'Doğum Günün Kutlu Olsun'

9K 563 79
                                    

  '...sana bir şey sorabilir miyim?' dedi. 'Tabiki sorabilirsin.' dedim. 'Arkadaşız dimi?' dedi. 'Tabiki arkadaşız, hemde en yakın arkadaş.' dedim ve sarıldım.  

 Arkamızdan biri 'Adriano' diye seslendi. Arkamızı döndüğümüzde Adriano'nun kardeşinin geldiğini gördüm. Adriano'ya bir şeyler söyledi. Adriano'nun yüzüne kocaman bir gülümseme yayıldı.  

'Uyanmış' dedi ingilizce babasını kahsederek. Bir daha sarıldı. Ve sonra babasının olduğu odalara doğru koşmaya başladı.    Ben arkasından hızlı adımlarla giderken telefonum çaldı. Ekrana baktığımda büyük harflerle FURKAN yazıyordu. Furkan beni niye arasın ki...  

'Alo Furkan'

'Alo Sıla, naber?'

'İyi işte, arkadaşımın babası rahatsızlandı. Şuan yurtdışındayım, senden naber?'

'Aaa geçmiş olsun. İyi işte takılıyoruz. Şey diyecektim iki hafta Kaan'ın doğum günü biliyosundur.'

'Evet biliyorum.'

'Sürpriz doğum günü partisi yapalım diyoruz sende gelsene'

'Tamam, bir problem olmazsa gelmeye çalışırım. Saat kaçta?'

'Öğlen 1 gibi Kaan'ların evinde toplanıcaz Kaan olmayacak. Biraz hazırlıktan sonra saat 2 gibi Kaan gelirmiş sonrası parti hard.'

'Tamam bakarım. Hadi by'

'By' dedi ve kapattı. Kaan'ın doğum gününe gitmek onunla konuşma fırsatı demekti. Bu partiye kesinlikle gitmem gerekiyordu.  

Adriano'nun babasının yanına gidince gerçekten iyi göründüğünü fark ettim. Bu Adriano'yu da rahatlatmıştı. Uzun zamandan sonra güldüğünü görmek benide mutlu etti.  

*****  

Aradan 3 gün geçmişti ve Türkiye'ye dönmüştüm. Demir İspanya'da kalmıştı. Onun varlığına alıştığım için ayrılmak beni üzmüştü. Ama söz verdiler bundan sonra Adriano ve Demir her yaz Türkiye'ye geleceklermiş. Bu beni teselli eden tek şeydi...  

Yaklaşık bir hafta sonra Kaan'ın doğum günü vardı ve ben hala ne alacağıma karar verememiştim. Cemre'yi aradım. 5. çalıştan sonra açtı. 'Efendim?' dedi en uykulu sesiyle.  

'Cemre acil yardımına ihtiyacım var.' dedim direk konuya girerek. 'Evet dinliyorum.' dedi kısaca.  

'Haftaya Kaan'ın doğum günü var o yüzden birazdan size geliyorum ve dışarı alış verişe çıkıyoruz.' dedim bir çırpıda. Tam ağzını açıcakkeni 'İyi ki varım biliyorum.' dedim. Lafı ağzına tıkadım ve telefonu kapattım.  

Cemre'lerin evi bir bakıma bizim eve uzaktı ama sabah erken saatler olduğu için fazla trafik yoktu ve yaklaşık yarım saat sonra evlerinin önündeydim.  

Kapıyı ilk çalışımda açtılar. Beni Cemre'nin annesi Ferhan Teyze karşıladı.

Evleri özenle döşenmişti. Her mobilyanın bir diğeri ile harika bir uyumu vardı. Beyaz siyah ve grinin hakim olduğu bir salonları vardı.  

 Birkaç dakika sonra Cemre geldi. Üzerinde doğum gününde hediye olarak aldığım pijamalar vardı.  

'Ee daha hazırlanmamışsın.' dedim bana tip tip bakmasını aldırış etmeden. 'Hazırlanmam mı lazımdı?' dedi şaşkın şaşkın.  

 'Kızım, az önce konuştuk ya dışarı çıkıcaz, hediye bakıcaz diye.. Oo kimle konuşuyorum ben acaba' dedim. 'Aa o sen miydin? Bende kendini beğenmiş manyağın teki yanlışlıkla beni aradı sandım.' dedi pişkin pişkin.  

 'İşte o bendim. Hadi hazırlan.' dedim ve odasına iteklemeye başladım.  

Yaklaşık yarım saat sonra alış-veriş merkezindeydik. 'Acaba ne alsam? Hediye almayı hiç sevmem zaten bu yetmezmiş gibi bir erkeğe hediye alıyorum.'  

'Uff kızım mızmızlanmayı kes. Spor mağazalarına bakalım işte.' dedi ve önümüze çıkan ilk spor mağazasına girdik.  

 Birkaç mağaza daha gezdikten sonra Galatasaray'lı forma almakta karar kıldık. Ve eve döndük.  

*****  

 Aradan 1 hafta geçmişti. Yani bugün Kaan'ın doğum günüydü. İçimde anlayamadığım mutluluk vardı.  

Uzun zaman sonra Kaan'ı görücek onunla konuşma fırsatı bulacaktım. Ve bu konuşmada ona karşı duygularımın kesinleşmesine yardımcı olur gibime geliyordu.  

Üzerime gri kazağımı ve siyah pantolonumu geçirdim. Saçlarımı açık bırakıp hafif dalgalar verdim. Ve sola ayırdım.  

 Hediyeyi aldım ve Kaan'ların evine doğru yürümeye başladım. Eve vardığımda kapıyı evdeki görevli bayan açtı ve beni salona yönlendirdi.  

 Salonları aynı sitede oturduğumuz için bizimkiyle aynı büyüklükteydi. Mobilyalar siyah renkteydi. Koltuklar beyazdı. Gayet güzel bir salonları vardı.  

 Halının modelini izlemekten sıkılınca Furkan'a mesaj attım.  

'Eee hadi oğlum, ne zaman geliyosunuz? Ben başlıyorum süslemeye'. Gönder tuşuna bastıktan sonra telefonun sesini kapattım ve Kaan'ın odası aramak için üst kata çıktım.  

 Çatı katının merdivenlerinin üstünde 'Kaan'ın Odası' yazan ve üst katı gösteren bir tabela vardı. Biraz fazla kolay olmuştu sanki.  

 Merdivenlerden yukarı çıktım. Odanın kapısı açıktı.Odası Kaan gibi kokuyordu. İçeri girmeden biraz odayı inceledim.

 Tam bir erkek odasıydı. Galatasaray'lı bir nevresim takımı vardı ama sabah toplanmamıştı.  

 Kapının sağ tarafında kıyafet yığını vardı sanki bilerek oraya tıkılmış gibilerdi.  

 Uzun süre burda kalıp odayı inceleyebilir ve Kaan'ın kokusunu içime çekebilirdim. Ama içeriden bir ses geldi. Furkan'lar beni beklemeden başlamışlardı hazırlıklara...  

 'Furkan ben burda sizi bekliyim siz işe başlayın. Aşk olsun.' diyerek içeri daldım.  

 İçeride Furkan ve diğerlerinin olmasını bekliyordum. Sarışın bir kızı Kaan'la öpüşürken görmek aklımın ucundan bile geçmemişti.  

 Yere uzanmış altta Kaan üstte sarışın yelloz... Kız Kaan'ı öpüyordu ya da Kaan onu öpüyordu. Şuan bunu anlıyacak durumda değildim. Sesimi duyunca ikiside kafasını bana çevirdi.  

Kaan'la göz göze gelince kafama bir şey dank etti. Kaan ya beni sevmiyorsa, ya kendi kendime hayallere kapıldıysam.  

 Olayın etkisinden çıkınca elimde ki poşeti kenara koydum. 'Doğum günün kutlu olsun Kaan.' dedim ve arkama bakmadan odadan çıktım.

*~*~*~*~*

Okuyan, yorum yapan ve oy veren herkese teşekkür ederim :D Umarım beğenirsiniz... Buna benden size karne hediyesi olsun :D umarım uzuuuun bir tatil olur :D

KOMŞU ÇOCUKWhere stories live. Discover now