başını sallayarak kahveyi tepsiden alırken Karısını izlemeye başladı.

Zeynep bakılarını kaçırıyor, üzüntüsünü saklıyordu. Aklına gelen unuttuğu şey ile "çalışma odasında birşey unuttum onu alıp gelirim, erken yatalım, " diyerek karısının alnına bir öpücük bıraktı.






ilk defa kendini sorguluyordu Kürşat Zeynep onunla mutlu değil miydi? Yüzünün arkasına saklanmış o gölge neydi ?

Aradığı şeyi koyduğu yerde bulan Kürşat hemen odasına giderek karısını ile konuşmaya karar verdi. erken yatalım demişti ama Karısı aklını böyle meşgul ederken uyuyamazdı.

Odasına girer girmez banyodan Çıkan karısının giydiği bordo kısacık ip askılı ipek gecelik vücudunu narin bir şekilde sarmıştı.

Zeynep , Kürsat gelene kadar hazırlanmıştı. Bu gece Kürşat ile konuşacak ağzından çocuk ile.ılgili kesin bir cevap alacaktı. Zeynep anne olmak istiyordu da acaba neden Kürşat baba olmak istemiyordu. aklındaki soruları en zor zamana bırakarak kocasına bütün marifeti ile oyununu sergilemeye başladı.

işaret parmağını ip askısına götürerek "hemen uyuyacak mısın?" diye fısıltı ile sordu.

Kürşat karısına doğru ilerlerken" biraz konuşalım sonra " dedi. dudaklarına bu öpücük bırakırken "konuş kürşat , hem konuşup hem öpe miyor musun? iki işi bu arada yapamıyor musun? yoksa "diye hafif gülümseyerek kurduğu cümlelerine derin bir öpücük ile son verdi.

Kürşat "hem konuş hem seviş diyorsun yani " diyerek kendine çektiği kadının kalçalarını sıkarak kendine bastırdı. Zeynep inleyerek kendini geriye doğru atınca Kürşat dayanamayarak boynuna bıraktığı ıslak öpücüklerin arasına fısıldadı. "aslında sana bir sürprizim vardı. farklı şekilde verecektim ama bu şekilde kışmetmiş "diyerek Zeynep'i kucağına alarak yatağa oturdu ve kucağına zeynep'i yerleştirerek yatak başına sırtını dayadı.

Bacaklarını açınca sıyrılan geceliği ile Kürşat'ın kucağına yerleşen Zeynep sessizce kocasını beklemeye başladı.

"kusura bakma geç kaldı. aslında geçen ay gekecekti ama anca yetişti." diyerek Cebinden çıkardığı küçük kırmızı kutuyu açmadan karısını avuçlarını açtı.

"evlilik yıl dönümüzde gelecekti aslında seni severken takacaktım o minik parmaklarına seni bana birkez daha bağlasin o zümrüt gözlerinin yanında bir kez daha sönük kalsım diye ama kısmet olmadı ışte "derken kutuyu açmıştı. yonca şeklinde kesilmiş zümrüt bir yüzüktü altı siyah altındandı gözleri dolan Zeynep" sen benimle olduğun süre boyunca hiç bir mücevher o süreden değerli olamaz ." derken Kürşat Zeynep aglamasin diyerek tekrar ıslık çalmaya başladı. urfalı zeyno anlaşılan diline dolanmıştı.

-Zeynep gülerek burnunu çekince "ben yüzük istemiyorum ," diyerek dudaklarına eğildi Kürşat'ın , ikisinde nefesleri sıklaşınca Kendini Kürşat'a bastıran Zeynep'e "ışte ayaklarına sereyim"diyerek cevap veren Kürşat karısını öpmeye bacaklarından yukarı çıkarak belinden kavramıştı bile "birazdan söyleyeceğim" derken daha büyük bir açlık öpmeye başladı.

iki aşık kobra gibi birbirine dolaşmış bu vaziyette tuttukunun en zirve noktasındaydı. Kürşat "dayanamıyorum!" diyerek yatak başına uzandığı sırada Aradığı şeyi bulamayınca "neredeler ?" diyerek Zeynep'e baktı.

"yüzük değil bebek istiyorum ben onu bana ver beni anne yap ." diyerek fısıldadı adama.

Kürşat "ne ?" diyerek sakınca baktı.

"zor birşey mi ? istiyorum" diyerek sınırları iyice zorlayarak kendine çektiği adamı nefes nefese bakan Zeynep "yada istediğin birşey için seni zorluyor muyum?"

Kürşat öfkeli bir şekilde "ne kurdun kafan da sen kadın?"

"Neden bir bebeğimiz olsun istemiyorsun"derken ikiside bu durumum içinde kıvranıyordu.

Kürşat "şu duruma inat 2 sene daha yapmamak vardı ama önce şu ufaklığı yola koyalım , sonra seninle hesaplaşcağım."diyerek karısına bütün tutkulu anının içine tütsü yakmıştı karısı .

yatakta yana kayıp bir süre dinlenen Kürşat ,sessizce yatan karısına sarılarak kendine çekti. Durumun hassasiyetini yeni yeni kavrayan Kürşat "Neden böyle birşey yaptın?" diyerek kızmadığını belli etmek için omzuna bir öpücük kondurdu.

"sen yokken senden bir parça benimle olsun istiyorum. "dedi.

"ah Zeyno! ben istemiyor falan değilim sadece biraz baş başa olalım ev zaten kalabalık yılın 6 ayını ırakta geçirdim. o sürede burada hamile olduğun düşüncesi ile delirirdim."diyerek kadını kendine çevirdi. Zeynep "neden böyle söylemek yerine yok koynumdan çıkma , terinle kalkma üşürsün falan ,dedin"

"seninle uğraşmak hoşuma gidiyor." diyerek karısına sarıldı.

Zeynep 'sence olmuş mudur?" diyerek gözlerini kaçırarak Kürşat'a bakınca kürşat şen bir kahkaha atarak "ben birşey anlamadım bir daha yapalım kesin olsun " diyerek üstüne çıktığı kadının kollarını başının üstüne koyarken " hem kocaya tuzak kurmak neymiş göstereceğim sana" diyerek dudaklarına eğildi. "eeee nami değer Urfalı Zeyno derler bana" diyerek kıkırdayan Zeynep'e

"yarın bu odadan çıkanayacaksın?" diyerek boynunun en görünen yerine dişlerini geçirdi.

karı kocanın fırtınasını güneş selamlamıştı.









sıkıntı ile çalışma odasından aldığı dosyaları cantasina koyan Kürşat işe gitmek için merdivenlere yönelmişti ki Birgül yengesinin laflarına tanık oldu."Lara neden öyle dedin zeynep'e nasıl üzüldüğünü bilmiyor musun?" diyordu. ayrıca sevkatle bakıyordu. Lara'nın karanlık kalbinde bir ışık arayıp dururdu.

"o bana söylerken iyi ama!"

"o sana saka yapıyor ama sen -"derken

"o bana saka yapıyor ben ona kaka mı?"

"ama önce hep sen başlatıyorsun Lara! Annem yasa Kürşat duyacak olursa çok üzülürler , bir daha sakın yapma ki duymasınlar."

"Artık çok geç "buz gibi yaptı sıcak havayı bu cümle Kürşat kara gözlerini Lara'ya dikmiş kaşlarını çatmıştı bir ters hareket etse atmaca gibi üstüne atlayacaktı.

"Ne dedin ona, ne dedin karıma?" derken öyle bir tıslıyordu ki Birgül bile olduğu yerde kıpırdayamıyordu.

"söyle"dedi.

Kürşat'ın öfkesini bilen en iyi kişi laraydı aslında yutkunarak konuştu " o sana söylemiştir nasıl olsa dedi." karısı ağzını bile açmamişti gülmeye bile çalışmıştı bütün gece muhteşem anlar yaşatmıştı kürşat'a .

"sen söyle , bu ayıbı senden duymak istiyorum."diyerek kardeşinin önüne kadar geldi.

Lara burnunu dikerek"ben yalan birşey demedim. Bezik kızları beşiği geç dolduruyor dedim,"diyerek ben doğru söyledim bakışları atıyordu. abisinin öfkesini biliyordu ama yapacak birşey yoktu. olan olmuştu.

yüzüne nereden geldiğini bilmedigi tokat ile yere savrulunca "yapma !" diyen Birgül üzerine kapanmıştı.

"kendi suyunu kendin kaynattın duâ et bacımsın ," diyerek eğildi.

"çeyizini topla bir aya kuşağını başlayacağım ." diyerek ayağa kalktı.

"sen ne kadar sürede dolduracaksin bakalım Lara, bu son yaptığın olsun sakın babanın evini yaktığın gibi kocanın evini de yakma orada seni koruyacak abilerin olmayacak ." derken duvara vurduğu yunruk ile babasının yanına gitti.

Geçikmiş berdel Where stories live. Discover now