Zeynep , kaşlarını çatarak mutfaktan çıktı. Kürşat'in dediği bu sefer olmayacaktı. Odasının kapısından içeri giren Zeyno banyodan gelen ıslık sesi ile gülmemek için kendini tuttu. kocası, Kürşat'ı "urfalı zeyno " diyordu. gerisini ıslık çalarak söylüyordu. şarkının dolaba yönelerek kocası için bir kanvas pantolon ve siyah bir pantolon çıkarak yatağın üzerine koydu.

Banyodan çıkan kürşat 'Urfalı zeynom" diyerek elindeki iğne oyali havluyla elini silerken Zeynep'e baktı.

"hoş gelmişsin ? Urfalı Kürşat'ım" diyerek kocasının dibine kadar geldi.

Karısına sarılarak boynuna alıştığı yere bir öpücük bırakırken koksunu içine çekti. "sen bensiz hamam mı yaptın Urfalı Zeyno ?" diyerek kaşını çattı.

"nereden çıktı bu Urfalı Zeyno ?" diyerek kocasına bakan Zeynep konuyu dağıtmaya çalışıyordu.

"Arabada gelirken radyoda çalıyordu. bende eşlik edeyim karıma olan hasretim gitsin dedim ama iyice hasretim depreşti."derken kendini Zeynep'e bastırıyordu. ıslık çalarak yüzüne eğilerek aynı şarkıyı öttürmeye başkayınca Zeynep fırsatı bulmuş gibi " yakında Urfalı Zeyno değil , kısır Zeyno diye çağıracaklar , sayende "derken sesi kısılmış gözleri dolmuştu.gözlerini son anda kaçıran Zeyno'ya dikkat ile bakan Kürşat "Biri birşey mi dedi?" diye keskin bir şekilde sordu.

Zeynep başını sağa sola sallarken "diyemezde zaten ."derken yutkundu kürşat. Karısını birisinin üzdüğünü düşünmesi bile dişlerinin gıcırdamasına sebep oluyordu.

"o zaman bu hâlin ne ?" derken kapı çalmaya başladı gelen Laraydı;" yenge annem seni çağırıyor çabuk bir bakman lazınmış."diye seslenerek merdivenelrden indi.

Zeynep Kürşat'in kollarından çıkarken"sen canını sıkma önemli birşey yok sorna konuşuruz ."derken kocasına gülümseyerek baktı.

gitmek için yeltenince "konuşalım sonra git, annem beklesin gözlerinde hüzün var kadın!" diyerek gözlerine eğildi .

Zeynep " yemek vakti babana ayıp olur, bütün gece bizim değil mi?" diyerek sessiz ve ağır adımlarla ilerledi.

"öyle olsun "diyerek sıkıntılı bir nefes verdi.

Zeynep odadan çıktığında mutluluk dansı yapabilirdi. Kürşat'a istediği kuruntuyu vermişti şimdi yemekte de göz göze gelmez, dalıp dalıp giderse tamamdı. kafasında kurduğu oyun ile merdivenlerden inerken neredeyse kocasını ikna etmiş gibi hissediyordu. Bu gece zafer , Urfalı zeynonundu.

Zeynep yemekte de planladığı gibi davranmış kahvesini odasına Zeynepten istemişti. biran önce karısının derdine derken olmalıydı. Oysa ona süpriz yapacak güzel bir gece geçirecekti. Karısını uzun şeyi hayalinde asmış kurşuna dizmişti bile.

Yemek masasını toplayan kızlar Zeynep'i zar zor mutfaktan çıkarırken ,"Bezik kızları zor beşik dolduruyor tabi" diyerek yaptığı imaya Zeynep elindeki tabağı yere atarak cevap vermişti. Lara burunu kaldırarak sepette duran ekmeği alarak biraz önce zeynep'in yaptığı gibi kulağını koparak " yemekten sonra iyi gitmiyor değil mi? hazımsızlık yapıyor !" diyerek pis pis sırıttı. zeynep'in gözleri dolmuştu. Lara ilk defa bile isteye kalbini kırmıştı. ona herşey söyleyebilirdi her cephede savaşırdı ama kadınlığını ailesine laf edilmesi kalbini kırmıştı. üstelik hakkı da sayılırdı.

bu düşünceler ile elinde gümüş kahve tepsisine yerleştirdiği ağzı kapaklı gümüş kahve fincanı ile odasına çıkarken yüzüne taktığı gülümseme ile kapısını aralayarak içeri girdi.

pencerenin önünde duran Kürşat, kapının açılma sesi ile kapıya döndü. elinde kahve ile içeri Giren zeynep "hemen içte soğuyup tadı kaçmasın." diyerek tepsiyi uzattı.

Geçikmiş berdel Where stories live. Discover now