18

8.9K 372 38
                                    


"Merhaba."diyen Alev'e kafasını sallayarak selam verdi Ali.Alev daha rahat konuşmak için Ali'nin tam karşısına geçti ve "Nasılsın, ne var ne yok?"diye gülümsedi.

"İyidir iyi, ama işim var."deyip arabaya binmek için hareket ettiği sırada Alev o an ki  refleks ile Ali'nin kolundan yakaladı.Ali önce koluna sonra Alev'e baktı ve kolunu çekti.Bunu öyle bir umursamazlıkla yaptı ki...Kendi bile şaşırıyordu bazen.Kolu şu an cayır cayır yanıyor ama dışarıya bir külünü bile uzatmıyor, aksine öyle bir buz kütlesi gösteriyordu ki karşısındakine.Yılların ona kattığı en büyük şey belki de buydu.Çok kalın duvarları vardı onun.Kolay kolay kimsenin geçemeyeceği kalınlıkta.Hiç kimse ne hissettiğini anlayamazdı.Alev'de Ali'nin bu umursamazlığına şaşırmış biraz olsun iyimser bir tepki beklemişti.Bozuntuya vermedi Alev.

"Ne işin var ki?Biraz konuşalım istedim."dedi.

"Ne konuşacaksın kızım sen benimle, şu an karşımda böyle arsızca dikilmen benim için ne anlam ifade ediyor biliyor musun?"

"Ali bak-"konuşmasına izin vermeden,

"Dur dur ben söyleyeceğim.Yüzsüzsün biliyor musun?Şu an da karşımda yüzsüz bir şekilde dikiliyorsun."

Gözlerini kocaman açıp "Sen bana hakaret edemezsin."deyip sesini yükselten Alev'e doğru bir adım attı ve biraz başını eğip, "Sende haklısın hakaret etmeye bile değer değilsin?"deyip kafasını kaldırdı.

Alev canının yandığını hissetti.Şimdiye kadar hiç kimse Alev için böyle ezici konuşmamıştı, konuşamamıştı.Asıl Alev'in canını acıtan hissederek söylemesi ve hissederek bakmasıydı.Öyle bir bakıyordu ki...Sanki iğreniyordu ondan.Bu kadar kötü ne yapmış olabilirdi Ali'ye? Evet ufak tefek hatalar yapmıştı ama bu muameleyi görecek kadar ileri değildi hiç biri.

Ali için zordu.Şu an uğruna  dünyaları yakacağı kıza nefretle bakıp hakaret etmesi çok zordu.İçi kıyılıyor, nefesi çekiliyordu.Ama olması gereken buydu.Alev'in hakettiği değer buydu.Kalbine dur demesini bilecekti yoksa üzülen her zaman olduğu gibi yine kendi olacaktı.'Bu sefer değil' dedi beyni.'Bu sefer kalbinin söz hakkı yok...'

Alev kendini biraz toparladı ve  "Seninle sadece konuşmak istiyorum tamam mı?Gerçekten her şeyi konuşmak ve şu aramızdaki sorunu halletmek."dedi.

"Benim seninle konuşacak bir şeyim yok diyorum Alev, anlamıyor musun yoksa  salak numarası mı yapıyorsun bas git uğraştırma beni?"

Gözlerinin içine bakarak, ismi ile ona seslenmek  ve aynı zamanda hakaret etmek tuhaf hissettirmişti.

"Anlamıyorum Ali.Sadece konuşacağız neden kaçıyorsun asıl ben anlamıyorum."

Onunla gerçekten konuşmak istiyordu.Arada buzların olması Alev'e zarar veriyordu.Arasını iyi tutması lazımdı ki yoksa bu onun ilişkisine dokunacaktı.Hem bu sebeple, hem de gerçekten onu sevip sevmediğini bilmek istiyordu.Soracağı merak ettiği şeyler vardı.

"Ne kaçacağım ulan ben.Kendinle mi karıştırdın beni?"

"Ali laf sokmalarına bir şey demiyorum ama elbet sana bunlarıda soracağım.Akşam dokuzda tepeye geleceğim ve seni bekleyeceğim.Madem şu an işin var akşam konuşacağız."

"Tepede seninle görülecek kadar düşmem ben.Adın çıktı çıkacağı kadar bir de utanmadan gece kız başına, ne bok ediyorsun orada diyeceklere ne diyeceksin düşünmeden hareket ediyorsun?"

"Bak Ali babam mahalleye çıkmama izin veriyor.Akşam da çıkarım ve ayrıca mahallelinin ne dediği umrumda bile değil.Ben kimseye görünmeden orada olurum.Tepede bildiğim gizli bir yer var orada buluşuruz ve kimse görmez bizi oldu mu?"

KADIRGALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin