bulma umudu ile gitmek istedi.

"... Onunla bir antlaşma yaptım. Bir hafta boyunca hastaneye gelmezse yahut doğum gününde, 9 Mart gününde sadece onun için yaptığım kontrolde burada olmazsa olması gereken yere geri dönecekti. Yıllar boyunca çok iyi devam ettirdi bunu. Kimse onu fark etmiyordu, morga zamanında geri dönüyordu. Zaten o zamanlar kimsesi olmadığı için ya kazanın gerçekleştiği yerde ölü gibi uzanıyor ya da morgda durup kendi kendine eğleniyordu bir şeylerle."

Taehyung'ın tüyleri diken diken oldu. Tahmin ettiği gibiydi.

"Onunla kaza yerinde tanıştık."

Oldukça sessiz bir biçimde fısıldadı. Öyleydi.

"Hastane veya kaza yeri dışında onu görmen zor bir şey zaten..."

Adam boğazını temizleyerek devam ederken Taehyung aklında ki düşünceleri def ederek odaklanmaya çalıştı. Daha sonra çok düşünecekti.

"Zaman bayağı hızlı geçti. Ara sıra onunla muhabbet ettik. Aramız iyi gibiydi ama o her zaman soğuktu. Her neyse zaman hızla geçti. Ta ki seninle tanışana kadar. Seninle tanıştı, hastaneye daha az uğrar oldu. Seninle tanıştı, agresifliği üzerinden attı. Seninle tanıştı, bana anlattı. Sadece anlatıyordu sonra beni kovuyordu, bir şey bile söylememe izin vermeden."

Gözyaşları arasında tebessüm etti genç olan. Ne kadar sevildiğini hem Yoongi'nin ağzından hem başkalarının ağzından duymak güzeldi.

"Her hafta uğruyordu hastaneye aksatmadan. Bunda sorun yoktu. Ama doğum günü geldiğinde... Hastaneye gelmedi Taehyung. Normalde günün yarısına kadar beklerdim. Ama sanırım ben de gitmesini istemedim. Saatler tam olarak 00:00'ı gösterene kadar bekledim. Bekledim, 19 numaralı morg kapısında bekledim. Gelmedi Taehyung. Senin yanındaydı değil mi? Gitmesine izin vermedin. Gitmek istedi ama izin vermedin değil mi? Bana bundan endişelendiğini söylemişti."

Taehyung başını eğdi. Hıçkırıkları tüm odayı sarıyordu, omuzları sarsılıyordu. Daha sesli ağlamaya başladı. Hepsi kendisinin suçuydu ona göre. Belki gerçekten öyleydi. Yoongi bu kadar ısrar ettiyse bir bildiği vardır demeliydi. Boşuna yanımdan gitmek istemez demeliydi. Onun yaptığı ise anında reddetmek olmuştu. 'Hayır Yoongi! Gitmen gerekmediğini biliyorum.' 'Konu kapanmıştır Min Yoongi.'

Aptal Kim TaeHyung.

"Gitti... O gitti.."

"Gitmek zorunda kaldı. Ölü biri için ölümüne yemin etmenin hiçbir anlamı yoktu. Öylesine yemin etmişti. Yine de verdiği sözü tuttu, yeminini bozmadı. Gitti."

Taehyung doktorun söylediklerinin son bulması ile hiçbir şey söylemedi. Ayağa kalktı. Odanın kapısına yöneldi. Yürürken mırıldanıyordu.

"Benim suçum."

Doktor... Antlaşma yapmamalıydı.

Taehyung... Karşı çıkmamalıydı.

Yoongi... Ölmemeliydi. Taehyung ile tanışmayacak olsa bile ölmemeliydi.

Taehyung'ın gözünde ölümüne sevdiği ölü sevgilisi olarak kaldı. Tanıştıklarından beri ölü olan sevgilisi olarak. Kalbinde yaşatmak buydu belki de. Taehyung, Yoongi sayesinde kalbinde yaşatmak deyimini hayata geçirmişti belki de.

Ama doktorun gözünde morgda yaşayan kişi olarak kaldı...













Umarım beğenmişsinizdir
Okuyan, oy veren, oy vermeyen, beğenen, beğenmeyen herkese çok teşekkür ederim... Bu kitap böyle bittiğine göre diğerlerine geçebilirim

Takipte kalın!! Chu

who lives in morgue | taegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin