1.BÖLÜM: SANA AŞIK OLMAMA İZİN VERİR MİSİN?

2.9M 40.2K 17.3K
                                    

UYARI: Bu seri, romantik komedi türünde yazılmış olmasının yanı sıra anne ve baba sevgisi görmeden büyümüş iki gencin toksik ilişkisini konu almaktadır. Rahatsızlık duyacağını düşünenlerin okumaması önemle rica olunur.

Ayrıca, hakaret etmediğiniz sürece dilediğiniz gibi eleştirebilirsiniz. Ki bunu yapmanız beni yalnızca mutlu eder. Fakat lütfen, başka kitap/karakter isimlerini satır aralarıma bırakmayın. Bu kitap 2013 yılında yazıldı, 2015 yılında basıldı. Martı Yayınları aracılığıyla yeniden basılırken bazı sahneler değişecek ve yeni eklemeler yapacağım demiş olsam da 'şu karakteri anımsadım, bu sahne bu kitapta da vardı' dediğiniz şeyleri ben çok daha öncesinde yazdım. *Özellikle bazı sahneler için bu tarz yorumlar yapıldığını gördüğüm için üzülerek bu paragrafı ekleme gereği duydum*

İlk kitabı her gün bir bölüm gelecek şekilde paylaşacağım. İki ve sonraki kitaplar için düzenlemede nerede olduğuma göre devam edeceğiz. Final bölümünde görüşmek üzere, keyifli okumalar dilerim!

*

1.BÖLÜM: "SANA AŞIK OLMAMA İZİN VERİR MİSİN?"

Okuduğu kitaplardaki karakterlere âşık olabilen tuhaf bir kızdım; ta ki onu görene kadar...

Onu ilk gördüğümde bir bacağını diğerinin üzerine atmış bir şekilde oturuyor, oradan oraya koşturarak oyun oynayan çocukları seyrediyordu. Bankta öylece otururken daha önce okuduğum ve âşık olduğum bütün roman kahramanlarını bir anda unutmamı sağlayacak kadar farklı bir enerji yayıyordu etrafına ve itiraf etmeliyim ki fazlasıyla iyi görünüyordu.

Ben Nehir Aksoy, herkesçe sevilen ve sayılan Aksoyların son varisiydim ve bankta oturup dört gündür kendisini izlediğimden bihaber olan o, aylar önce hazırladığım Âşık Olacağım Kişinin Özellikleri başlıklı listemdeki maddelerin ikisine uyan ilk erkekti.

Dudaklarımın kenarları hafifçe yukarı doğru kıvrılırken listemdeki maddelere son bir kez daha bakmak için gözlerimi ondan ayırdım ve elimdeki kâğıda çevirdim.

1- Yakışıklı olacak

2- Kesinlikle sarışın olmayacak

3- Ses tonu hoş olacak

4- Güzel bir adı olacak

5- Boyu benimkinden uzun olacak

Henüz adını dahi bilmediğim o çocuk, listemdeki ilk iki maddeye uyuyordu; ona bakarak bundan emin olabiliyordum. Kesinlikle çok yakışıklıydı, teni kumral, saçlarıysa siyaha yakın bir kahverengiydi. Fakat çocuğun diğer üç maddeye uyup uymadığını anlamam için onunla konuşmam gerekiyordu ve neyse ki dört günün ardından bunu yapabilme cesaretini kendimde bulabilmiştim.

Kâğıdı bankın üzerine öylece bırakıp ayağa kalktığımda belime kadar uzanan saçlarımı elimle şöyle bir düzelttim ve derin bir nefes aldıktan sonra hızlı adımlarla ona doğru ilerlemeye başladım.

Bir çocuk parkındaydık, etrafımızı mis kokulu çiçekler ve yemyeşil ağaçlar süslüyordu. Kahkaha atan küçük çocuklar parkın tam ortasındaki geminin üstündeydiler. Kimi halatlara tutunarak gemiye tırmanmaya çalışıyor kimi güvertedeki kaydıraktan kayıp aşağı iniyordu.

Mutlu sonla biten bir masalı başlatmak üzere yürüdüğümü düşlüyordum. Kalbim, attığım her adımda daha da hızlansa da sonunda kendi seçtiğim masal kahramanımın yanına varabildim. 

Bir süreliğine başında dikilerek ona gülümseyerek baktım. Varlığımı fark etmemiş olması imkansızdı ama nedense başını kaldırıp da bana bakmadı. Yine de buna takılmayıp yanına oturdum. Ancak o zaman bile bana bakmayınca görünmez olduğumu varsayıp bundan sonraki yaşamımda neden bana bahşedildiğini bilmediğim bu özel gücümle neler yapabileceğimi düşünmeye başladım. Yeteneklerimi iyiliğe mi yoksa kötülüğe mi kullanan bir süper kahraman olacağıma karar vermek üzereydim ki küçük bir çocuğun ağlamaya başlaması beni gerçekliğe kavuşturup düşüncelerimi kafamdan atmama sebep oldu.

SOLUCAN 1 ve 2. KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin