|26|Gözyaşı Taşı

2.4K 175 52
                                    


Aiden doğrulduğunda kendini saatlerce ağlamış gibi hissediyordu fakat hayır gözyaşları sadece beş dakika boyunca akmıştı ve şimdi daha dinçti. Çabuk toparlanmayı, ayağa kalkmayı iyi biliyordu artık. Birden fazla kez yere düşünce bunu öğrenmek zorunda kalıyordunuz.

Yaşlı gözlerini siler silmez kapıda belirmişti biri. Meleği, sevgilisi Rafael'di gelen. Onu görünce Aiden'ın kalbinde bir ihanet hissi oluştu. Suçluluk ruhunu kemirirken meleği gelip ona sıkıca sarıldı. Suçluluk iki kat arttı ve ruhunu yakmaya devam etti. Meleğinin duygularını hissetmemesi için kanallarını kapattı. Duygularını içine hapsetti.

"Daha iyi misin aşkım? Yanında olamadım. Sorgu beklediğimden daha uzun sürdü. Ruhsal savunmaları oldukça güçlüydü ama nihayetinde onu çözdüm."

Aiden kollarını meleğine daha sıkı sarıp, karanlık hislerinden uzaklaşmaya çalıştı. Işığını kaybetmemeliydi. 

"İyiyim. Sen yanımdasın ve daha iyiyim. Demek soruşturma bitti peki sonuç? Kimmiş?"

Aiden korkuyla cevabı bekliyordu. Bu yüzden gözlerini sıkı sıkıya kapadı.

"John Blackbone. İblis Avcıları'nın lideri ve anlattığına göre daha doğrusu anlattırdığıma göre senin baban."

Aiden daha sıkı sarıldı meleğe. İblis'in dedikleri doğruydu. Dün gece hayatını kurtaran Kont'tu. Bir başkası değil, ona yalan söyleyen ve onu kullanan canavarın ta kendisiydi. Peki bunu neden yapmıştı?

Başını sıcak göğüsten çekip altın sarısı gözlere baktı. Rafael ona öyle derin bakıyordu ki bu derin altın gözleri hak edip hak etmediğini düşündü.  "O zaman gidip babamı görelim.Derdi neymiş öğrenelim." dedi yutkunarak. Ve sonra çıkmak için hareketlendi fakat Rafael onu durdurdu. Eli bileğini sıkıca kavradığında bir an her şeyi anlamış olabileceğini düşündü. İçindeki o karanlığı fark etmişti!

Aiden yavaşça meleğe dönerken Rafael duvardaki kılıcı gösterdi.

"Onun yerinin orası olmadığından eminim."

Aiden bir an rahatladı ama gözlerini kırpıştırıp şaşırmış gibi yaptı. Sonra elini alnına dayadı. "Üzgünüm. O kadar stresliydim ki kendimi bir an kaybetmişim." Gidip kılıcı duvardan çıkardı ve kınına geri koydu. Rafael ona merakla bakıyordu. Meleğin sezgileri kuvvetliydi ve bir şeylerdeki değişimi anlayabileceğini Aiden iyi biliyordu. Anlamaması için dua etti.  Kendinden nefret ediyordu ama bunu atlatabileceğini düşünüyordu. O karanlığı içinden atabilirdi.

"İyi olduğundan eminsin değil mi sevgilim?"

Aiden sahte bir şekilde gülümserken "Evet, iyiyim. Hadi geç kalmayalım." dedi ve meleği beklemeden kapıdan çıktı.

Sorgu çadırına geldiklerinde adamın, katilin, babasının, ortada bir sandalyede bağlı olduğunu gördü. Mavi gözleri çılgın gibi görünüyor ve suratı kağıt beyazı renginde terle parlıyordu. Aiden yabancıya dikkatle baktı. Aralarında bir benzerlik aradı ama yoktu. Bu katilin babası olduğuna dair en ufak bir benzerlik göremiyordu. O annesine çekmişti.

"Şimdi konuş, piç herif! Bize anlattıklarını ona da anlatacaksın!"

Zero'ydu bağıran. Gözleri deli deli bakıyor ve burun delikleri öfkeyle açılıp kapanıyordu.Hemen yanında siyahlar içinde Kelha duruyordu. Gözlerini kapamış bir şeyler mırıldanıyordu. Aiden önce katilin deli mavi gözlerine sonra da yanındaki sevgilisinin sıcak altınlarına baktı. Rafael ona güven verircesine bir bakış yolladığında ilerledi. Derin bir nefes aldı.

DRACULA(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin