|11|Kapı

4.6K 358 29
                                    

Zero, Aiden'ı mağaraya doğru ittirdi.Gözlerinde yine savaşçıl bir parıltı belirmiş,yüzü sertleşmişti.

-Sakın burdan ayrılma!
Diye uyardı, Aiden'ı.Parmağını ona doğru tutup bağırmıştı.

Aiden sadece başını sallamakla yetindi.Çünkü korkuyordu.Zero öfkelendiği zaman cidden korkunç oluyordu.

Kaslı genç geldiği yönde geriye koşmaya başladığında, Aiden endişeyle arkasından baktı.Zero için endişeliydi evet.Ama en çok da kendisi için endişeleniyordu.Şimdi ne yapacaktı?Kime güveneceğini bilemiyordu.İlk başlarda Zero'ya güvenmişti fakat sonrasında kaderini kabullenmişti.Dracula'yla arasında erotik bir bağ oluşmuştu ama ona aslında hiçbir zaman güvenmemişti.Annesinin dedikleri doğru olabilirdi.Dracula'ya güvenmemeliydi.Şekil-değiştirenlere de pek güvenmiyordu.Zero, çabuk öfkelenen kaba biriydi.Tamam bazen Aiden'ın gözüne tatlı ve yakışıklı görünüyordu ama özünde buydu ve bir kurda dönüşebiliyordu.Dracula gibi, bir yönden o da bir canavardı.

Kimseye güvenemez miydi?
Düşündüğünde şu an sadece Mai'ye güveniyordu.
Mai!Aklına nasıl gelmemişti?Bu kargaşadan yararlanıp onu kurtarabilirdi.Güvendiği tek kişi oydu ve Mai daha önce de olduğu gibi Aiden'ın buradan kurtulmasını sağlayabilirdi.

Mağaradan çıktığında gözleri çadırların arkasında gizlenen şiddet sahnesine kaydı.Dracula'yı görememişti ama zıplayan ve hırlayan kurtların kürklerini ayırt edebiliyordu.Ayrıca kocaman kartallar da gökyüzünde daireler çiziyor yere ani saldırılar yapıyordu.

Aiden kartallardan biri onu fark etmeden bir ağacın arkasına gizlendi.Hırıltı seslerinden uzaklaşmaya başladı.Mai'yi aramak için nereye bakabileceğini bilmiyordu.Tek bildiği bir kafese kapatıldığıydı.
Ağaçların arasında ilerlerken
-Aiden!
Diye bir ses duydu.Dönüp baktığında, Mai'yi gördü.
Ağaçların arasında kamufle edilmeye çalışılmış koca kafesin içinde perişan bir şekilde yere çökmüştü.Saçları ve kıyafetleri pisti, yüzüyse normal halinden daha da soluktu.Kemikleri derisinden fırlayacakmış gibi zayıf ve hastalıklı görünüyordu.

-Aman Tanrım, Mai?İyi misin?

Aiden hemen parmaklıkları kavradı ve çekiştirdi ama parmaklıklar milim oynamamıştı.

Mai'nin gözleri yerdeydi ve yüzü saçlarından görünmüyordu.

-Çok...Açım.
Dedi bitkinlikle.Ardından öğürdü.Aiden dehşetle geri çekildiğinde ağzından siyah kanlar çıkmış, kafesin zeminine mürekkep misali yayılmıştı.

-Seni burdan kurtaracağım,Mai.Merak etme.Sen...İyi olacaksın.

Aiden parmaklıklardan uzanıp kızın zayıf ve buz gibi elini tuttu.Mai, işte o sırada başını kaldırmıştı.Gözleri, kan kırmızısına dönmüştü ve dişleri upuzundu.O da bir canavardı.Tıpkı diğerleri gibi.

-Bunu yaptığım için üzgünüm Aiden.Ama çok açım.

Ardından Aiden'ın elini sımsıkı tutup dişlerini hızla bileğine geçirdi.O kadar hızlı ve açtı ki kan basınçla birlikte sıçramış ve yerdeki siyah kan birikintisine karışmıştı.Aiden yüzünü acıyla buruşturdu.Fakat bağırmadı.Bağırırsa yakalanırdı.

Mai'nin doymasını bekledi ama doyacak gibi görünmüyordu.Hem canı Dracula'yla olan ısırılma deneyiminden daha fazla yanıyordu.Şüphesiz bunda Mai'nin gözünün kan açlığıyla kararmış olmasının da payı vardı.Nazik olmayı düşünemiyor ve hızla Aiden'ın damarlarındaki hayat iksirini çalıyordu.

Bu sırada kafesin parmaklıkları üstüne kazılmış siyah işaretler, kızıl bir ışıkla aydınlanmıştı.Aiden bunun büyünün bir belirtisi olduğunu biliyordu.Belki de  Mai'yi bu kadar acıktıran şey, büyüydü.Elini kurtarmaya çalıştı.Başaramıyordu.Mai beklediğinden daha güçlüydü.

DRACULA(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin