7| The Blog Problem

1.9K 128 97
                                    

Umarım beğenirsiniz 💕

*Bilgi: Blog yazıları italik yazılmıştır.

John'un parmakları hızlı bir şekilde klavyenin üzerinde gezinirken dönüp yazdıklarına baktı. Paragrafları okurken, yaşadıkları tekrar kafasında canlanıyordu. Ancak henüz blog yazısını tamamlamamıştı.

Sherlock'un ona söylediği sözleri yazarken, kafasını çevirip koltuğun üzerinde uyuyakalmış olan Sherlock'a baktı. Yüzünde gülümsemesi yayılırken aynı anda da canı yanıyordu. Nasıl olduğunu bilmiyordu ama tek bildiği Sherlock'a aşık olduğuydu.

"Kendini hafife alıyorsun John. Sana senin sandığından çok daha fazla değer veriyorum. Sen olmazsan ben de olmam, bunu sakın aklından çıkarma."

Canını yakan cümleleri yazdıktan sonra içinde tuttuğu nefesini gergince dışarı verdi John. Sherlock bu sözleri söyledikten sonra kendisinin Sherlock'a aşık olduğunu anlamıştı. Peki ya Sherlock... Onu herhangi birisine aşıkken düşünemiyordu.

Blog yazısını bitirdikten sonra, bilgisayarını kapatmadı. Eklemek istediği birkaç şey vardı. Yalnızca terddütlüydü. Sonuçta Sherlock'un yazdıklarını göreceğini biliyordu. Belki sonra... Sherlock onunla eskisi gibi olmayabilirdi. Ev arkadaşı olmak istemezdi. Hatta belki... John eski yalnız hayatına geri dönebilirdi.

Derin bir nefes aldı ve Sherlock'a söylemek istediklerini tuşlara basarak bilgisayar ekranında canlandırdı.

'Her şeyin sonunda, her geçen gün bu adama daha çok bağlanıyorum. Ve sanırım, ona deliler gibi aşığım.'

•••••••••

"Blog nasıl gidiyor John." diye sordu sakin sesiyle John'un terapisti, koltukta hafifçe önüne eğilerek.

John Sherlock'u sevdiğini kendine kabullendirdiği bir haftadır, terapistinden tekrar randevu almaya başlamıştı.

"Ben... Bilmiyorum. Sanırım iyi."

"Dün gece yazdığın yazıyı okudum."

John gergince başını salladı.

"Hislerin, doğru mu?"

"Hı hı..."

"Peki, ne zaman ona anlatmayı düşünüyorsun?"

John yanıtlamadı...

"John?"

"Bilmiyorum. Söylemeye korkuyorum."

"Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağından korkuyorsun değil mi?"

John yine başını salladı. Boğazının düğümlendiğini hissediyordu.

"Ama böyle olacağının garantisi yok, değil mi? Kim bilir, belki de eskisinden de iyi olur."









John 221B'den içeriye girerken seslendi.

"Ben geldim!"

Girdiğinde Sherlock'u mutfak sandalyesinde otururken buldu. Durgun hali onu şaşırtmıştı.

"Hey, iyi misin Sherlock?"

Sherlock yanıt vermeyince John blogundaki yorumları okumak için bilgisayarını açtı ve Sherlock'un göremeyeceği şekilde gidip büyük koltuğa oturdu.

İçindeki heyecanı dindirmeye çalışarak, bloga giriş yaptı ve hızlıca yorumlar bölümüne baktı. John tüm bu süreç içerisinde, Sherlock'un onu izleyip söyleyeceklerini kafasında kurduğunun farkında bile değildi.



Harry Watson: Vay canına! Benim sevgili ağabeyim demek eşcinsel olmuş ha! Buna sevindim. Beni hemen aramalısın John. Bu durumun genetik olup olmadığını konuşmalıyız sanırım... x

Mike Stamford: Bu çok güzel bir haber John. Sizi ilk tanıştırdığımda böyle olacağını hiç tahmin etmemiştim! Umarım Sherlock'a olan sevgin karşılıklıdır.

Mrs.Hudson: Aman Tanrım! Bu muhteşem bir haber. Sherlock'la konuştuktan sonra bana haber vermeyi unutmayın. Bunu acilen kutlamamız lazım!

Molly Hooper: Mutluluklar.


John o kadar uzun yorum okuduktan sonra, Molly'nin yalnızca 'Mutluluklar' yazmasından rahatsız olmuştu. Ancak bu rahatsızlığı fazla uzun sürmedi.

"Bloğunu okudum, John."

Sherlock'un sözleri John'un tepeden tırnağa titremesine sebep olmuştu. Her ne kadar Sherlock'un bu sözleri söyleyeceğini bilse de telaşlanmadan edememişti.

Odadaki uzun süren sessizlik hala bozulmamıştı. John laptopunu kapatıp masanın üzerine koydu. Ancak hala daha dönüp Sherlock'un yüzüne bakacak cesareti bulamamıştı.

Sherlock oturduğu yerden kalkarak, John'a doğru ilerledi ve arkasında durdu.

"Ben de sana deliler gibi aşığım."

John usulca arkasına dönerek, Sherlock'un gözlerinin içine baktı. Sherlock elini John'ın ceketine atarak onu kendine doğru çekti. John itaat eder bir şekilde Sherlock'a doğru yaklaşırken, mükemmel dudaklarının onunkileri öperken nasıl olacağını düşünüyordu.

"İnan bana, sana tahmin ettiğinden çok daha fazla bağlıyım." dedi Sherlock, eğilip John'un dudaklarına uzanmadan önce.

Sherlock onu öperken gülümsedi John. 'Biliyorum, aptal şey.' diye geçirdi kafasından onun dudaklarında kaybolurken.



Bir bölümün daha sonuna geldik. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen 💟 Son olarak size ponçik bir fanart bırakıyorum.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Johnlock OneShots || TürkçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin