YANLIŞ ANLAŞILMA (gxg)

Bölüm - 31

Derin kalan vücunda kalan son güç ile birlikte elindeki basketbol topunu potaya yolladı ve topun sepetin içinden geçişini izledi. Antremanı çoktan bitmişti ve takım arkadaşlarının hepsi büyük ihtimalle çoktan evlerine varmışlardı. Ama Derin kendi kendine topu sürüp rastgele atışlar yapmaya devam ediyordu. Hem son bir haftadır basketboldan uzak kaldığı için oynamayı özlemişti hem de basketbol oynamak onu rahatlatıyor ve zihninin dinlenmesini sağlıyordu.

Derin her ne kadar spor salonunda yalnız olduğunu düşünse bile aslında değildi. Selin yandaki spor salonunda kendi antremanı bittiğinde Derin'e bakmak için basketbolcuların soyunma odasına gitmişti ancak onu orada bulamamıştı. Ve ardından spor salonuna gelmişti ve Derin'i oynamaya devam ederken bulmuştu. Selin o zamandan beri tribünlerden birinde oturmuş Derin'i izliyordu.

Derin o kadar konsantre olmuş bir şekilde oynuyorduki kafasını kaldırsa hemen Selin'i görebilirdi ancak yaklaşık bir saattir onun varlığını fark edememişti. Bu fırsatı Selin değerlendirerek Derin'in her bir hareketini en ince ayrıntısına kadar izledi.

Derin'in attığı her adımda kasılıp gevşeyen pürüssüz bacakları, topu her sektirdiğinde bir an için görünüp sonra yok olan kol kasları, topun her hareketini takip eden masmavi gözleri, konsantrasyondan dolayı çatılmış kaşları, koşarken arkasından sallanan at kuyruğu yapılmış uzun saçları ve arada bir dilini üzerinde gezdirdiği dolgun dudakları.... Selin Derin'in vücundaki her bir ayrıntıyı inceledikçe onun daha da mükemmel olduğunu düşünüyordu ve gözlerini ondan alamıyordu.

Derin son birkez daha topu potaya gönderdikten sonra üzerindeki basketbol tişörtünün eteklerini hafifçe kaldırıp alnında biriken terleri yavaşça sildi. Farkında olmadığı bir şey vardı. O da bunu yaparken hafifçe belli olan karın kaslarıyla Selin'e adeta bir şov yaptığıydı.

Selin daha önce hiç böyle hissetmemişti. Kimseye karşı böyle duygular beslememişti. Ne duygusal ne de fiziksel olarak kimseye karşı hissetmediği şeyleri Derin'e karşı hissediyordu. Selin her ne kadar Derin'in güzelliğini bozmaktan korktuğu için ona dokunmaya korksa da onun vücudunun her bir yerinde ellerini dolaştırmayı, tenini parmaklarının ucunda hissetmeyi her şeyden çok istiyordu.

Selin'in yanakları Derin'in karın kaslarına ve sporcu sütyenin altında saklanan göğüslerine bakıca aklından geçen düşüncelerle birlikte koyu kırmızı bir renk almıştı. Eğer Derin onun sevgilisi olmasaydı şu an yaptığı şey çok yanlış olurdu ancak Derin ile sevgili oldukları için onu cinsel anlamda şeyler düşünerek izlemesi Selin'i rahatsız etmiyordu ancak utanmasına sebep oluyordu.

En sonunda Derin tişörtünü geri indirip tribünlere doğru yürümeye başladı ve kafasını kaldırdığı anda Selin ile göz göze geldi. Derin'in yüzünde anında kocaman bir gülümseme oluşmuştu. Selin de kendi gülümsemesine engel olamayarak kendine doğru yaklaşan kızı izledi.

Derin tribünlerin yanına geldiğinde kenarda duran banktan suyunu aldı ve büyük birkaç yudum aldıktan sonra Selin'e bakıp gülümseyerek "Selam güzellik." dedi ve göz kırptı. Ardından kenarda duran havlusunu eline alıp yüzünde ve ensesinde biriken terleri silmeye başladı.

Bu sırada Selin hiçbir şey demedi ancak Derin'in her hareketini gülümseyerek izlemeye devam etti. Selin ömrünün sonuna kadar Derin'i izleyebileceğini düşünüyordu. Derin'in bir daha konuşması Selin'i düşüncelerinden çıkarttı.

"Ne zamandır bekliyorsun?"

Selin telefonundan saate baktıktan sonra omuz silkerken cevap verdi.

"Saat yedi buçuğa geliyor yani yaklaşık bir buçuk saattir."

Selin'in cevabıyla birlikte Derin'in gözleri kocaman açıldı ve yüzünü endişeli bir hal aldı. Gözlerini Selininkilerden kaçırarak konuştu.

"Özür dilerim. Saati fark etmemişim. Bilseydim çoktan evde olurduk. Biliyorum sen de yorgunsun. Ben hemen duş alıyım. Sonra gidelim tamam mı? Cidden çok özür dilerim."

Derin Selin'in kıkırdadığını duyunca kafası karışmış bir şekilde ona baktı ve Selin'i sakin bir şekilde güzel gözleriyle kendine bakarken buldu. Selin yüzündeki gülümsemeyi hiç eksik etmeden "Öyle gevelediğinde çok tatlı olursun ve sakin ol. Sana kızmadım ki." dediğinde Derin hem rahatlamış hem de biraz utanmıştı.

Selin yerinden kalkıp tribünlerden spor salonuna doğru merdivenlerden inerken Derin gülümsemesine engel olamadan "Kızmadın mı?" diye sordu. Selin Derin'in yanına vardığında tekrar kıkırdadı ve kumral kızın yüzüne düşen bir tutam saçı eliyle Derin'in kulağının arkasına koydu.

"Tabiki de kızmadım. Hem ben bu süre boyunca yaptığım şeyden memnunum."

Derin kollarını Selin'in beline dolayıp onu kendine çekerken özgüveni yerine geri gelmişti ve her zamanki kendini bilmiş tavrıyla ama şakacı bir ses tonuyla birlikte "Demek beni izlemek hoşuna gidiyor öyle mi?" diye sordu ve tek kaşını hava kaldırdı.

Selin Derin'in yüzünü kendininkine Derin'in boynuna doladığı havludan onu kendine çekerek yaklaştırdı ve dudaklarının değmesine çok az bir mesafe kaldığında "Fazlasıyla." diyerek fısıldadı.

İki kızın dudakları birbirine değdiğinde ikisinin karnında kelebekler uçuşuyordu. İkisi içinde zaman durmuştu ve bu dünyada sadece onlar vardı.

Öpücükleri kısa ama anlamlıydı. Birbirlerinden ayrıldıktan sonra el ele tutuşup Derin'in duş alması için soyunma odasına ilerlediler. Derin duşu evde alabileceğini Selin istiyorsa bir an önce eve gidebileceklerini söylese de Selin onu bekleyeceğini söyledi ve duş yapmaya gitti. Bu sırada Selin soyunma odasındaki banklardan birine uzanmış kendi antremanından dolayı yorgun olan bedenini dinlendiriyordu.

Yaklaşık onbeş dakika sonra Derin duştan çıkıp üzerinde havlusuyla soyunma odasının giyinme tarafına ilerledi. Selin bıraktığı yerde yoktu. Derin Selin'in belki su almak için su makinesine gitmiş olabileceğini düşünerek kıyafetlerini aldı ve kabine ilerledi.

Derin tam üzerinde eksik tek şey olan tişörtünü giyinirken dışardan bağırma sesleri duymaya başladı. Hemen kabinden çıkıp kapıya doğru ilerledi ve kendini koridora attı. Görünürde kimse yoktu ama sonra duyduğu çığlık Derin'i harekete geçirmeye yeterdi. Çığlık Selin'e aitti.

"BIRAK BENİ!!!"