2.BÖLÜM: SENİ ANCAK AŞK İYİLEŞTİRİR

1M 27.4K 2.7K
                                    

Sevgili okur,

Bir önceki sayfaya bıraktığım uyarı niteliğindeki cümlelere rağmen bu satırları okuyorsan, bilmeni istediğim birkaç şey daha var.

Aileleri tarafından ilgisiz ve sevgisiz büyütülen çocuklar, belli bir yaşa geldiklerinde yoksun bırakıldıkları bu duyguları hiç olmadık insanlarda arar. Ve ne yazık ki ruhsal bozuklukların birçoğunun altında yatan temel sebep, ailelerin sebep olduğu travmalardır. Fiziksel şiddet kadar psikolojik şiddet de bireyde travma yaratır. Hiç başı okşanmamış, başarılarında takdir görmemiş, hangi yemeği sevip sevmediği bile bilinmeyen çocuklar da yaralıdır.

Daha on altı yaşındayken bu çocuklar için bir şeyler yapmam gerektiğini düşünerek bu kitabı yazmaya başlamıştım. Şimdi bu satırları yazarken yirmi dört yaşında bir psikoloğum, artık bütün kitaplarım çocukluk yaraları için.

Aslında hepimiz öyle ya da böyle yaralanıyoruz. En çok acı veren çocukluk yaraları da olsa bu hayatta herkesin bir acısı var ve hepimiz bu acılarla farklı şekillerde baş etmeye çalışıyoruz. Biri, kahkahalarla bastırır öteki gözyaşlarıyla kusar. Acılarını unutmak için âşık olmak isteyen de var; aşkın acıdan başka bir şey getirmediğini düşünen de... İşte benim bu kitapta anlatmaya çalıştığım şey, tam olarak bu. Umarım siz de kitabı okurken kendi acılarınıza ve bu acılarla sağlıklı bir şekilde baş edip edemediğinize dair farkındalık yaşarsınız.

Keyifli okumalar dilerim.

Zeynep Sey

2.BÖLÜM: "SENİ ANCAK AŞK İYİLEŞTİRİR"

Adının Kıvanç olduğunu öğrendiğim çocuğun yanından ayrıldıktan sonra Irmak'ı arayarak nerede olduğunu öğrendim. Olan biten her şeyi ona anlatmak için sabırsızlanıyordum.

Yol boyunca zihnimin içinde Kıvanç'la olan konuşmalarımızı geçirip durdum. Artık cümlelerin tamamını ezberlemek üzereydim ki şoförüm Salim amca arabayı durdurunca teşekkür ederek eve koştum.

Kapıyı açan Irmak'ın annesiydi. "Merhaba Ebru teyze, nasılsın?"

Yuvarlak suratı sevinçle aydınlandı. "İyiyim yavrum, sen nasılsın?"

"Teşekkür ederim. Irmak odasında mı?"

Başını sallayınca hiç vakit kaybetmeden basamakları tırmanmaya başladım. Ebru teyze arkamdan gülerek bir şeyler daha söylemişti ama ben çoktan Irmak'ın odasının önüne gelmiştim bile.

Kapıyı bir hışım açıp kendimi odanın içine atarken "Irmak!" diye bağırdım.

Bir çığlık eşliğinde olduğu pozisyonunu değiştirdikten sonra bana sövüp saymaya başlayan Irmak, gülümsememin bir sırıtışa dönmesine sebep oldu. Sanırım yine o tuhaf yoga hareketlerinden birini yapıyordu ve ben hiç iyi bir zamanda gelmemiştim.

Dağılan saçlarını elleriyle düzene sokmaya çalışırken ince ve biçimli kaşlarını çattı. Yerimde bir başkası olsa özür dilerdi belki ama ben öyle yapmayacaktım.

"Neler olduğuna inanmayacaksın."

Yatağına atlayıp yastıklarının olduğu yere kafamı koydum, ayaklarımı da uzattıktan sonra ellerimi karnımda birleştirip sırıtarak tavana bakmaya başladım.

Az sonra yanıma uzanmak için harekete geçtiğini fark edince bedenimi yatağın sağ tarafına kaydırıp, sol omzumun üstünde yatarak ona yer açtım. O da hemen yanıma uzanıp, sağ omzunun üstüne yattı ve mavi gözlerine yerleşmiş merak duygusuyla bana baktı.

SOLUCAN 1 ve 2. KitapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin