Yandım...

3.4K 102 8
                                    

Yavaş yavaş açtım gözlerimi, saat 7’ye geliyordu. Uyuyup kalmışım. Hemen yataktan kalkıp aşağıya indim, kurt gibi açım. Kerem’ler hala bıraktığım yerde televizyonun karşısında oturuyorlardı, anlamıyorum saatlerdir nasıl oturabiliyorlar. Hiçbir şey demeden mutfağa girdim, buzdolabından dondurulmuş pizza ve patates çıkartıp tezgahın üzerine koydum.

Tepsiye dizdiğim pizzaları fırına koyarken mutfağa giren Kerem’i fark ettim.

Kerem: Ben su içecektim de…

Sanki soran olmuştu.

 Hiçbir şey demeden üst dolaptaki fritöze uzandım. Hayır yani bunu buraya kim koyar ki, bir türlü yetişemiyorum…

Kerem: Ben alayım istersen?

Cevap vermeden uzanmaya devam ettim. Kerem çoktan yanıma gelip, bir kere de alıvermişti. Fritözü tezgahın üzerine bırakıp gözlerini gözlerime dikti.

Kerem: Hala çok inatçısın Zeynep.

 Cevap vermeyeceğimi anladığında doldurduğu su bardağı ile çıktı mutfaktan, yine beni sinirlendirmeyi başarmıştı… Fritöze yağ koyup biraz ısınması için beklemeye başladım…

Ellerim hala titriyordu, patates poşetini alıp fritöze boşaltma için eğildim. Boşaltmamla yağın ellerime sıçraması, yağın sıçramasıyla da ellerimi çekmem bir oldu… Farkında olmadan çığlığı basmıştım ani bir refleksti işte.

Koşarak mutfağa giren Kerem’i gördüm ilk, ardından Barış ve Can… attığım çığlığın üzerine zil çalsa, komşular bir telaşla içeri girse hayatta şaşırmazdım. Gözyaşlarım net görmemi engelliyordu, canım gerçekten çok yanıyordu.

Kerem: Zeynep iyi misin? Ne oldu? Kendini mutfağa nasıl attıysa nefes nefeseydi. Gözlerini gözlerime dikip cevap vermemi bekledi.

Barış: Zeynep?

 Yanan ellerimi barışa doğru uzattım yandıkları o kadar çok belliydi ki “biz yandık!” diye avaz avaz bağırıyorlardı… Ellerimin kızarıklığını gördükçe ağlama isteğim artıyordu…

Kerem: ellerin mi yandı Zeynep? O kadar telaşlıydı ki, ellerimin yanmasına neden olan fritözü alıp yerden yere vurması an meselesiydi.

Evet anlamında başımı salladım, gözlerimden bir damla süzülmüştü bile yanaklarıma… Ah lanet.

Kerem: Suyu açıp “ gel ellerini soğuk suya tutalım, başka bir yerine geldi mi? Gözleriyle başka bir yerime gelmiş mi diye kontrol ediyordu.

Kerem’in yanına ilerleyip ellerimi suyun altına koydum, soğuk su acısını alır gibi oluyordu ama ellerim hala sızlıyordu.

Barış: Zeynep iyi misin?

Zeynep: İyiyim. Zorda olsa gülümsemeyi başarmıştım.

Can: Başka bir yerine geldi mi? Kerem’e cevap vermeyince Can tekrar sormuştu.

Zeynep: Başımı sallayarak başladım cümleme. “ Hayır, gelmedi.” Acıyı tekrar hissettiğimde çektim ellerimi suyun altından. “ Dolapta yanık kremi olması gerekiyor onu sürsem geçer.”

Kerem: Eğer istersen hastaneye gidelim müdahale ederler, ilaç verirler canın yanmaz hiç olmadı…

 Kerem’e cevap vermeden dolaba doğru yürüdüm, dolabın kapağını açmaya çalıştığımda, acıdan inledim ve ellerimi hemen çektim.

Barış: Zeynep, otur bir sen ben bulurum.

Oturmam için Barış’ın çektiği sandalyeye oturdum ve masanın üzerinde duran sürahiye uzandı…

Kerem: Can yardımcı ol.

Emindim, Kerem’in yardımını kabuk etmeyeceğimi bildiğinden yardım etmesi için Can’a söylemişti.

Can, bardağa su doldururken, Barış hal kremi arıyordu… Kerem’e baktığım da gözlerindeki endişeyi, korkuyu anlamam hiç te zor olmadı.

-

Her zaman kendime iyi bakmam hep dikkat etmem konusunda uyarırdı beni… Hep senin canın yandığında benim de canım yanıyor derdi… Şimdi Kerem’in de canı yanıyor muydu? Ya beni bıraktığın da ben acıdan kıvranırken o nerde ne yapıyordu?

Aşık OlmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin