►7.Bölüm◄ AŞK~~♥

762 90 1
                                    

♦ Shut UP! ♦
Yazar: XYZ~~♥

►7.Bölüm◄ AŞK~~♥
Not: Evet sevgili okuyucularım.. Öncelikle ‘geçmiş olsun’ dilekleriniz için hepinize çok minnettarım. Bu yüzden bu bölümün paragraflarını daha uzun tuttum ve bir önceki bölüme kıyasla çok daha heyecanlı bir bölüm. İlk defa XiuHan dışında bir çifte de yer verdim. Umarım severek okursunuz. Bu arda fark etmişsinizdir bölümleri Salı-Cumartesi yolluyorum. Hepini seviyorum. ^__^

•Doğum günü hediyesini ikisi de unutmuştu. Bu en iyisiydi ya da onlar öyle düşünüyordu.•

Eve döndüklerinde Xiumin randevusundan önce ne giyeceğine karar vermeye çalışan liseli kızlar gibi dolabındaki tüm kıyafetlerini çıkarmış Luhan’a gösteriyordu. ‘’Hadi ama geyik yardım et, sen bilirsin bu işleri. İlk defa arkadaşlarımla dışarı çıkıyorum.’’ Luhan Xiumin’in ısrarcı tavırlarına dayanamadı ve birkaç saatin sonunda uzun tartışmaların ardından hazırlandılar. Tam kapıda durduklarında Luhan’ın telefonu çaldı arayan Chanyeol’du. Sesi aşırı derecede berbat geliyordu ‘’Baek..Baekhyun onu dövdüler. Luhan yardım et.. o çok kötü durumda.’’ Luhan sinirle telefonu kapadı ve Chanyeol’ün söylediği yere Xiumin ile birlikte aşırı hızlı bir şekilde yola koyuldular.

Kırık dökük bir binanın önüne geldiklerinde Kris’in arabasını gördüler. Lay ve Suho ile birlikte aşağı indiğinde herkes meraklı ve telaşlıydı. ‘’Neden Baekhyun’u dövsünler ki, ne olduğunu biliyor musun?’’ diye sordu Lay. Luhan hayır anlamında kafa salladı ve içeriden bir inleme geldiğinde hepsi oraya koştu. Baekhyun yerde kanlar içinde yatıyordu ve Chanyeol başında durmuş ağlıyordu ‘’Ben.. Baekhyun’u almak için evine gitmiştim ama siyah bir arabaya bindi. Beni görmemişti onları takip ettim ve buraya geldiler çok.. çok kalabalıktılar içeriden sesler duydum ve..’’ bir pencereyi gösterdi ‘’oradan içeri girdim.. beni görmediler. Onu kurtaramadım.. hiçbir şey yapamadım. Kahretsin ben iğrenç biriyim.’’ Cümlesini tamamladıktan sonra hıçkırıklara boğuldu. Yarı baygın olan Baekhyun onun elini tuttu ve hiçbir şey demedi.
Her zamanki gibi acil durumda en iyi kararları veren Kris konuştu. ‘’Çabuk onu arabaya götürelim. Hastaneye gitmeliyiz. Suho onu taşımama yardım et.’’ Diyerek Baekhyun’u taşımak için bir hamlede bulundu. Kısa bir süre sonra Suho ve Kris, acıyla inleyen Baekhyun’u taşıyordu. Kapıdan çıkacakları sıra içeri giren adamlarla etrafları sarıldı. ‘’Bu da ne arkadaşlarını mı çağırdın Baekhyun? Onların da güzel yüzlerini dağıtmalı mıyız?’’ Baekhyun’un ağzından anlaşılmayan birkaç ses çıktı. Kris konuşacakken onun yerine Luhan atıldı. Xiumin onun bu ifadesini ilk defa görüyordu. Hatta o an orada bulunan herkes bu ifadesi ilk defa görüyordu. O bebek yüzlü sevimli çocuk şu an gerçekten korkutucuydu. Kris bile şu an onun yanında kendini ezik gibi hissediyordu.

Keskin birkaç adımdan sonra az önce konuşan ve çete lideri olduğu belli olan adamın karşısında duruyodu. Adam ondan birkaç santim kısa fakat ondan birkaç kat daha büyüktü. Luhan aşırı ürkütücü bir ses tonuyla konuştu ‘’Sorun ne?’’ adam bu sevimli yüzlü çocuğun aniden böyle konuşmasıyla şaşırmıştı. Bu şaşkınlığın da etkisiyle hafif kekeleyerek konuştu ‘’Bu pisliğin, pislik babası bize borçlu. Aldığı uyuşturucuların haddi hesabı yok. Bize oğlunun ödeyeceğini söyleyerek kaçtı. Luhan gayet küçümser bir şekilde gülümsedi ve adamın kulağına bir şeyle fısıldadı ve cüzdanından çıkardığı kartı ona uzattı. Adam kartı almaya bile cesaret edemeyerek eğildi ve ‘’Öz..özür dilerim efendim.’’ Dedi ve aceleyle adamlarını toplayıp geldiği gibi yok oldu.

Herkes ağzı beş karış açık ona bakıyordu. Baekhyun bile acı içinde kıvranırken şaşkınlığını gizleyememişti. Emir veren bir ses tonuyla ‘’Kris onu hastaneye götür arabaya sadece Chanyeol’ü al. Chanyeol kendi arabanın anahtarını Suho’ya ver. Suho, Lay ve Xiumin siz de hastaneye gidin. Ben bir yere uğrayıp geleceğim.’’ Hiç kimsenin bir şey demesine fırsat vermeden hızlı adımlarla yürümeye başladı. Oradakiler ağızlarını yeni kapayabilmişti ki çalışan arabanın sesini duydular.

Hastaneye gittiklerinde Xiumin hala olanları kavrayamamıştı. Luhan o kadar farklı biri olmuştu ki.. Onun hakkında düşünmekten kendini alamıyordu.

Bu sırada ise kendine gelen Baekhyun tıpkı yanında duran Chanyeol gibi ağlıyordu. Chanyeol ‘’Üzgünüm bebeğim, seni kurtaramadım, o adamları bile bilmiyordum. Ya.. ya seni öldürselerdi? Tanrım ben yaşayamazdım..’’ dedi. Baekhyun yutkundu ‘’Bilmeni istemedim, babamın borçları nedeniyle dayak yediğimi, evimizin her an elimizden alınıp sokakta kalabileceğimizi söyleyemedim. Düşündüm ki.. Bizim grupta herkesin maddi durumu iyi.. eğer.. benim fakir olduğumu öğrenirsen.. beni.. terk-‘’ Baekhyun cümlesini tamamlayamadan Chanyeol’un dudakları onu susturdu biraz geri çekildiğinde ‘’Aptal, ben seni gerçekten çok seviyorum, bir gün sokakta kalsan bile seni yanıma alırım. Sakın böyle konuşma!’’ diyerek sarıldı.

İkisi gizli bir izleyicilerinin olduğunu bilmeden uzun bir süre öyle kaldılar. Xiumin BaekYeol çiftini izledikten sonra bir erkekten hoşlanmanın o kadar da kötü bir şey olmadığını düşünmeye başladı. Eskiden gaylerin sadece cinsel ilişkiye girmek için birileriyle yattığını düşünürdü, onların aşık olabileceğini bilmiyordu. ‘Beni gerçekten severse ve ben onu gerçekten seversem cinsiyetin önemi olmaz.’ Dedi kendi kendine, bu sırada hastaneye gelen Luhan’ı gördü. Yüzündeki o kızgın ifade kaybolmuştu şu an ‘ne kadar da sevimli’ görünüyordu. Porselen bebek gibiydi. ‘Mesela onu sevebilirsin.’ Dedi Xiumin’in iç sesi. Sonra Xiumin’de iç sesi de ne dediklerinin farkına varıp kendilerine geldiler.

Eve döndüklerinde Luhan hemen uyumak istediğini söyleyip yatağa gitti. Xiumin’de üzerini değiştirdi ve arkası dönük bir şekilde uyuyan Luhan’a baktı ‘’Luhan,’’ diye fısıldadı, cevap gelmemişti. Şansını tekrar denedi ‘’Uyuyor musun?’’ dedi. Luhan iç çekti ‘’Uyumaya çalışıyorum ve hiç yardımcı olmuyorsun.’’ Dedi. Baozi tereddütle konuştu ‘’Bugün çok havalıydın, yani şu adamlarla konuşman, arkadaşını korumandan söz ediyorum. Artık haylaz bir çocuk olduğunu düşünmüyorum, sadece kişiliğini saklıyorsun neden bunu yapıyorsun bilmiyorum ama senin davrandığın gibi gıcık ve umursamaz biri olmadığını biliyorum.’’ Luhan konuşmadı ancak Xiumin onun dinlediğini biliyordu ‘’O adamın kulağına ne söyledin?’’ yine cevap yoktu. ‘’Pekala, seni zorlamayacağım.. İyi uykular, Havalı Geyik.’’ Bu cümleden sonra ikisi de gülümsedi ama birbirlerini görmüyorlardı.

Yarım saatten kısa bir sürede Xiumin uyumuştu. Luhan ona baktı, ‘’Kahretsin,’’ o birini sevmezdi, sadece birkaç gece yatardı, en uzun ilişkisi Sehunlaydı fakat bu aşk değildi. Xiumin ile tanışana kadar aşk sanıyordu fakat Sehun’a hissettikleri başka bir şeydi. Aşk.. şu an Xiumin’e hissetiklerinin ta kendisiydi. ‘’Bu şapşal Baozi’ye aşık oldum.’’

SHUT UPWhere stories live. Discover now