♤ BÖLÜM 17

895 95 91
                                    

Multi:Aybars

6000'nin üzerinde bir bölüm oldu ve itiraf etmeliyim ki ben bu bölüme bayıldım.Umarım sizde seversiniz.Sizden bir ricam var, lütfen hikayemizin daha çok okunması için önerelim belki, kocaman bir aile oluruz.Sizlere güveniyorum ve hepinize çok teşekkür ediyorum.

Ayrıca başka bir konu Aybars karakterini değiştirdim ve bu karakteri çok mu çok beğendim.Sizinde beğeneceğinizi düşünüyorum.

İYİ OKUMALAR

Aşk, neler hissettiridi insana?

Bir açıklamasını ya da cevabını bulabilir miydik?

Cevabı zordu.Hem de fazlasıyla.Çünkü aşk, insanı hep ikilem arasında bırakırdı.Duygular karmakarışık bir yol alırdı.Ne hissettiğini, o anda ne düşündüğünü tam olarak idrak edemezdik.Bilinmez bir yol gibi dikilirdi karşımıza duygular.Ne yapacağımızı bilemediğimiz için bazen o yolun başında ürkekçe bir işaret beklerdik, bazen de bir cesaretle karşımıza çıkan herhangibir yola devam ederdik.Karşımıza neyin çıkacağını bilemeden korkusuzca doğru yolu, arardık.

Cesurlaşırdık bir anda.Çünkü bizi cesur yapan şey Aşk'tı.Kimi zaman bu yolda yara alsak da, o yaraları saran biri mutlaka yanımızda olacaktı.Biz her düştükçe o elimizden tutup kaldıracaktı.Yaramızı sarıp, yaramızdan öpecekti.

Çünkü aşk, böyleydi.Biri kanatırdı, diğeri o kanayan yarayı kapatırdı.

Şimdi o kanayan yaralarım Aybars ile beraber yavaş yavaş kapanıyordu.Ellerini ruhuma bir siper gibi kapatıyor ve zarar görmemi engelliyordu.Bunu bilinçli bir şekilde yapıp yapmadığını bilmiyordum.Bazen büyük bir merak bedenimi ele geçirse de kendimi frenliyordum.Bana nasıl bu kadar iyi geldiğini sormak istiyordum.Yaralarımı kısa sürede nasıl hafifletebiliyordu bilmek istiyordum.

Fakat sonra, bir şey beni engelliyordu.Hiçbir şey yapmıyordum.Kendi bilinmezliğimle duruyordum karşısında.Yoğun duygularım beni ele geçirse de sessiz kalıyordum.

Dün gece Aybars'la konuştuktan sonra, yarın geleceğini Tuğçe'ye de söylemiştim.En az benim kadar o da sevinmişti.Hatta soru yağmuruna bile tutmuştu.Fakat uykum çok fazla olduğu için kısa bir özet geçip uykunun şefkatli kollarına kendimi bırakmıştım.

Burnumda hissettiğim tüy ya da her ne ise bir türlü yatmama izin vermiyor ve huylanmama sebep oluyordu.Elimi burnuma sürterek kaşımaya başladım.Fakta nafile, aynı kaşıntı durmaksızın devam ediyordu.Sıkıntılı bir nefes vererek yattığım yerden diğer tarafa doğru döndüm ve uyumaya çalıştım. "Ya kızım ne kadar uykucusun, hadi kalk saat yedi ve daha hazırlanmadık bile." duyduğum sabırsız sesle beraber yatağımın sallandığını hissettim.Tıpkı eskisi gibi yatakta zıpladığına yemin edebilirdim.Bu çocuksu tavrı komiğime gittiği için küçük bir kahkaha attım ve onu dinlemeden yatmaya devam ettim.Dün gece geç yattığımız için uykumu çok fazla alamamıştım.

"Ya biraz daha yatayım lütfen çok uykum var." huysuzlanmamı gözardı edip üzerimdeki yorganı çekmeye çalıştı.Aynı hareketle bende ona meydan okuyarak yorganı üzerimden almasına izin vermedim.Fakat bu olağanüstü çabam boşu boşunaydı.

"Hadi bak kalkmazsan soğuk suyu kafandan aşağıya dökerim."dedi ve sıkıca sarıldığım yorgan bir anda ellerim arasında kayboldu.Duyduğum tehditler sebebiyle yattığım yataktan doğruldum ve yüzüme berbat bir ifade takındım.Eğer gerçekten bir şey söylüyorsa bunu kesinlikle yapardı. O yüzden sabah sabah soğuk suyu çekecek halim yoktu.

Ben yatakta öylece otururken Tuğçe' de banyodaki işini hallettikten sonra banyo sırası nihayet bana gelmişti. Oturduğum yataktan kalkarak banyoya doğru yol aldım.Saçlarım fazla kirlenmemişti ama hızlıca bir duş alsam fena olmazdı. Saçlarımı iki defa şampuanladıktan sonra lavanta kokulu duş jelimi de güzelce sürdüm.Banyo işimi hallettikten sonra havluma sarıldım ve yere düşmemek için duvara tutunarak odama doğru yürüdüm.

İNANMAK İSTİYORUMWhere stories live. Discover now