6

13.4K 559 24
                                    



Her sabah güneşin sizin için doğduğunu hayal edin diyordu birileri.Biz öyle hayal etsekte o günümüz güzel geçmiyordu ki ne diye boş hayallere kapılacaktık.Biz böyle gelmişiz böyle gidecektik.Ali, umut etmeyi bırakalı yıllar olmuştu değil güneşin doğuşu onun için doğacaktı.Sadece sonunu merak ediyordu o, ne olacaktı.

"Ulan kafam kazan gibi."Arabada yanında oturan ve kafasını iki elinin arasına almış sızlanıp duran Özcan'a baktı."Bok mu vardı lan o kadar içecek."diye sinirle söylendi.Kafasını Ali'ye çeviren Özcan"Oraya içmeye gitmedik mi oğlum."deyince,

"Ulan içmeye gittikte, ayarında.Naptın tozdan fazla mı aldın?"diye sordu.

"Yok be bir paket çektim.İçkiyi sek içince vurdu."

"Neyse eve gidelim bir yıkan amına koyayım leş gibi içki kokuyorsun."Özcan elini Ali'nin saçlarına daldırıp "Ooo beyimiz duşunu almış."deyip sırıttı.Kafasını geriye çeken Ali "Kes lan."diye hemen ayarı çekti, yoksa biliyordu ki Özcan iğrençleşip Sultan'la neler yaptığını sorup onu sinir edecekti.Yapardı.

Arabayla mahalleye girdikleri sıra Ali'nin telefonu çaldı.Arayana baktığında annesi olduğunu gördü.Sesli bir küfür savurdu ve telefonu kulağına götürdü."Ne var?"diye sordu.

Neden dün gelmediğini soran annesine "İşim çıktı." diye cevap verdi.Annesi daha uzun uzun kelimeler sıralamaya başlayınca "Tamam geliyorum kapat."dedi ve telefonu kapadı.Ne yapacaktı bu kadınla onu da bilmiyordu.Hala hayatının içine sıçmaya devam ediyordu utanmadan.Evlerinin önüne gelince Özcan'a bakıp annesine gideceğini söyledi ve onu arabadan indirdi.Kendiside dün giremediği eve doğru sürdü.

Orhan Baba'dan 'batsın bu dünya' şarkısını son ses açtı ve vites birdeyken usul usul arabayı sürdü.Gitmek için acele edecek değildi.Tesbihle birlikte sol kolunu camdan dışarıya çıkardı ve tesbihi eline aldı.Mahallede bu tip olaylar çok doğaldı artık kimsenin dikkatini çekmiyordu ama bu kişi Ali olunca ister istemez çekiyordu.

Ali'yi gören genç kızlar aralarında fısıldaşıyor birbirlerine arabayı işaret ediyorlardı.Şimdi o Tofaş'ın içinde Ali ile birlikte mahallede turlamak için neler vermezlerdi.

İnsalar böyleydi işte çoğu çıkar için...

Arabayla çeşmenin oraya geldiğinde biraz ileride yürüyen Melek'i gördü.Kendi başına yukarı mahalleye doğru çıkıyordu.Eğer onunla aynı yere gidecekse onuda götürebilirdi.Melek'in arkasından usulca arabayı sürdü.

Melek arkasında yüksek sesli bir müzik ile araba sesini duyunca ister istemez gerildi.Mahallenin puşt erkekleri yine laf atacaktı kesin.Oda alışmıştı gerçi "at gibi mübarek, hişt güzelim hepsi senin mi, evlen benimle mesut olalım kız..." Bu laflar sadece bir kaçıydı.Sevmiyordu o pisliklerin o tacizci kelimelerini, hoş kim severdi ki.İnsanlar azmış, kudurmuştu artık.Ar, namus hiç bir şey yoktu.

Daha hızlı adımlar atmaya başladığında kulağında korna sesi patladı.İrkilerek arkasına döndüğünde oldukça şaşırmıştı, işte bunu beklemiyordu.Yani Ali'yi görmeyi.Dibinde duran arabaya şaşkın bakışlar atmaya devam etti.Müziğin sesini kısan Ali pencereden kafasını çıkardı ve,

"Nereye gidiyorsun?"diye sordu.Melek ister istemez heyecanlanmıştı Ali'yi görünce.Bu kalbi çok kurnazdı."Ş..Şey Ayşe halama gidiyordum."diye söyledi.Bir ara kekelediğine lanet etti."Hayır niye kekeliyorsun o da insan değil mi salak."Kendi kendine içinden kızıyordu.Ama gönül onu dinler miydi?Hayır.Gönül özgürdü.

"Gel atla hadi bende oraya gidiyorum bırakayım seni?"

"Yok hiç gerek yok ben giderim, sen git."Bu heyecanla ne yapacağını bilememişti.Ama Ali arabasına binmesini istemişti değil mi?Bu onun heyecanlanması için yeterli bir sebepti tabi ki.Kafasını kaldırdığında onları izleyen birkaç meraklı mahalleliyi gördü.Gözleri orada kalırken Ali'de onun baktığı yere baktı.Sonra kafasını tekrar Melek'e çevirerek, "Gel buraya Melek.Sen benim çocukluk arkadaşımsın bırak mahalleliyi onlar ota boka konuşuyor zaten, ben varım kimse bir şey diyemez sana."

KADIRGALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin