7.BÖLÜM: KORKULAR

760K 21.3K 8.5K
                                    

"Sana hala dargın olduğumun farkındasındır umarım!"

Kendimi affettirmeye yönelik şirin bir gülümsemeyle baktım ona. Kıvanç'ın okulumuza gelmesinin üzerinden dört koca gün geçmişti fakat Irmak hâlâ Kıvanç gibi birini ondan nasıl saklayabildiğime dair söylenip duruyordu.

Kantin sırasına giren öğrencilere bakarken küsmüş gibi yaparak kollarını göğsünde kavuşturdu. Hareketi, gülmeme neden olurken Deniz'in bize doğru geldiğini fark ettim. Birkaç saniye sonra yanımıza ulaşıp sandalyeyi ters çevirerek oturduğunda yüzünde her zamanki sırıtışı vardı.

"Nasılsınız güzellerim?"

Deniz'in sorusuna cevap verecektim ki ojeli tırnaklarını inceleyen Irmak, "Nasıl olayım, kırgın ve kızgın!" deyince araladığım dudaklarımı sıkı sıkıya kapattım.

"Aynı konu mu?" diye sordu Deniz, başımı salladım. Irmak bana bakmadan konuşmaya devam ediyordu.

"Nasıl oluyor da gidip şehirde adı fazlasıyla duyulmuş popüler biriyle tanışıyorsun ama onun kim olduğunu anlayamıyorsun? Hadi anlamadın diyelim, bizimle neden ismini cismini paylaşmıyorsun?"

Bu konuşmayı Kıvanç okula geldiğinden beri üçüncü kez tekrarlıyorduk. İkisi de bana oldukça kızgındı ve her fırsatta söylenmekten geri durmuyorlardı. Deniz, Irmak'a göre daha umursamaz biri olduğu için o genellikle konuyu açmıyor, zaten açılan konuya dahil oluyordu.

"Ama biliyorsun..." diye söze başladığımda elini kaldırarak beni susturdu. Deniz bu sırada tenis maçı izler gibi bir bana bir de Irmak'a bakıyordu.

"Biliyorum, sen sosyal medya hesapları olmayan, dedikodu dinlemeyi bile sevmeyen birisin ama o Kıvanç Vuran yahu!"

"İyi de onu ilk gördüğümde parktaki çocukları izleyen tuhaf ve yakışıklı bir çocuktu sadece. Nasıl olur da onun Kıvanç Vuran olduğunu anlayabilirdim ki?"

Pekâlâ, daha önce Kıvanç Vuran ismini duymuş olabilirdim fakat o Kıvanç Vuran'ın benim parkta tanıştığım Kıvanç Vuran olduğunu nasıl olur da şıp diye anlayabilirdim ki?

"Ben anlamam Sümüklü! Dargınım sana."

Bakışlarımı Deniz'e çevirdiğimde elini havada sallayıp, "Aman!" dedi son heceyi uzatarak. "Boş verin, geçti bitti işte," dedi.

Deniz'in omzunun üzerinden arkasına bakınca Kıvanç'ın bir masada oturduğunu ve yanında yine Su ve birkaç kızın daha olduğunu gördüm.

Bakışlarımı onlardan alıp Deniz'e çevirdim. "Sen nasılsın?"

Gözlerini bir anlığına benden kaçırdı, ardından yüzüne samimi olmayan sırıtışını eklerken, "Bomba gibiyim! Her zamanki gibi işte... Patlayacak bir bomba gibiyim," diye konuştu. "Eh, popülerliğimi kaybediyor gibiyim ama olsun, yine de iyiyim. Zaten sıkılmıştım popüler ve sevilen çocuk olmaktan," diye devam edince bakışlarımı tekrar Kıvanç'a çevirdim.

Kıvanç'ın okulumuza gelip herkesi etkisi altına almasıyla Deniz'e gösterilen ilgi azalmıştı ve her ne kadar belli etmemeye çalışsa da üzüldüğünün farkındaydık. Bunu Irmak da ben de görüyor ve biliyorduk.

"Deniz, özür dilerim, ben..."

Başını iki yana sallayıp hiçbir şey demeden ayağa kalkınca Irmak tarafından kolundan yakalandı.

"Nereye?" diye sorunca Irmak, Deniz onun elini itip, "Biraz karikatür çizeceğim," dedi ve başka hiçbir şey söylemeden yanımızdan uzaklaştı.

SOLUCAN 1 ve 2. KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin