Şimdi size kurgusu tamamen bana ait olan hikayemi kısaca anlatacağım.
*Kısa(sözlük anlamı):Az süren, uzun olmayan. :D
Çalıntı olmasın please ^-^
Ama benim size güvenim tam...
Neyse ben başlayayım.
Bundan yaklaşık olarak 50 yıl önce, dönüştürücüler dünyada en çok tanınan ve bilinen kişiler olarak anılıyordu. Bu kişiler HER MADDEYİ farklı bir şekle sokabiliyorlardı. Mesela dönüştürücü, su dönüştürücüsünü kullanacak. Bu suyu bir kılıca dönüştürebilir. Ama sudan bir kılıca. (Kısacası Fairy Tail'daki Gray'in buz büyüsü gibi düşünebilirsiniz. Ama bunun her madde ile yapılabilen hali.) İşte böyle...
Bir gün bu dönüştürücüler bir savaşa gidiyor ve bu savaşta neredeyse hepsi ölüyor. Sonra tek dönüştürücü Rolin denilen birisi olarak kalıyor.
En son Rolin de öldüğünde bütün dönüştürücülerin soyu tükenmiş ve dünya üzerinde hiçbir dönüştürücü kalmamış oluyor ^-^
Bu arada Rolin ölürken öldüğü bölgeye bütün gücünü bıraktığı ve o bölgenin tamamen yeşile büründüğü söyleniyor.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
*Bu arada yukarıdaki harita gerçekten de hikayemin haritası ^-^
Ardından bu insanlar diyorlar ki: ''Bizim bütün dönüştürücülerimiz öldü. Biz en iyisi yapay dönüştürücüler yapalım.''
Ve gerçekten de yapıyorlar...
Tam 100 kişi seçip bu 100 kişiyi bir adaya götürüyorlar.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bu adada 100 kişiye işkence ediyorlar ve deneyler yapıyorlar. Bu deneyler sonucunda şu kanıya varıyorlar.
Her kişi sadece bir dönüştürücü sahibi olabilir. Yani eğer bir su dönüştürücüsü ise bu kişi 2. bir maddeyi dönüştüremiyor. Ama eski dönüştürücüler dönüştürebiliyordu. Falan falan...
En sonunda bu 100 kişi isyan çıkarıp gemilere binip buradan kaçıyorlar.
Normalde Enarion'a gitmeleri daha mantıklıyken Enarion'daki kralın onları bulur bulmaz adaya geri göndereceğini bildikleri için en güvenli olan yere yani Rikkenbenn'e gidiyorlar.
