İçimi ısıtacak bir şekilde konuştu,

"Merhaba" ela gözleri beynime işlerken sadece durup ona bakıyordum,

"Seni tanıyor muyum?" dedi merakla.

Aniden uyandım,

Derin nefesler alırken gözlerimi kapattım, sadece rüyaydı,

Onu gördüğüm günden beri rüyalarıma giriyordu, her zaman bana gülümsüyordu,

Yüzümü sertçe sıvazlayıp yataktan kalktım, üstüm terden yapış yapıştı,

Banyoya girip 5 dakikada yıkandım, altımda sadece havluyla odaya girerken çekmecedeki sigaramı aldım,

Pencere açıktı, ayın solgun yüzü yere vuruyordu,

Balkona çıktım ve kollarımı demire yaslayarak sigaramı içime çektim,

"Çok güzel" diye mırıldandım, bunu o kıza dediğimin farkında bile değildim,

Her bir kadınla konuştuğumda önüme ela gözleri geliyordu, o anda konuşmayı yarıda kesip onun peşine takılıyordum,

"SALAK!" aşağıdan gelen gülme sesiyle bakışlarımı oraya çevirdim,

Rüyalarıma giren kız, oradaydı, kaşlarımı kaldırarak yoğunlaştım,

"Komik mi? Çok mu komik?" Sarı saçlı kız sinirle homurdanıyordu,

"Ya bak Selin, valla öyle olacağını nereden bileyim-" kıkırdadı,

"Çocuğun üstüne düştüm! Bunun neresi komik?" Selin denen kız arkasına bile bakmadan giderken diğeri gülmemek için ağzını kapayıp onu takip ediyordu,

"Tamam tamam, Furkanla aranızı düzeltirim" deyip kızın sırtına atladı,

Islak saçlarımı geriye attım, sırtıma gelen soğuk su damlaları beni gerçekliğe geri döndürdü,

Bu kız için Ankara'dan bir kaç yıllığına taşınıp buraya gelmiştim, bunu neden yaptığımı bile bilmiyordum, sadece onu görmek hoşuma gidiyordu,

Üstüme bir şeyler geçirip evden çıktım,

Bir kaç dakika takip ettikten sonra sarı saçlı kız arkadaşına sarıldı,

"Yarın okulda görüşürüz Beste"

Beste sırıtıp ondan ayrıldı, gözlerimi kısarak onu takip etmeye devam ettim,

Bir kaç adım attıktan sonra apartmana girdi,

Saate baktım,

22:39

Apartmana hızla girdi, iki dakika sonra 3. kattaki ışık yandı,

1 saat boyunca uyumasını bekledim, sonra apartmanın duvarına geldim, 1.kattaki balkona hızla çıktım,

Ses çıkarmamaya çalışarak 2. kattaki balkona da çıktım,

Odasının camını açık bırakmasından yararlanıp odasının içerisine girdim,

Onu gördüğüm anda durdum,

Her şeyden habersiz uyuyordu, kahverengi saçları dağılmıştı ve pembemsi dudakları hafif açıktı,

Yanına sessizce yaklaştım ve eğildim,

O kadar güzeldi ki! Elimi kaldırdım yanağını okşamak için, ama dokunmaya kıyamıyordum,

Hemen elimi indirdim,

Burnuna tüy değdirmişim gibi kaşıdı, sonra yastığa iyice kafasını gömdü,

Kendime bu sefer engel olamadım, pembemsi dudaklarına dudaklarımı değdirdim,

"İyi geceler meleğim"

Belki de insanlardan nefret ediyorum diyerek erken konuşmuştum, çünkü bu kız haberi olmadan kalbimin içine yerleşmişti.

*

Bugün

Arabama son gaz yüklendim, arabaların arasından hızla geçerken elimde olamadan elim ve ayağım titriyordu,

Sinirden köpürüyordum ama bi yandan kalbim acıyla sıkışıyordu, ya ona bir şey olmuşsa? O güzelim gözlerinden yaşlar inmişse?

İşte o zaman Ateş ölümü için yalvaracaktı!

Keşke onu babamı öldürürken öldürseydim, minik bir bebekti sonuçta, bunlara yol açabilir miydi?

Açardı, en baştan belliydi, o bebeği ilk gördüğümden beri belliydi hayatıma sıçacağı!

Furkan ile kavga ettiği anda anlamıştım, Beste ye bakışından anlamıştım,

Mezara bile koyacak parçası kalmayacak o boktan tohumun!

Besteden

"Yemeyeceğim!" kafamı hayır anlamında salladım,

Elindeki tepsiyi duvara fırlattı, gözlerim büyürken o sinirden kudurmuştu,

"Getirdiysem yiyeceksin! Bana karşı çıkmaycaksın!" kaşlarımı çatarak onu izledim,

Onur ile Ateşin ortak bir noktası vardı, Aynı sinire sahiptiler ve aynı şekilde gösteriyorlardı,

"İstemiyorum!" dediğimde yüzüme ölümcül bakışlar attı, dişlerimi gıcırdatarak bakışlarımı yere çevirdim,

Çocuk kötü bakıyordu ne yapayım şimdi?

"Bir tane daha getireceğim, eğer yemezsen bu sefer kaşığı sokarak yedireceğim" dedi ve odadan çıktı,

Derin bir nefes aldım ve göbeğimi okşadım,

"Babanı özledim" biraz daha okşadım, "Galiba sende özledin" diye mırıldandım, "Başını buraya koyardı ve saçlarını okşamamı isterdi" dedim sesimin titrediğini yok sayarak,

"Böyle yumuşacık" arkamdaki yastığı gösterdim, "Aynı onun içindeki pamuk gibi!" ağzımdan hıçkırık kaçarken kendimi tuttum,

"Hayır bebek ağlatma beni" gözlerim dolunca kızgınca bebekle konuştum,

"Hepsi senin yüzünden, hormonlarım tavan yaptı" burnumu çektim, "Umarım rahatsındır çünkü sana kardeş yapmayacağım(!)" dedim kararlılıkla ve kapıya baktım,

Ateş orada durmuş, elindeki tepsiyle bana bakıyordu, gözünden akan bir yaşla yüzüm düştü,

O kadar üzgün görünüyordu ki! Elindeki tepsiyi yatağa bıraktı, kaşlarını kaldırdı ve hemen yanağındaki yaşı sildi,

"Ne yaptım ben?" diye mırıldandı mutsuzca, yere çöktü, iki gündür olan cesareti gitmişti, bana çaresizce bakıyordu,

"Onu çok mu seviyorsun?" dedi sesini duygusuz tutmaya çalışarak ama yapamadı, sonra gür bir sesle sordu,

"Onu çok mu seviyorsun?" başımı evet anlamında salladım, yataktan kalktım, ona sarılmak ve her şeyin iyi olacağını söylemek istiyordum ama hayır olmayacaktı,

Elini kaldırdı, hemen durdum,

"Sakın yaklaşma! Sen yaklaştıkça umudum artıyor ve kalbime daha da fazla yerleşiyorsun" gözlerinde yalvaran bir ifade gördüm,

"Lütfen, bana daha fazla acı çektirme" dedi, içim cız etti,

"Özür dilerim, çok özür dilerim" dedim ve odadan dışarı çıktım,

Kendimden nefret ediyorum, insanların benim yüzünden üzülmesinden nefret ediyorum!

Merhaba arkadaşlar :)

Tekrardan özür dilerim,

Maalesef okulun açıldığı anda deneme sınavı yapıldı ve ben ona çalıştım ve internet problemim vardı,

Bu bölümde istediğim fazla yorum lütfen 100 den fazla yorum istiyorum,

İyi haftalar!

DİKKAT KATİL VAR!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin