Beyefendi'den, XX-XII.

5.5K 366 57
                                    

20 Aralık
08.22, sabah.

Sizi tanıyorken bunu itiraf edemediğim için kendime kızgınım. Doğrusu, kalbimdeki ağırlıklardan kaçmak için öyle kararlıydım ki bütün hislerim bu hırsın altında ezildi ve şimdi, kendimi hırpalamadan duramıyorum.

Gözleriniz... Onlar tarif edemeyeceğim kadar güzeldi kitapların üzerinde gezinirken ve anlatmaya çalışsaydım şayet, mübalağa ettiğimi düşünüp bana inanmazdınız. Beni mazur görmenizi isteyeceğim lakin evet, sizi izledim. Tanıştırılmamızın üzerinden çok geçmeden yanınızdan ayrılmak zorunda kalana dek bu şansa sahip olmuştum ve o kısa sürenin her anını bundan mahrum kalmadan geçirdim. Hayatımı bir başkasınınkine bağlamak üzere atılacak olan düğümlerin ilkinin kapısına ulaşmıştım fakat kalbim yine de özgürce sizin silüetinize uzanıyordu. Bu ızdırap dolu, değil mi? Evet, haykırışları olmayan bir acı bu, çığlıkları susturulmuş bir keder. Kimsenin bu talihsiz durumdan haberdar olmadığına dair şüphem yok ancak diğer yandan, kendim bütün bu olanların son derece bilincinde olduğum için haletiruhiyemin vaziyetinin gittikçe kötüleşmesine mani olamıyorum ve neticesinde, gülümsemelerimin sahtelikleri kendilerini bariz kılıyor. Kendime engel olamıyorum.

Yine de o gece, Bayan D. kütüphaneye geldiğinde bunu görmedi veyahut kaçındı bu hakikatten, gizledi bütün fark ettiği solmuş çiçekleri, rengarenk bir bahçenin içindeki. Bana öyle içten gülümsedi ki buluştuğumuzda, buz kesmiş avucumu tutan parmaklarının sıcaklığı, onun yanında, en zalim ayaza teslim olmuş bir kış gecesi gibiydi. Mutluydu, bunu hissedip onun yanında olamadığım içinse kendimi bir sahtekârdan farksız görüyordum zira kalbinin samimiyetine ihanetti hislerim ve doğrusu ben de, uzun bir zamandır bunun varlığıyla yanıyorum. Birlikte geçirdiğimiz her günde, onun güneşten bir parça olan elleri arasında yüreğim, soğuk bir cehennemde yaşıyor. Usulca erirken bedenim, her nasılsa, kalbim donuyor. Sizi her gördüğümde, ruhumun önüne şeffaf bir duvar örülüyor geçen zaman içinde. Hanımefendi, onu görüyor musunuz?

Görmeyin. Lütfen, onu gördüğünüzü söylemeyin bana. Sahte bir adam olmak istemiyorum gözlerinizde ya da bir yalancı olmamalıyım zihninizde. Buna dayanamam.

Aslında dün büyük bir savaş vermiştim bu satırları yazmamak için fakat işte, yine de buradayım ve büyük bir korkuyla sizin henüz tanıdığınız bir adam hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum. Birsam misali dudaklarının kıpırdanışı veya bakışlarındaki aldatıcı ışıklar, size neler anlattı? Belki de hatırınızda dahi kalmadı hiçbiri, unuttunuz ancak bu ihtimal beni öyle korkutuyor ki bahsini açmak dahi istemem.

Ben, sizin zihninizde bir iz bırakamadıysam eğer, henüz daha tanıştığımız günde, o halde başka bir gün sizi tekrar görebilmeyi nasıl umut edebilirim ki?

&

Beyefendi'ye ait mektuplardan ilkiyle geri döndüm. Henüz kesin bir karar veremediğim için devam hikâyesine dair düşüncelerimi ve detayları Beyefendi'nin mektuplarını yayımladıktan sonra sizlerle paylaşacağım.
Dilerim mektupları beğenerek okursunuz.
Sevgiler!

Instagram: thequenes
Ask.fm: thequenes

Beyefendiye MektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin