VI-II

8.1K 747 130
                                    

6 Şubat
11.23, akşam.

Bir gün, beyefendi, yalnızca tek bir gün...

Doğrusu, daha da kısa; saatler hükmetti sözcüklere, dudaklarımdan düştü zayıf vücutları, sizinle buluştu. Duygularım sıyrıldı yüreğimden, arındı ruhum yağmurun saf sularının ellerinde ve belki de bu bir ilkti, baktım gözlerinize çekinmeden. Şimdi bir kez daha uzun mesafeler ayırmışken bizleri, nasıl anlatmalıyım size hislerimi?

Sabah, bütün sadeliği ve telaş haricindeki durgunluğunu akşama dek korurken zaman neşeli bir çocuktu, koşarak atladı basamakları, çok geçmeden ilerleyen saatleri selamladı. Oysa ben hiçbir şekilde onun heyecanlı tavrına katılamıyor, gittikçe koyulaşan göğün kasvetini bütün benliğimde hissederken oturduğum koltuğun avuçlarım altında kalan kumaşına biraz daha sarılıyordum. Kahvaltıda eksikliğimin hissedildiğini düşünmesem de sonraki vakitlerde özellikle çay saatinde önce kız kardeşim ve Çiçekli Hanım, sonrasında ev sahibesi tarafından salona davet edildim ve orada olduğu gibi akşam yemeğinde de bir kez daha rahatsızlığımı mazeret olarak sunup bir başıma oturdum şöminenin yanında. Küçük bir ziyafet sunuyordu tepsiler lakin ayıramadı hiçbiri beni düşüncelerimin arasından. Külleriyle bir olan ateş kaç kez harlanmıştı, sayamamıştım ki artık onun ışığı kâfi gelmemeye, perdelerin açık olması dahi odaya kısık bir aydınlık verememeye başlamıştı ve vakti gelmişti şamdanlar içinde küçük bir güneş doğmasının. İşte o zaman, bir kez daha çalınmıştı kapım.

"Küçük gloksinyam," diyerek girmişti içeri kız kardeşim ve bana yaklaşırken dikkatle incelemişti yorgun yüz kıvrımlarımı. Görebiliyordum bakışlarındaki aynalarda solgun tenimi; aksi olamazdı zira dudaklarım yağlı bir urganla infaz edilmiş, bakışlarımın toprakları şiddetli yağmurlara karşı verdiği mücadelede muvaffak olmuş olsa da bütün gücünü yitirmişti. Daha ne kadar yorulabilirdi nefesim, bedenimdeki bu sızı her geçen gün biraz daha büyüyordu.

"Değerli ev sahibemizin doğum günü şerefine bir kutlama yapılıyor. Aşağıya gelmen onu mutlu edecektir."

Bu sözlerin üzerine yüzünde sahte bir gülümsemenin izleri bulunan küçük bir kız belirdi idam sehpasının önünde. Sakladı benim cansız gülüşlerimi, sanki gün bir ölüme şahit olmamış gibi kandırdı herkesi. O etrafındakilere sevinçle el sallarken ayağa kalktım ve kız kardeşimi onaylayarak, bizi en iyi şekilde ağırlayan bu nazik hanımefendiye olan minnetimi göstermek üzere odadan ayrıldım. Öyle neşeliydi ki etrafımı saran melodiler, salonu henüz adım attığım ilk anda terk etmek istedim fakat yapamadım ve böylelikle şu ana kadar gördüğüm en şık elbiseler içindeki davetlilerin arasından geçip ev sahibemizin yanına doğru yürüdüm. Coşkuyla ellerimi tutup kendimi daha iyi hissedip hissetmediğimi sorduğunda yüzüne samimi bir endişe hâkimdi. İçini rahatlatacak kelimeleri söyledikten sonra dikkati benden uzaklaştı ve böylelikle salonun uzak bir köşesinde kız kardeşim ile vakit geçirmek üzere özgür kaldım.

Hem kaçtım sizden, hem de umarsızca aradım sizi; varlığınız kederin ağlarıyla saracaktı bedenimi lakin engel olamıyordum kendime, sizi görmeliydim. İnatçı bir şekilde bakışlarım gezindi salonda ve orada, piyanonun hemen yanında buldum sizi. Çok sürmedi kavuşalı bakışlarım düz kaşlarınızın örttüğü gözlerinize, Çiçekli Hanım'ın kelimeleri bir kez daha ayırdı beni huzurlu bir anın eşiğinden.

"Değerli Bayan D. ve saygıdeğer Beyefendi, bu geceyi daha da güzelleştirmek için neden dans etmiyorsunuz? Sizi izlemek bize büyük mutluluk verecek!"

Onu kıramazdınız, yanınızdaki hanımefendinin de bunu zevkle yapacağını bildiğiniz için hiç düşünmeden ona elinizi uzattınız. Salonun ortasına birlikte yürüdüğünüzde sizin de yüzünüzde bir şenliğin izleri yoktu; kahkahalar donmuştu orada, müzik sanki sonsuza dek kesin bir şekilde susturulmuştu. Ah, hayır! O küçük kız, o dehşete düşürücü varlık sizin de dudaklarınızda; cellât olmalı o, bir çocuğun suretinde ya da bir hırsız, masumiyet maskesiyle. Ne mümkün asıl kimliğini tayin etmek lakin kurtulmanızı istedim esaretinden. Ben ağırlardım onu, siz gülümsemeliydiniz.

Beyefendiye MektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin