♦ Shut UP! ♦
Yazar: XYZ~~♥
►6.Bölüm◄ ‘’O salak benim ev arkadaşım.’’~~♥
• Dudakları buluştuğunda kimin kimi öptüğü bilinmiyordu. Sadece dudakları arasındaki uyum onları şaşırtıyordu. Öpücük derinleştikçe bir bütün oluyorlardı. Kimse yarını düşünemiyordu ya da düşünmek istemiyordu. •
Luhan, hızlıca Xiumin’den ayrıldı. Daha fazlasını istiyordu. Karşısındaki sarhoş adama baktı, çoktan kafasını koltuğa dayayıp sızmıştı. Luhan aceleyle evden çıktı. Eğer Baozi ile biraz daha yalnız kalırsa ona kötü şeyler yapabilirdi ve sabah olduğunda Xiumin ondan nefret ederdi.
Sabah uyandıklarında ikisi de dün geceyi çok iyi hatırlıyordu ancak Xiumin hatırlamamayı seçmişti. Evet ilk öpücüğünü unutmuş gibi yapacaktı ne kadar her düşündüğünde kalbi deli gibi çarpsa da… O sabah Luhan eve geldiğinde hiçbir şey olmamış gibi davrandılar. Okul açılana kadar Luhan eve çok az uğramıştı. Bazen uyumak için geliyordu bazense hiç. Bu Xiumin’i üzüyordu. Sonuçta onlar arkadaştı değil mi?
Okul açıldığında her şey daha kötü olmuştu. Luhan aşırı derece harika yüzü ile hem erkeklerin hem de kızların dikkatini çekmişti ve aşırı sosyal kişiliğiyle bir ok arkadaş edinmişti. Özellikle onun gibi gay olanlarla kurduğu ve sürekli takıldığı bir grup vardı. Xiumin ilk başta Luhan’ın onu arkadaşlarıyla onu tanıştırıp bir çevre edinebileceği için çok sevinmişti ancak Luhan okulda onun yüzüne dahi bakmamıştı hatta aynı evde yaşadıklarını kimseye söylememesini istemişti. Bu Xiumin’i çok yaraladı ve o günden sonra Luhan’la gerekmedikçe konuşmadı ve o evde yokken gözyaşlarını tutamadı. Okulda kimseyle arkadaş olamamıştı.
Luhan, Xiumin’den uzak durmak için elinden geleni yapıyordu.
Eğer onunla takılırsa dudaklarına atlayıp ona tecavüz etmekten korkuyordu. Bu çocuk anlayamadığı bir şekilde onu kendine çekiyordu. Bir süredir takıldığı Suho, Chen, Lay, Kris, Baekhyun ve Chanyeol’ü sevmişti. İyi çocuklardı, onlarla Xiumin’in boşluğunu dolduruyordu. Zaten Minseok ile ne kadar süredir arkadaştı ki yokluğunu doldurma ihtiyacı çekiyordu. Öpücük olayından beş hafta sonra okulun kafeteryasında oturuyorlardı. Chen gülümseyerek tek başına oturmuş kitap okuyan Xiumin’i gösterdi ‘’Hey şu çocuğa bakın, bir süredir dikkatimi çekiyor.’’ Onun işaretiyle hepsi gözlerini Xiumin’e dikti. Luhan’ı birden kaplayan kıskançlık duygusu elindeki bardağı sıkmasına neden oluyordu.
Herkes Xiumin’i inceledikten sonra Baekhyun konuştu ‘’Gerçekten sevimli bir yüzü var, daha önce nasıl fark etmedim ki.’’ Bu sözleri duyan Chanyeol onun karnına sert bir yumruk geçirdi ‘’Bir şey mi dedin sevgilim?’’ diyerek gülümsedi. ‘’Çok çirkinmiş.’’ Dedim diyerek durumu kurtaran Baekhyun bir daha Xiumin hakkında yorum yapmaması gerektiğini öğrenip Chanyeol’ün gönlünü almaya çalıştı. Onları gülümseyerek izleyen Suho ‘’Gidip onunla konuşsana bu gece gideceğimiz bara davet edebilirsin.’’ Dedi. Chen bu fikre gülümsedi ve kafa salladı, hızlı adımlarla Xiumin’in masasına gitti.
Luhan gergin bir şekilde olanları izliyordu. Chen, Xiumin ile konuşurken Xiumin ona baktı ve gülümsedi. ‘Ah, bu aptal onu benim davet ettiğimi düşündü kesin.’ Diyerek iç çekti. Birkaç dakika sonra Chen geri döndü ‘’Adı Minseok’muş, kendisi gibi çok tatlı değil mi? Bu arada akşam bizimle gelecek.’’ Minseok mu? Neden ‘Benim sahne adım Xiumin.’ Konuşmasını yapmadı ki diye merak etti Luhan. Aslında bu gece onlarla buluşmayabilirdi ama bunu yaparsa Xiumin’in oraya gidip çok içip sarhoş olacağını biliyordu.
İlk defa Xiumin konuşmasına katıldı ‘’Ona Xiumin diye seslenin, annesi Çinliymiş ve bu adı koymak istemiş ama babası Kore’de yaşayacakları için Minseok adını seçmiş.’’ Dediğinde tüm gözler ona döndü. Chen şaşkınca sordu ‘’Sen nereden biliyorsun?’’ ‘’O salak benim ev arkadaşım çünkü.’’ Diyerek tüm ağızları beş karış açık bir halde bıraktı. Tepkisiz Kral olarak bilinen Kris bile şaşkınlığını gizleyememişti. ‘’Neden onu bizimle en başında tanıştırmadın?’’ dedi. ‘’Uzun hikaye, ancak çocuklar onunla pek uğraşmayın gerçekten saftır.’’ Aklına yeni gelmiş gibi Chen’e döndü ‘’Bu arada üzgünüm dostum ancak o gay değil ve olması gibi bir durum yok.’’ Chen biraz bozulmuştu ama sırıtıp ‘’Eminim benim cazibeme kapılacaktır Lulu.’’ Dedi ve herkes güldü. Xiumin konusu çok kayıplara karışmıştı.
Luhan iç çekti ve kütüphaneye gitti. Xiumin’i orada bulacağını biliyordu ve tahmin ettiği gibi onu orada buldu. Xiumin ıssız bir köşede oturmuş kocaman bir sırıtışla kitap okuyordu. Luhan elini kalbine götürdü ve kalp atışlarının düzelmesini bekledi. Birkaç dakika sonra Xiumin’in yanındaydı. ‘’Hey bu gece sakın çok içme, sonuçlarına ben karışmam.’’ Dedi daha önce sonuçlarını hatırlayınca ikisi de kızardı. Xiumin kısık bir sesle ‘’ Arkadaşına beni davet etmesini sen söyledin değil mi? Gerçekten çok mutlu oldum Luhan. Benden nefret ettiğini sanıyordum.’’ Dedi.
Bu çocuk neden böyle konuşuyordu ki? Oysa ona bütün bu süre boyunca kötü davranan hem Luhan olmuştu. ‘’Birkaç arkadaş edin ve eğer onunla yatmak istemiyorsan Chen’e çok yakın davranma.’’ Diyerek Xiumin’in elindeki kitaba baktı. Chen’in cinsiyet ayırmayan bir playboy olduğunu biliyordu. Xiumin gözlerini kocaman açıp ‘’Pe..pekala.’’ diyebildi. Luhan ‘’Bu kitabı daha önce okumuştum, güzeldi.’’ Dedi. ‘’Sen kitap okur muydun?’’ diye sordu ve gülmeye başladı Xiumin. ‘’Yah! Ben zeki biriyim, sadece çaktırmıyorum.’’ Dedi, kızgın görünmeye çalışıyordu ama sonunda o da gülücüklere boğulmuştu.
Doğum günü hediyesini ikisi de unutmuştu. Bu en iyisiydi ya da onlar öyle düşünüyordu.
