Kusura bakmayın neler oldu neler aslında özel hayatımı paylaşmaya henüz hazır değildim ama mecbur kaldım.
Evet haklısınız bölümler gecikiyor çünkü
Anneannem kanser!
Biz bunu öğreneli bir aydan biraz fazla oldu.
VE ANNEM
perişan bir durumda....
Anneannem 82 yaşından olduğu için doktorlar birşey yapılamayacağını söylüyor ama annemi üzen bu durum olmadığı için ne yapsak sakinleştiremiyoruz benim dayim ve teyzem anneannemi ölüme terk ederek hiç arayıp sormuyorlar anneannem de buna çok icerliyor ANNEM bunu kaldıramayacağını söyleyip sürekli ağlıyor kendide şeker hastası ......ve vs vs
Iste benim durumum bu elimden geldiğince yazdım istediğim gibi yazdım ama biraz bekleyin ne olur lütfen !
Biraz kendimi toplayıp güçlenmek istiyorum elbetteki yazacağım yazmak istiyorum ama hayatım bu derece alt üst olmuşken hiç birşey yokmuş gibi oturup hikaye yazamıyorum onlarla ilgilenmek zorundayım.
Hakkınızı helal edin!!
"Bölüm "
Fırat ağa oğlunun haline perişan olmuştu. Onu bu hale kendi getirmişti. Oğlunu verdiği bir söz uğruna yakıp gitmişti. Kanlı gözlerini sinirden titreyen ellerini gördükçe içi parçalanıyordu nefes alıp vermesi zorlaşıyor ayakta duramıyordu.
Neyin savaşını kim kimin için veriyordu herkes ve yapacağını ne duyacağını şaşırmış telaşla olacakları bekliyordu .
Fırat ağa " beni canınla mı tehtit ediyorsun?" Dedi.
Murat," asla! Artık çok sıkıldığını gösteriyorum. " dedi.
Iki yağmur yüklü bulutun çarpışması gibi şimşek dedi etkisi yapıyordu.
Dilber hanımın itirafı Fırat ağayı daha çok üzmüştü.
Oğlunun fevri hareketine karşı ne yapacağını şaşırmıştı yaşlı adam. Karısına dönerek "odana git kadın! " diyerek konağı inletmişti. Yaptığı itiraf karşısında iyice mahcup olan suçluluğunu kabul etmiş kadın oturduğu yerden kalkarak odasına yöneldi. Yaptığı şeyin ağırlığını kavramıyor hâlâ oğlunu bu hale sokan kadını suçluyor, bir kez daha nefret ediyordu .
Ayağa kalkkan kadın arkasını döndü ve göz yaşlarını elinin tersi ile yüzünden sildi.
Fırat ağa oğlunun bitmiş haline daha fazla dayanamadı... bir de hesap vermesi gereken bir kadın vardı. Ne yapacağını düşünecek ona göre adaletini dağıtacaktı. Ama oğluna daha fazla yüklenmeyecekti.
"Yarın." dedi ve derin bir nefes verdi parmaklarını şakaklarında gezdirdi.
" Yarın sabah karın burada olacak."
Duyduğu kelimeler ister istemez Murat'ın kastığı bedeninin gevşemesine neden oldu. Elindeki silah ayaklarının yanına düştü. ..
*****
Acı şahlanır mıydı?
Cemre'nin acısı da gün geçtikçe şahlanıyordu. İçindeki sıkıntı bir türlü uyumasına izin vermemişti. Telefonuna uzanıp saate baktı. Saat sabaha geliyordu.
Dayanamadı aradı!
Bir kaç kez çalan telefondan korkulu bir ses duyuldu.
"Cemre, iyi mısın?"
