BÖLÜM 13: SÖYLEMESİ ZOR

Start from the beginning
                                    

Birlikte puf minderlerden oluşan yer yatağına uzandık ve gökyüzünü seyretmeye başladık. Ona bakmak ve gökyüzündeki her bir yıldızdan çok daha güzel olduğunu söylemek istedim. Ama yapamadım. Olmuyordu çünkü. Ağzımdan çıkan sözler, hissettiklerim ve düşündüklerimle örtüşmezdi benim. İstiyordum, düşüncelerimi şeffaf bir şekilde onunla paylaşmayı çok istiyordum ama korkuyordum. Eğer ona karşı şeffaf olursam beni bırakıp gidermiş gibi geliyordu. Bu gece yapacağı gibi.

"Doğum gününün son dakikalarında yapmak istediğin bir şey yok mu?"

"Var."

"Eğer benimle yapmak istediğin bir şeyse-"

"Dans edelim," dedim. Ona son kez yakın durmak istiyordum, güzel kokusunu içime çekmek, gözlerine çok daha yakından bakmak. Sonra zaten gidecekti.

"Edelim," diyerek doğrulunca ondan önce ayağa kalkıp ona elimi uzattım.

Hafifçe gülümseyerek elimi tuttu, onu kendime doğru çekerek balkonun orta noktasına götürdüm. Etrafımızda ışıklandırmalar vardı, gecenin sonunu dans ederek getireceğimizi zaten düşünmüştüm.

"Müzik?"

"Şarkıyı ben söylerim, olmaz mı?"

"Olur," dedi gülümseyerek.

Müzik olmadığı halde dans etmeye başladık. Gecenin bu karanlığında bile ışıltıyla bakan gözlerine baktım. Mavi miydi yoksa yeşil mi, belli değildi. Ama çok güzeldi. Ona bunu söylediğimde donup kaldı. Bu halleri hoşuma gidiyordu.

"Normalden fazla büyükler ve rengi aynı senin gibi kararsız, dengesiz..."

"Ne?" diye sordu, şaşkın ifadesiyle.

"Bazen mavi, bazen yeşil oluyorlar. Bazense ikisi birden..."

"Onu biliyorum zaten," dedikten sonra öfkelenerek, "Ben kararsız ve dengesiz biri miyim?" diye sordu.

Bu kez şaşıran bendim. Böyle bir tepkiyi beklemiyordum. "Sana ne zaman güzel bir söz söylesem, sadece üç saniye sonra pişman olmamı sağlayacak bir şey söylüyorsun, bunun farkında mısın?"

"Sevgili olalım mı?" diye sorunca başta anlamadım, kaşlarımı hafifçe çattım. "Sadece bu gece için..."

Bunu yapmamam gerektiğini biliyordum. İtirafımdan sonra sadece bu gece için bile olsa benim gibi biriyle sevgili olduğu için kendine çok kızacaktı. Öfkesi yalnızca bana karşı olsun, kendini hiç suçlamasın istiyordum. Ama bir yandan da...

Böyleydim işte. Bencil herifin tekiydim.

"Olur," dedim, onun gibi birinin sevgilisi olmanın nasıl bir his olduğunu merak ederek.

"Seni çok seviyorum sevgilim!" dedi gülümseyerek. "Sen de bana, seni seviyorum sevgilim, der misin?"

"Ama ben yalan söylemem," dedim. Ben yalan söylemezdim. Ama bazı gerçekleri çok iyi saklardım. 

"Hiç mi?" diye şaşırarak sordu.

"Hiç..."

"Yemekler çok mu kötü olmuştu?"

"Hayır, şaka yapmıştım." Güzeldi, elinin bu kadar lezzetli olacağını tahmin etmezdim. Bu gece bir son olmasaydı, kalan ömrümde sadece senin yaptığın yemekleri yemek isterdim, demek istedim ama diyemedim.

"Sen şaka yapmazsın?"

Evet. Ben şaka yapmazdım, Nehir. Ben eğlenmezdim. Ben gülmezdim. Çünkü ben kendimi cezalandırıyordum. Çünkü ben hayatımın son ermesini istiyordum. Ta ki sen gelene kadar...

SOLUCAN 1 ve 2. KitapWhere stories live. Discover now