8. bölüm

5K 227 27
                                    


"Daha zamanı var prenses." Diyen kayahana attığım bakış "ne diyon lan yapraam" diyordu.

Hızla kucağından doğrulup elbisemin eteklerini düzelttim.

"Eee, lavabo burası. Birşey olursa şaaparsın. Seslenirsin. Bende şaaparım." Diyip saçımdan çıkan cesur saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdım. Merdivenlerden koşar adımlarla inerken kalbimin neden bu kadar hızlı attığını düsunüyordum. Başımı hafifce sallayıp kendime gelmeye çalıştım.

Masanın üzerindeki bardağa su doldurup mutfağa yüzümü döndüm. Elimi kalbimin üzerine koyup gözlerimi yumdum. Bana dediklerini düsünüyordum. Onu bir daha öpmek düsuncesi benim yanaklarimi kızartırken. Elimi kalbimin üzerinden bir an olsun çekmiyordum. Hala yavaşlamamişti ve bu beni telaşlandırıyordu. Gözlerimi sanki mümkünmüşcesine dahada sıkı kapadım.

Bir anda ağzımı kapayan el ani çığlığımı bastiŕmisti. Gözlerimi açtığımda karşımda duran Kayahan daha yeni yavaşlayan kalbimi yine hızlandırmıştı.

"Seni bu kadar etkilediğim aklıma gelmemişti küçük hanım." Dedi kayahan sırıtırken.

"Ne alakası var be. Ben sadece... bugün çok yoruldum ve .... ve dinlenmek için yaptım. Hem ne alakası var. Bu işe zorunluluk diyelim." Dedigimde Kayahanın sırıtışı bir anlık kaybolmuştu. Somra geri gelmişti.

"Demek öyle.." diyen kayahan üzerime doğru küçük adimlarla bana yaklaşıyordu. Ben yine donup kalmiştim. Geri giderken arkamda duran masaya tam anlamiyla yapismistim.

Kayahan iyice yakınlaşmışti. Gözleri gözlerimde değil, dudaklarımdaydı. Ve ben sadece ona bakıyordum. Ne yapacağımı düsünemiyordum. Hızlanan kalbimin beni heyecanlandirması ayrı bir konuydu. Kayahan aramızda neredeyse hiç boşluk bırakmamıştı.  Bir sarsılmam onu öpmemi sağlayacaktı.

Kayahan elini uzattı. Ben gözlerimi yumdum. Öpmesini istemiyordum. Yüzümü yana cevirdigim sirada bardak sesi benim gözlerimi acmamı sağladı.  Kayahana baktigimda arkamfaki masadan bardaği eline almiştı.

Ne yani beni oyuna mı getirdi bu ibişik ?!?!

"Gerçekten hiç etkilenmiyorsun prenses. Bir an kalbinin sesi kulaklarımı patlatacak sandım." Derken elindeki bardakla ugrasip gulümsemesini saklamaya çalısiyordu .

"N-ne alaka ya. Ben dedigim gibi yorgunum. Ondan oldu o bi kere. Sen hem beni oyuna mı getirdin ibişik?"dedigimde gülen yuzü düsmüstü.

"Kızım kac kez demeliyim bana sunü deme diye. Ibisik ne lan?" Onun bu dedigine gülerken ona yaklaştım. Onun bana yaptığını yapacaktım. Kimse beni oyuna getiremezdi. Ona ufak adımlarla yaklasırken hafiften gülüyordum. Benim yaptıklarım onun yüz hatlarını geriyordu. Çenesi kasılıyordu. 

Ona iyice yaklaşmiştım. 1 adım kala elimi kalbinin üzerine koydum. Kalbi gümbür gümbürdü. Dudaklarına bakıyordum. Ona göz ucuyla baktığimda oda dudaklarıma bakiyordu. Ona yaklaşırken dudaklarını es geçip kulaklarına ulaştim.

"Daha zamanı var küçük prens." Söyledigimle gözleri faltaşı gibi açılırken ben arkamı hızla dönüp salona geçtim. Benden hemen sonra Kayahan gelmişti. Bana öyle baķıyorduki korkmuştum.

BU NE CESARET YARABBI. SENINLE TANİŞMAK ISTIYORUM YIĞİDİM BENI MUTLAKA ARA.

Dercesine bana bakan Kayahan ( artik hayal ediceniz anam.) 

"E hadi madem biz sizi kapıya kadar gecırelim. " diyen babamla ikimizde babama döndük. Aklıma gelen fesat şeyle gülerken gözüm Kayahana kaydı. (Şuan yazar anırıyor snsjsjs) oda benim gibi gülmesini saklıyordu. Kesin aynı seyi düşünmüştük. 

Görevimiz: EvlilikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin