Sol

12.8K 585 25
                                    

Öncelikle bu hafta yeni bölüm geciktiği için özür dilerim. Sınavlardan dolayı ancak vakit bulabildim. Bölümler kısa biliyorum ama fazla sıkmak istemiyorum. Bu bölüm geciktiği için elimden geldiğince uzun yazmaya çalıştım. İlk defa bu tarz hikayeler yazıyorum. O yüzden biraz kötü yazıyor olabilirim iyi olmaya çalışıyorum. Eksik gördüğünüz yerleri söylerseniz sevinirim. İyi okumalar umarım beğenirsiniz. Yorumlarınız bekliyorum :)

*****

Telefonun ekranı parlayınca mesaj attığını düşündüğüm için telefonun yanına ışınlandım. Ama mesaj Kaan'dan gelmemişti. 'BENİ ÖZLEDİN Mİ?' Yazıyordu mesajda gözlerimi büyüterek ekrana bir kez daha baktım. Hayır ya bu o olamaz dimi?

Aslında tam olarak oydu İspanya'da ki kuzenim Demir. 2 yıl önceye kadar Türkiye'de yaşıyorlardı. Ama dayımın işleri yüzünden İspanya'ya taşındılar. Sonra zaten bayram konuşmaları dışında nerdeyse hiç konuşmadık. Demir'i çok severdim oda beni severdi ama nedense taşınmaları aramızdaki bağları biraz -baya- zedelemişti. Ve şimdi gecenin bir vakti mesaj atması biraz garip gelmişti. Tam cevap yazacakken kapı çalmıştı. Kaan olduğunu düşündüğümden ve başkasının açmasını istemediğimden koşarak kapıyı açtığımda karşıma benden biraz uzun yapılı vücudu olan benim yaşlarımda veya 1-2 yaş büyük sert yüz hatları olan biri çıktı. Karşımdaki taşa mal mal bakarken annemin 'Demir ne kadar büyümüşsün öyle' demesiyle karşımdakinin Demir olduğunu anladım. Benim aksime Demir şaşırmamış gibiydi. İçeri girdi ve 'Hala, seni çok özlemişim.' Diyerek anneme sarıldı. O şaşkınlıkla benim ağzımdan bir tek 'Abi evrime geçirmişsin.' Çıkabildi. Bu sözümü duymamaları için dua ediyordum ama ikisi de gülünce duyduklarını anladım. Annemle sarılmaları bittikten sonra bana döndü ve 'Sende hiç değişmemişsin Sol' dedi. Sağol ya çok moral oldu insan bir çok değişmişsin güzelleşmişsin büyümüşsün der ama bizim beyefendimiz anca... ...bi dakka o bana az önce 'Sol' mu dedi ben mi yanlış anladım? 'Aşk oldun notaya mı benziyorum?' Dedim hüzünlü bir sesle o ise ne dediğimi anlamayan bir şekilde bana bakınca 'Hani sen demek bana 'SOL' ben demek nota mı ben? sen gitmek İspanya'ya unutmak Türkçe?' Dememle kahkahayı patlatması bir oldu. 'Kızım sende iki dakkada beni İspanyol yaptın. Aşk olsun ben hiç Türkçe'yi unutturmuyum. Hem 'SOL' İspanyolca'da Güneş anlamına geliyor seversin zannetmiştim ama istemezsen demem.' İnanmıyorum ya resmen çocuğa rezil oldum. 'De ne istiyorsan onu de' dedim atarlı bir şekilde. Annem salona geçmemizi işaret ettiğinde elindeki çantayı bırakıp salona geçti. 'Neden geldin?' Diye sorduğumda annem 'Kızım o ne öyle sorguya çeker gibi özlemiştir gelmiştir çocuk geldi ya sen ona bak.' Dedi hafif kızar gibi olan ses tonuyla. Demir'e baktığımda hayatından gayet memnun gibi bizi izliyordu. ona soru sorar gözlerle baktığımı anlayınca oturduğu yerde dikleşti ve 'Halam seninle konuşmadı mı?' Diye sordu. Anneme anlamayan gözlerle baktığımda 'Belli ki konuşmamış. Hala...' Diyerek sözü anneme bıraktı. 'Aslında bunu Demir gelmeden önce söylemeyi düşündüm ama bu haberi sana Demir'in vermesi daha iyi olur gibi geliyor.' Diyerek topu Demir'e attı. 'Demir...' Dedim soran gözlerle Demir'e bakarken 'Exchange programına katıldın.' Dedi bir çırpıda 'Pardon ne çeynç' diye atıldım. 'Exchange' diye düzeltti Demir. 'Bir nevi değişim programı... falan filan falan filan işte şimdi yarın benim İspanya'dan bir arkadaşım gelicek 2 hafta sizde kalacak sonra ki 2 hafta sen İspanya'ya gideceksin ve onların evinde kalacaksın.' Hiç nefes almadan konuştuğunu konuşması bittikten sonra derin bir nefes alınca anladım. Aslında eğlenceli olabilirdi. Yurt dışından hep arkadaşlarım olsun isterdim. Gerçi bu yaz 4 haftalığına yaz okuluna gitmiş ve orada oldukça çok arkadaş edinmiştim ama bu farklı olucaktı daha yakın olucaktık. Aynı evi paylaşacağım bir kız kardeş gibi... Ayy çok heyecan verici. 'Nasıl biri gıcık olmasın hiç hazetmem.' Dedim. 'Yok gayette seversin çok iyi bir insan anlaşacağınızı düşünüyorum o yüzden buraya gelmesini ben istedim İspanya'da ki en yakın arkadaşlarımdan biri.' Dediğinde daha çok merak etmiştim. 'Kızlarla bu kadar yakın olduğunu bilmiyordum.' Dedim ama fısıltı şeklinde söylediğim için kimse beni anlamamıştı. Demir annemin elinden poğaça tabağını alırken soru soran gözlerle bana baktığında sadece omuz silkmekle yetindim. 'Ne zaman geliyor demiştin?' Diye sorduğumda 'Yarın' dedi. Bu kadar yakın zamanda geleceğini beklemiyordum doğrusu o yüzden şaşırmıştım. 'Peki kaçta geliyor?' diye sorduğumda ağzına attığı lokma yüzünden konuşamadı ama eliyle bilmiyorum işareti yaptı. Lokması bitince 'Erkenden gelir fazla geçe bırakmaz.' dedi. Tabağındakileri bitirince 'Ben çok yorgunum malum yoldan geldim. Ben artık yatıyım.' dedi ve yanağımdan makas aldıktan sonra odadan çıktı. Bir süre oturduktan sonra yorulduğumu farkettim ve bende yatmak için odama çıktım. Uyuya dalmadan önce son düşündüğüm şey nasıl biriyle karşılaşacağım oldu...
*****
Sabah saat 7:00 da annemin 'Hadi kızım' sesiyle uyandım. Her zaman ki gibi içimden hiç uyanmak gelmiyordu ama annemin ben uyanana kadar aynı şeyi söyleyeceğini bildiğim için inatlaşmayarak yataktan çıktım. Elerimi yüzümü yıkadım ve en sevdiğim ve bana en çok yakıştığını düşündüğüm krem rengi üzerinde çiçek desenleri olan diz üstünde biten elbisemi giydim saçlarımıda yaptıktan sonra hazırdım. Aşağı indiğimde Demir'in koltukta yarı uyur yarı uyanık pozisyonda yattığını gördüm. Tam korkutacakken kapı çaldı. Bende planlarımdan vazgeçerek kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda karşımda ki kişiyi görünce kanım dondu. Bir dakka ya! Hayır, olamaz dünya bu kadar küçük olamaz!

KOMŞU ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin