31-Ayrılık

1.1K 78 10
                                    

Gözlerimi yere çevirip geçmeleri için elimle buyrun gibi bir işaret yaptım.

"Hoşgeldiniz."

Benimle el sıkışmamıştı. Tek kelime etmemişti. Kapıdan girdiği gibi ceketini vestiyere asıp babamın arkasından içeri girdi ve annemin de selamlamasıyla koltuğa oturdu.

Buz gibiydi. Zaten soğuk olan bu adam bana karşı artık koca bir buz dağı halini almıştı.

Mutfağa geçtim. Onu görebiliyordum.
Gözünü televizyona dikmiş babamın anlattığı şeylere kafa sallıyor ve onu dinliyordu.

Biz annemle sofrayı kurunca onlara seslenme görevi bana düşmüştü.

Yanlarına doğru ilerledim.

"Sofra hazır. Buyrun"

Önden babam kalktı arkasından Aldebaran..

Geçerken hiç bakmamıştı bile.

Hep birlikte sofraya oturduk. Aldebaran yalnızca annem ve babamla ikili diyaloglar kuruyor beni umursamiyordu. Ben ise içimdeki vicdan azabiyla yanıp tutusuyordum.

Aldebaranin uygun bir zamanını bulup onu sıkıştırsam ve bütün gerçeği anlatsam mi diye düşündüm. Ama bu Tuncarasin kulağına giderse daha beter şeylere yol açacaktı biliyordum ve bu kapışma ikisinden biri ölmeden bitmeyecekti.

Kısacası iki ucu boklu deynekti.

Aldebaranin önündeki boş tabağı farkettim ve doldurmak için masadan kalktım. Tabağı önünden aldım ve yemeği doldurdum.
Tekrardan yerime oturdum.

Bu süreçte hiç bakışmamıştık. Tıpkı iki yabancı gibi.

Tek lokma yememiştim, bogazimdan gecmiyordu. O ise benim doldurduğum tabağa elini dahi sürmemişti.

"Ellerinize sağlık " dedi Aldebaran anneme gülümseyerek.
Onun bu gülümsemesine hasret kalmıştım. Icimi ısıtmıştı.

"Sağol oğlum. Ama neden tabağını bitirmedin?"

Aldebaran önce tabağına sonra aynı gülümsemesi ile anneme baktı.

"Çok teşekkürler oldukça yedim zaten"

Çok güzel çok naif bir adamdı aileme karşı.

"Peki oğlum sen bilirsin. " Annem bir an durakladı ve sözüne devam etti.

"Bu gece bizde kalsana oğlum."

Annemin söylediği şey ile gözlerimi belerttim. Anında bakışlarımı Aldebarana cevirmiştim.

"Yok efendim sizi rahatsız etmeyim. Birazdan eve giderim ben.

Babam geriden atıldı.

"Sen benim en değerli elemanımsın. Seni daha yakından tanımak isterim. Kal oturup, konuşalım gece de burada kal. Sabah beraber kahvaltı yaparız. Sonra gidersin."

Babamın konuşması onu ikna etmiş gibi görünüyordu.

"Peki efendim " dedi. Sonra ekledi.
"Tabi size zahmet vermeyeceksem. "

Babam Aldebarana aşık gibi hala ısrarlarına devam etti.

"Hayır tabiki. Senin fikirlerin benim için çok değerli. Tam tersine konuşup sohbet edip birbirimizi tanırız."

Ağzım beş karış açık koltuğun kenarına dayanmış onları dinliyordum.

Annem de sessiz kalmamak için konuştu.

"Evet ben şimdi bir çay suyu koyarım. Sonra oturup muhabbet ederiz"

Oh oh bizimkiler baya evlat edinmişlerdi .

Sevgilim Bir UZAYLI (YILDIZLARARASI AŞK) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin