♤BÖLÜM 9

1.1K 211 147
                                    

İYİ OKUMALAR ...

İnsanın hayatı boyunca elde etmek istediği ya da başarmak istediği bir takım istekleri vardır. Her ne kadar zor olduğunu bilse bile bir şekilde başarmayı arzu eder.

Bu o kadar zor bir şeydir ki.

İstemek, başarmanın ilk hedefidir aslında. Çıktığın yolun ilk sokaklarıdır. Bunun diğer bir kısım ise inanmaktı.

Gittiğin yol ne kadar doğru?

Ya da bir çıkış yolu var mı?

Daha bir çok soru ile karşılaşabiliriz.

Aslında benim hedeflerim ve hayallerim bir uçurumdan fırlatılarak ölmeye mahkum edilmişti. İsTeklerim , denizin üzerinde eriyen bir kar tanesine dönüşmüştü. Her bir kar tanesi denizin üzerinde ki hakimiyetini korumaya devam ediyordu. Bu muazzam bir görüntüden ziyade, içi kan dolu bir küveti anımsatıyordu. Ruhu kayıplara karışan, küçük kalpli bir kızın yok oluş hikayesi burada başlıyordu. Ya da yok oluyordu.

Yaşadıklarım, aklıma bir bir dolanırken, kalbimin en derinlerinde mutsuz bir kız baş gösterdi. Unutmaya çalışıyordum, ama unut demekle de olmuyordu. Yaşadıklarım beni pençesi altına alıyordu.

Düşünmek aklımın bulanmasında en önemli faktör olduğu için düşünmemeye çalıştım.

Kapıya vurarak açılmasını bekledim. Kısa bir bekleyişin ardından açılarak içeri girdim.

" Hoş geldin kuzum " dedi halam neşeli çıkan sesiyle.

Eniştem geldiği için neşeli olabilirdi. Daha henüz görmemiştim ama halam la konuştuklarına emindim. Birbirlerini oldukça seviyorlardı.

" Hoş buldum halacım. Bu neşe nereden geliyor?" dediğimle birlikte kahkaha atarak konuşmaya başladı.

" Her zaman ki halim bir tanem eh eniştenin de payı var" dedi gülmesine devam ederek.

Üzerimdeki ceketi çıkararak portmantoya koydum. Çantamı ve botlarımı da çıkarıp salona doğru geçtim. Ayaklarımı uzatarak bu günün yorgunluğunu atmak istedim. Bacaklarımdan tutun da belime kadar ağrı çekiyordum. Bacaklarıma masaj yaparak geçmesini diledim. Gittiğimiz yerlere arabayla gitmiştik ama ayakta durduğum için fazla ağrı yapmıştı.

Bu gün sıradan bir gün olabilirdi ama ben çok eğlenmiştim. Bana böyle bir ders verebileceğini hiç düşünmemiştim. Açıkçası birkaç söz söyleyip beni ikna etme çabalarına gireceğini düşünüyordum.

Ama olay benim düşündüğüm bir şekilde gelişmemişti.

Bizim doktor profesyonelliğini konuşturup en akılcı yollarla beni ikna etmeyi başarmıştı.
İçimde inanma isteği vardı ama bunun yeşermesinde Aybars'ın çok büyük bir etkisi vardı.

O çocukları göremeden, acılarını kalbimde hissetmiştim. Gizleyip içine sakladıkları üzüntülerini, algılayabilmiştim. Bu kadar güçlü olmaları beni oldukça şaşırtmıştı. Küçücük dünyalarında, tek başlarına, yapayalnız, bırakılmışlardı.

Onların gözlerindeki yaşama umudunu göremiyordum. Ama ruhlarındaki acılara rağmen, pes etmediklerini hissediyordum.

Mutfaktan ses geldiğine göre halam yemekle uğraşıyordu. Durumları gayet iyi olmasına rağmen halam evde birinin çalışmasını istemiyordu. Hem ev ile uğraşıp hem şirkette enişteme yardımcı oluyordu.

Hem de benim gibi bir bela ile uğraşıyordu.

Bazı zamanlar ona çok yük olduğumu düşünüyordum. Ama halam bu konuda bana hep kızardı. Beni Mesut'tan hiç ayırmazdı. Hatta daha fazla ilgilenirdi diyebilirim.

İNANMAK İSTİYORUMWhere stories live. Discover now