16.Korunuyormusun?????

En başından başla
                                    

"Hiç olurmu öyle şey sultanım ben elbetteki sırf ve tek senin için geldim" Ali hemen eğilip elini öptü Hanife hanımın...

"Hadi oradan yağcı!" Deyince Ali Hanife Hanımın dizinin dibine oturup...

"Sen şimdi bırak bunları sultanım, hani bana kız buluyordun sen,  hani, bak bana, Türküm, doğruyum, çalışkanım, yakışıklıyım nerede hani kız"  Hanife hanım Sedef'e bakarak...

"Deli bu oğlan, vallahi deli, haala deli" ufak bir kahkaha attıktan sonra bu sefer Ali'ye dönüp...

"Oğlum kelin merhemi olsa önce kendi başına sürer. Bak Ömer abin gelmiş 36 yaşına bulsam ona bulurum"

"Ooooo onu bekleyecek olursak temelli kaldık evde be sultanım" deyince üçü birden kahkahalarla gülmeye başladılar. Bu arada Melek odasından kapının zilini duymuş ama aşağıya inip inmemek arasında kalmıştı, ya dayısıysa ama dayısı kapıyı çalmazdıki bu cesaretle merdivenleri yavaş yavaş indi kahkahalar eşliğinde önce annesini sonra anneannesini ve aynı karede Ali'yide görünce ani bir kararla geri dönmek istemiş ama duyduğu sesle olduğu yerde kalmıştı...

"Melek!!" Bu ses Ali'ye aitti Melek yavaş yavaş yüzünü döndü Ali'ye ama hiç bir şey demedi.

"Bir hoşgeldin yokmu Melek"

"Ho... Hoşgeldin Ali"

"E ama oldumu şimdi, hani benim her gördüğünde boynuma atlayan kardeşim" Deyip kollarını iki yana açınca melek aldığı cesaretle merdivenleri koşarak inip kollarını boynuna doladı Ali'de sıkıca sarıldı. Zaten gözleri hep ağlamaya hazır olan Melek gözyaşlarının arasında....

"Ben... Ben bana kızgınsın zannetmiştim"  Bu sözler üzerine biraz kendinden uzaklaştırdı kızı ve...

"Kızgınım! hemde çok kızgınım" Melek başını öne eğip sessiz gözyaşlarını dökerken Ali devam etti... 

"Ama kıyamıyorum sana be güzelim. Hadi şimdi hazırlan dışarı çıkalım biraz, bir şeyler yer konuşuruz. Hadi güzelim" Aynı evde kardeş gibi büyümüşlerdi hele Ali düzeldikten sonra daha bir yakınlaşmışlardı. İyi gelecekti Ali ile konuşmak...

"Tamam hazırlanayım geliyorum" Dedi ve koşa koşa çıktı merdivenleri, daha üç merdiven çıkmıştıki geri döndü minnet dolu bir gülümsemeyle yanağına bir öpücük kondurup bir şey demeden yine koşarak çıktı merdivenleri. Ali arkasını döndüğünde Sedef'in buğulanmış gözleriyle karşılaştı...

"Sağ ol kardeşim çok sağ ol" Ali gidip ellerini tutup dudağına götürdü ve...

"Ablam ağlama lütfen bak hallolacak her şey merak etme sen"

"Nasıl merak etmeyeyim Ali, öyle kötü ki, iyice içine kapandı. Neredeyse bir haftadır akşam yemekleri hariç hiç çıkmıyor odasından, onda da yemekmi yiyor dayakmı belli değil."

"İnanırım ablam ama sen tanımıyormusun Ömer abimi onunda içi gidiyordur inan o da en az Melek kadar acı çekiyordur. Rahat ol sen eninde sonunda affedecektir"

"İnşallah Alim inşallah, neyse kahve söylemiştim hadi hazırlanana kadar biraz sohbet ederiz

"Vallahi ablam bencede hemen gidelim Hanife Sultan çiğ çiğ yiyecekmiş gibi bakıyor" Deyip güldürmeyi başarmıştı Sedef'i. Tam Hanife Hanımın yanına doğru gidiyorlardıki Ömer girdi salona, öyle yorgun öyle bitkin görünüyorduki ilk defa kardeşini böyle gören Sedef telaşla yanına gitti...

"Ömer iyimisin kardeşim?!"

"İyi değilim abla hiç iyi değilim inşaatta iskele çökmüş iki işçimiz ağır yaralı. Hastaneden geliyorum"

Aşk'ı kıyametHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin