24. bölüm

60.5K 2.8K 188
                                    

Bölüm geldi.

Keyifli okumalar💜💛

Yorum yapmayı unutmayın!! ✋✋✋✋

*** bu bölüm yalnış bulmaca oynayalım herkes gördüğü bir yanlışımı yazabilir *****

"Can'ı öldürüp sana gönderecek"

Kulağımda yankılanan sese inanamıyor birde ihtimal vermiyordum. Yapmazdı! yapamazdı Murat'ın hep umursamaz bir tavrı vardı. Ben gittim diye Can' ı öldürmesi olacak şey değildi. Kapıyı araladım kapıdaki Michael 'dı ona elim ile telefonu işaret edip "sorry! "Dedim ve telefonda ağlayan Zeynep ile ilgilendim Michael biraz bekleyebilirdi.
Aralık kapıyı öylece bırakarak "ağlama Zeynep bir şey olmayacak "diyerek mutfağa doğru yöneldim bir bardak suya ihtiyacım vardı. Su içip " ben hemen geliyorum şimdi telefonu kapatacağız ben hemen bilet alacağım ve geleceğim sen ağlama artık "Dedim. Artık ne yapacağımı ne düşüneceğimi bilemiyordum ama burda kalarak daha kötü oluyordu herşey.
(Multi açınız bölüm şarkımızdır kendileri)
Telefonu kapatıp suyu içmek için tezgaha arkamı döndüğümde
Gördüğüm şey evet evet kesinlikle hayaldi. " acele etme! "dedi O hayal ve ben şaşkınlığımı gideremedim titreyen elimden kayıp giden bardak yerde tuz buz oldu.

"S-sen "Dedim.

" hadi ama beni unutmuş olamazsın "dedi. Ve elimden telefonu alıp kahkaha atmaya başladı kesinlikle Murat görünümlü başka bir adamdı bu bana kaderimin bir oyunuydu .

Kolunda olan kol çantasını yere bırakarak çıktı mutfaktan salona doğru gidiyordu bende peşinden takip ediyordum evde gözlerini gezdirip kafa sallıyordu sanırım delirdi!
Sonunda salonu bulduğunda üçlü koltuğa bedenini bıraktı sığmayan bedeninin ayaklarını kolcaklardan dışarı uzattı sol kolunu başının altına destek alarak gözlerini kapattı.

Atlattığım şokun etkisi ile bir anda irkilip" ne yapıyorsun sen? " Dedim cevap vermedi yüz şeklini bile bozmadı. Korku ile gayet kısık ve iyice kısılan sesim ile sordum.

" Can! CAN'a ne yaptın diyorum sana ona ne oldu Zeynep'e neler dedin diyorum sana cevap ver? "Diyerek hızla sorularımı sıraladım ama istifini bile bozmayarak yatmaya devam etti. O kadar yolu uyumak için mi gelmişti. Sessizce bedenimi yere bıraktım başımı yere eğip özlediğim adamı izlemekten kendimi alamadım ama Zeynep'in dedikleri aklıma gelince ayağa kalkarak " Nasıl olsa uyanacaksın Murat ağa "dedim. Ve hızla mutfağa kırdığım bardağı temizlemeye gittim.

Kararan havayı ne kadar süredir izliyordum bilmiyorum ama Murat geldiğinden beri hiç kıpırdamadan yatıyordu. Gözlerim arada ona kayıyordu bakmamak için oturduğum koltuğu bile çevirmiştim ama hayal gibi geliyordu. Orada yatan Murat değildi sanki. Stresten ne yapacağımı şaşırmış haldeydim bir kahve yapmaya gittim kurduğum masa hala duruyordu veda yemeğine gelmişti Murat oysa ben onu benliğimden uğurlayacaktım o çıka gelmişti. Tam da Murat'a göre bir hareketti. Bozulacak olan yemekleri dolaba koyup masayı öylece bırakıp ısınan sudan bir kahve yaparak odama çıktım bir battaniye alıp Murat'a götürüp üstünü örttüm. Arkamı dönüp giderken güçlü eli beni tutup ani bir hareketle koltukla bedeni arasına aldı, bacaklarımın üstüne bacağını atarak beni sabitleyip battaniyenin altına hapis etti. Şaşkınlıkla " ne yapıyorsun? , bırak beni! " dedim. Elini belime dolayıp başını boynuma gömdü sırtımda Murat'ın kalbi atıyordu yavaş yavaş sakin sakin ama benim kalbim göğüs kafesimi zorluyordu biraz huzursuz kıpırdandım ellerimle bilimdeki elini çekmeye çalıştım boğuk ve yorgun sesi ile" desdite pır sare " dedi. Ah Murat! konuşmayan Murat daha iyiydi sanki ilk defa ağzından kürtçe bir söz duymuştum çok bilmiyordum kürtçe sadece basit şeyleri anlaya biliyordum ve bunu da anlamıştım "Ellerin çok soğuk" demişti. Anladığımı anlasın diye ellerimi ellerinden çektim ve öylece kaldım. İki kolunu da belime dolayarak beni iyice kendine çekti burnununu ve dudaklarını ensemde hissediyordum derin derin nefes alıyordu. Biran yenik düştüm bir an huzuruna kapıldım. Ve gözlerimi kapattım.
###
Cemre, Murat'a kapılmıştı bile onun kollarının arasında kaybolmuştu. Murat, Cemre gittiği günden beri uyuyamıyordu Cemre'yi görür görmez kapanmıştı gözleri. Olmadık şekilde mantıksızlık vardı şuan birbirlerine hesap sormalı olduğunca yüksek çıkmalıydı ikisinin de sesi ama dilleri tutulmuştu ikisinin de birbirini gören muhabbet kuşları gibi suşmuştu iki inatçı keçi. Murat'ın Cemre'nin peşinden gelmesi yıkacaktı yıkmalıydı artık duvarları.

Geçikmiş berdel Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin